1643250045374.png


Çoğu meraklı amatör, taş plakları çalmanın tek yolunun gramofon olduğunu zanneder; fakat öyle değildir. Taş plaklar bildiğimiz modern pikaplarla, üstelik çok daha iyi çalınır. Elektrikle yükseltme de yapılabildiğinden, gramofonun akustik yetersizliklerine ve heyulâî borusuna boyun eğmek zorunda kalınmaz. Bu durumu önce pikap ekipmanı, sonra da kartuş ve iğne bakımından ele alacağız.

Öncelikle konuya yabancı olanlar için plakların tipleriyle ilgili bir kavram açıklaması yapmakta fayda var. Plaklar taş ve vinil plaklar olarak ikiye ayrılır. Daha yeni teknoloji olan vinil plaklar 33⅓ ve 45 devirli olarak ikiye ayrılır. Ayrıca bunlar mono ve stereo olarak da ikiye ayrılır; ki her iki devirde de mono ve stereo plaklar olabilir. Taş plaklar ise kesinlikle monodur ve devir hızları ortalama olarak 78 devirdir; fakat 78 civarında çok farklı devirlerde kaydedilmiş taşplaklar da mevcuttur (Meselâ devir sayısı çok değişken ve genelde 90’ın üzerinde olan Pathé plakları veya 30 cm'lik çapta olmasına rağmen bazı uzun eserlerin sığdırılabilmesi için hayli yavaş devirde -yaklaşık 65~68 devir- kaydedilmiş Darülelhan plakları).

Ülkemizde taş plak çalmaya müsait devirde dönen pikap bulmak maalesef imkansız gibidir. Ancak eskiciler ve pikap satan elektronik dükkanlarında, Dual, Elac gibi, 78 devirde de dönen eski pikaplar bulmak mümkündür. Bunların birçoğu tamir gerektirebilir. Önemli olan, plak tablasının dönüş hızının doğruluğu ve sabitliğidir. Kayışlı (belt drive) modeller için yeni kayışlar internet üzerindeki yabancı menşe'li pek çok siteden güvenle temin edilebilir veya aynı özelliklerde lastik kayışlar çeşitli nalburiye dükkanlarında bulunabilir. Burada önemli olan lastiğin sertliğinin ve gerginliğinin orijinaliyle birebir aynı olmasıdır. Aksi halde plak tablasının dönüş hızı olması gerektiğinden farklı olur.

Dual ve Elac’ın 60 ve 70’li yıllardaki modelleri gibi teker (idler wheel) ile çalışan modellerin yedek parça tekerlerini bulmak ise neredeyse imkansızdır. Fakat yine internetteki bazı siteler, göndereceğiniz tekerleri belirli ücret karşılığı orijinal şekline uygun olarak tamir edip iade etmektedir. Usta bir el, uygun lastik malzeme ile bu tekerleri kendisi de onarabilir. Doğrudan sürmeli (direct drive) modeller ise genelde yalnızca motor ve aksam bakımına ihtiyaç duyar; fakat bunlardan 78 devirli olanlarını bulmak oldukça zordur.

Bahsettiğimiz pikaplar sabit 78 devirde döner. Pek çoğunda deviri azami ±%6 oranında (73 ila 83 devir) değiştirmeye yarayan ayar (pitch ayarı) bulunur. Fakat bu dahi önceden belirttiğimiz bazı plakları dinleyebilmek için uygun değildir. Bu durumda iki seçenek vardır: Birincisi taşplak çalmak ve aktarmak için üretilmiş özel profesyonel arşivleme pikapları kullanmak, ikincisi ise motor devir kontrol devresi ile donatılmış bir pikap imal etmektir. Bu ikincisi elektronik bilgisine sahip olmayan ortalama dinleyici için pek mümkün olmasa gerektir.

ABD'deki bu konuda özelleşmiş bazı firmalar (Rek-O-Kut gibi) bu tip taş plak arşivleme pikapları üretmekte, bunlar da yurtdışındaki pek çok internet sitesinde satışa sunulmaktadır. Bunların çoğu modellerinin üzerinde her türlü taşplağı çalabilecek devirleri sağlayabilen ayarlar bulunur. Fakat bunların fiyatları hayli yüksektir ve yurtdışından posta-kargo gibi yollarla edinmek mümkün değildir.

Dijital teknolojinin getirdiği imkânlar, taşplakları 78 devirde çalıp dijital olarak kaydetmek ve sonra kaydı herhangi bir ses programı yardımıyla pitch shift efekti kullanarak gerçek hızına dönüştürmek imkanını bize vermektedir. Bu yol diğerlerine göre en kolay ve düşük maliyetli yöntemdir. Bu durumda kaydın dijital olarak dinlenmesi mümkün olacaktır.

