YouTube'un compress ettiği sesle yapılan karşılaştırmalar genelde sağlıksız oluyor. Wav ya da flac formatında dosyalar olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Daha çok ses mühendislerinin ilgi alanına giren bir konu zannediyorum bu. Yabancı YouTube kanallarında ve forumlarda da devamlı aynı karşılaştırmayı görüyorum. Türk müziğinin geleneksel yöntemleri düşünüldüğünde pek bir ehemmiyyeti kalmıyor bu durumun çünkü biz çoğu zaman çıplak sesle bir eser seslendireceksek herhangi bir sesi o eserin karârı kabul ederek okuyoruz eserleri.
Eğer mevzû bir grup hâlinde hânendeler ve saz heyeti olarak okumaya gelirse de topluluk ya diyapozon (20. yüzyıldan sonra neredeyse hepsi Birinci Oktav LA=440 verir) ile ya da telefon ile bütün sazları akortlayıp öyle başlıyor esere. Eğer eser bir albüme, televizyon kaydına ya da dijital ortama okunmayacaksa -çoğu zaman- ney akorduna göre akortlar yapılıp giriliyor esere. Hâl böyle olunca karârın hangi Hertz'e isâbet ettiğini kimse bilmiyor.
Kimileri 432 hz'in daha derin ve zengin bir ses verdiğini savunsa da ben bir değişiklik göremiyorum. Benzemez kimse sana icrâında kimi yerlerde dijital kaydın etkisinden midir bilemiyorum seste düşmeler yaşanıyor. Özellikle 440 HZ'deki ''bakışından süzülen'' güftesinin ikinci dolabı çok rahatsız edici. 432'de ise uşşâklar neredeyse kürdî gibi. Daw yani kullanılan program ile ses transpoze edilmiş havası var. Ard arda dinlendiği için de farklar çok bâriz geliyor olabilir. Dipsiz bir kuyu gibi bu konu. Burada konusunun açılmasına ve Türk Müziğinde böyle bir çalışma yapılmasına da hayli şaşırdım. Teşekkürler.