Gelelim kartuş ve iğne meselesine. Gramofon iğneleri genellikle çelik gibi sert malzemelerden imal edilir ve tek kullanımlıktır (Bir kaç kullanımlık iğneler de üretilmiştir). Her dinlemede değiştirmek ve yeni iğne takmak gerekir. Aksi halde plağın ses yolunu geri dönüşsüz zedeler. Günümüzde kullanılmamış iğne bulma zorluğu ve her kullanımda yeni iğne takmanın getireceği maliyet bu işi kanımızca pek tatsız kılmaktadır. Fakat asıl önemlisi, gramofonların ve gramofon iğnelerinin taş plaklara her halükârda verdiği zarardır. Gramofonun kafa kısmı taş plağın üzerine en iyi ihtimalle 100 gramın üzerinde bir yük bindirir. Bu ise, iğne ne kadar kaliteli ve yeni olursa olsun plağa müthiş bir zarar verir. Bu sebepten taş plak literatüründe “aşırı dinleme” tabiri vardır: aşırı dinlenen plak bozulur. Madem dinlemeyeceğiz, taş plağın işi nedir diyebilirsiniz. Modern kartuşlarla taş plak dinlenebilir; tabii ki uygun iğneler kullanılarak. Modern iğneler plağın üzerine ortalama 3-5 gramlık yükle binerler. 100 gram ile arasında ne büyük bir fark olduğu aşikâr... Dolayısıyla uygun iğneyle bir plak onlarca, hatta yüzlerce kere, ne plağa ne de iğneye zerre zarar vermeksizin dinlenebilir. Bunun için taş plak dinlemeye uygun iğne ve kartuş edinmek kâfîdir. Fakat her tip kartuşa uygun taş plak iğnesi yoktur; sayıları da hayli sınırlıdır (Benim tespit edebildiğim 2-3 marka ve 9-10 model). Bunlardan aşağıda bahsedeceğiz.

Plakların ses çizgisi genişliği ve pikap iğnelerinin uç yarıçapları inç, mm veya daha çok ABD’de kullanıldığı gibi “mil” denilen, inçin 1000’de birine, milimetrenin de 0.024’üne tekabül eden ölçüyle ölçülür. Taş plakların ses çizgisi, yaklaşık 1 mil olan ilk mono vinil LP plaklara ve 0.7 mil olan stereo LP’lere göre çok geniştir. Dolayısıyla taşplaklar vinil plak iğnesiyle dinlenemez; dinlenmemelidir. Yoksa plağa çok büyük zarar verilir. (Piyasada dükkanlarda bulunan iğnelerin ekserisi vinil plak iğnesidir; taş plaklara zarar verir; aman dikkat!) Bu durumda iğne asıl temas etmesi gerektiği çizgi çukurunun yan duvarlarına temas etmez. Dipteki kısma temas eder ve aşırı gürültülü bir ses üretimiyle beraber plakta kalıcı hasar söz konusu olur. O halde, taş plakları dinlemek için ses çizgisinin genişliğine uygun genişlikte ve uygun özelliklerde üretilen kafa ve iğneleri kullanmak lazımdır.

Taş plaklarda iki tip ses çizgisi vardır: yana doğru (lateral) ve dik yönlü (vertical). Pathé plakları dik yönlü ses çizgisine sahiptir. Columbia, Sahibinin Sesi, Odeon, Orfeon gibi diğerleri ise yana doğru ses çizgisine sahiptir. Önce daha yaygın olan yana doğru ses çizgisine sahip plakları ele alıp daha sonra dik yönlü çizgililerden bahsedeceğiz.

Yana doğru ses çizgili plakların; baz alınan Amerikan plak teknolojisine göre; genel ve yaklaşık genişlikleri, üretildikleri zamana ve özelliklerine göre şöyledir:
  • 1920 öncesi akustik ve ilk elektrik plaklar, daha sonraki ama çok yıpranmış taş plaklar, saf alüminyum plaklar: 0.004 inç / 4 mil
  • 1920-1939 arası taş plaklar: 0.0035 inç / 3.5 mil
  • 1939 sonrası taş plaklar: 0.0028 veya 0.0030 inç / 2.8 veya 3 mil
  • 1954 sonrası taş plaklar: 0.0025 inch (2.5 mil)
Buradan da anlıyoruz ki herhangi bir plağı uygun olmayan boyuttaki iğneyle dinlemek, o plağa müthiş zararlar verecektir.

Yıpranmış, aşırı dinlenmiş plakları dinlerken daha kalın uçlu iğne kullanmak, iğnenin yan duvarlara temas yüzeyini arttıracağından, çoğunlukla daha iyi sonuç verir; düşük frekanslı dip gürültülerini daha az alır. Fakat derin çizikli plaklarda nisbeten ince iğne, çiziklerin yaratacağı patırtı sesini daha az alır. Ayrıca kalın uçlu iğne az daha fazla yüzey hışırtısı yapar. Bu durumda amaca en uygun iğneyi tespit etmelidir. Aslında bu değerlendirmelerin hepsi tabii ki genelleme. Gerçek manada hangi plağa hangi iğnenin uygun düşeceği kulak tarafından tespit edilmelidir. Daha az gürültülü ve daha kaliteli ses veren iğne her zaman o plağa en uygun iğnedir. Çünkü her plak, yılların ve muhtelif sayıda, hatta muhtelif “ihtimamda” dinlenmiş olmanın verdiği tahribat dolayısıyla farklı oranlarda tahrip olmuştur. Bu da oldukça farklı profillerde ses çizgileri anlamına gelir.

Grooves78(1).gif
Ayrıca, ülkemizde taş plak üretiminde o dönemlerde standardizasyonun pek olmamasından dolayı farklı üreticilerin aynı tarihlerde farklı profildeki ses çizgisine sahip plaklar üretmiş olması ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Yandaki çizim buna bir örnek teşkil eder. Standardizasyon ancak elektrikli plakların üretilmeye başlamasıyla gelebilmiştir. Tabii bu farklılık, ülkemizde plakların aynı fabrikada ve tabiatıyla aynı teknikle üretildiği dönemde üretilmiş plakları kapsamayacaktır. Bu durum daha çok, İstanbul'daki ilk fabrika açılmadan önceki tarihlerde yurtdışında üretilen plaklarda geçerli olsa gerektir. (Bu konu hakkında daha detaylı bilgi için bkz. Git Zaman Gel Zaman, Cemal Ünlü, Pan Yayınları, 2004)

Şahsi tecrübelerimiz, yerli taş plaklarımıza en uygun iğnelerin 3 ve 3.5 mil ölçülerindeki iğneler olduğudur. Özellikle ilk dönem (Pathé plakları hariç) akustik plaklar ve 1950'lere kadarki elektrikli dönem plaklarında 3.5 mil'lik iğne, çok iyi sonuç vermektedir. Bu iğnede düşük volümde ve sabit bir yüzey hışırtısı duyulsa da ufak çizikleri çok patırdamadan algılaması tercih sebebi olmaktadır. Daha sonraki döneme ait ve tahrip olmamış plaklarda ise 3.2 veya 3 mil'lik iğneler kullanılabilir. Bu iğneler biraz daha yüksek ses çıkışı sağlamaktadır. Çok tahrip olmuş eski plaklarda tahribatın etkisini en aza indirgemek için 4 mil'lik iğneler tercih edilebilir. Pathé plaklarında ise daha kalın iğneler kullanmak çok daha iyi sonuçlar verecektir.

Kartuş meselesine gelirsek... Piyasada muhtelif iğne boyutları kullanılabilen, mono sarımlı pikap kartuşları mevcuttur. Bunlardan iyi sonuç almak için yalnızca plağa uygun iğneyi kullanmak yetecektir. Stereo sarılmış fakat mono taş plak iğnesiyle kullanılabilen kartuşlar da vardır. Bunlar, dik yönlü profilli plaklar için de kullanılabilmesi açısından daha esnektir; fakat ses elde etmek için bir değişiklik uygulamak gerekir. Bu da kartuş çıkışının bağlantısı meselesidir.

cablage(1).jpg
Stereo kartuşlar, normal olarak iğnenin hem yana doğru hem de dik yönlü hareketlerini algılar. Çünkü yana doğru hareketler sağ ve sol kanalları ifade eder. Fakat bir mono kartuşun sadece yanadoğru hareketleri algılaması lazımdır; iki yana olan hareketler de stereonun aksine aynı tek kanala aittir. Dolayısıyla yana doğru profilli taş plaklar için, stereo kartuşu mono yaparken hem sağ ve sol hareketleri tek kanalda birleştirecek, hem de aynı işlemde dik yönlü hareketleri iptal edecek bir bağlantılama gereklidir. Yandaki şekilde yana doğru/yana doğru bağlantılamayı görüyoruz. Burada iki stereo kanal seri bağlanarak sağ ve sol kanallardaki sinyaller toplanırken, ikisinde de ortak ama ters fazlı olan dik yönlü hareketlerin sinyalleri birbirini iptal etmiş olur. Dolayısıyla stereo dinlemedeki aşırı gürültü ve hışırtılar giderilmiş olur.

Pathé, Edison Diamond gibi dik yönlü profilli taş plaklar için ise daha da geniş (0.008 inç/8 mil gibi) iğneler kullanılmalıdır. Halihazırdaki mono sarımlı kartuşlarda bu plakları uygun bir şekilde dinlemek yapı gereği mümkün olamamaktadır. Fakat stereo kartuşun sinyal çıkışları, yukarıdaki şekildeki gibi, bu sefer “ters paralel” bağlanırsa, sağ ve sol yana doğru hareketler birbirini iptal eder, gürültü engellenmiş olur, sağ ve sol dik yönlü hareket sinyalleri de toplanarak çıkışa verilir. Bu şekilde, Pathé plaklarının çok şikayet edilen (a.g.e, C. Ünlü) kalite probleminin aslında uygun dinleme şartlarının sağlanmamasından ortaya çıktığı, bu şartlarda gayet gürültüsüz ve net ses elde edilebileceği görülebilir.

Bütün bunlar tabii ki direkt plaktan analog çalma için geçerlidir. Dijital kaynaklara aktarmak için stereo çıkışta aynı işlemleri bilgisayar üzerinde uygun bir ses programı aracılığıyla yapmak, daha verimli sonuçlar doğurabilecektir.

Taş plak çalımı için kullanılabilecek pek çok marka kartuş ve iğne vardır (Ortofon, Pickering, Shure, Nagaoka, Audio Technica vd.) fakat ben burada iki markanın iki kartuşundan bahsedeceğim. Bunlar Stanton firmasının 500 serisi ve Grado'nun 78C veya 78E Prestige 78rpm Mono serisi kartuşlardır. Diğer markalarda en fazla 3 mil kalınlıkta ve çoğunlukla kürevî iğneler bulunmaktadır (bazılarında ise en fazla 2.5 mil kalınlık temin edilebilir; ki bu kalınlık bizim taş plaklarımız için pek uygun değildir); fakat saydığım iki marka kartuş için 3.5-4 ve hatta 8 mil kalınlıklarda iğneler temin edilebilir.

Taş plak dinlerken ortaya çıkan düşük frekanslı dip gürültüsünü ve yüksek frekanslı yoğun hışırtıları yoketmek için asgarî olarak, 50~80

Hz'e akortlu bir bas ve ~12 Khz'e akortlu bir tiz ton kontrolü kullanmak ve çalınan plağın eskilik/yıpranma durumuna göre bunları istendiği şekilde ayarlamak, pest gürültü ve tiz hışırtıyı rahatsız etmeyici seviyelere düşürebilmeyi sağlar ve keyifli bir dinleme için gerekli ve yeterlidir. Daha iyi bir dinleme tecrübesi için, her frekansın gürlüğünün ayarlanabileceği, bol bantlı frekans eşitleyicileri (equalizer) kullanılabilir ve her plağın özelliği ve dinleyen kulağın zevkine göre çıkışta alınan ses değiştirilebilir.

Bu yazıda, taş plakları mümkün olan en az zararla ve en iyi şekilde amatör olarak dinlemek için birkaç püf noktasını kısaca vermeye çalıştım. Aşağıdaki kısa kaynakçada, bu hususta daha derin bilgi edinilebilecek ve taş plaklar ve gramofon hakkında ilginç bilgilere de ulaşılabilecek bir kaç İngilizce internet sayfasının bağlantıları verilmiştir. Faydalı olmasını ümit ediyorum.

Keyifli dinlemeler.


kotuplakornek(2).jpg
http://history.sandiego.edu/GEN/recording/nonelectrical.html
http://history.sandiego.edu/gen/recording/notes.html
http://www.restoring78s.co.uk/Index.htm
http://www.ambor.com/public/78rpm/78rpm.html
http://home.clara.net/rfwilmut/repro78/repro.html
http://pagesperso-orange.fr/jlf/erepro2.htm
http://www.dself.dsl.pipex.com/MUSEUM/COMMS/auxetophone/auxetoph.htm
http://www.library.yale.edu/cataloging/music/historyof78rpms.htm
http://www.shellac.org/wams/wsfactor.html
http://www.videointerchange.com/vintage_78s.htm

Gramofon iğnesinin ağırlığı ve iyi ayarlanamamasının verdiği zarara misal
Korkutalp Bilgin