Gökhan Hocamızın , şu cümlesi çok dikkat çekici:
"Anlaşılacağı üzere Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifi kendi ismini vermeden "hakîr" olarak nitelemektedir. Hakîr nitelemesini Mevlevi olmayan bir müellifin kullanma ihtimali olabilir mi? Geçen yazımızda da özellikle belirttiğimiz gibi "Cenâbü'l-Hâlik…", "…İmdi Bismillah'la makamat teşrihine mübaşeret idelim…" gibi cümleleri bir Mevlevi ya da Müslüman müellifin dışında bir müellifin kullanmış olamayacağı gibi "hakîr" tabirini de kullanmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Tekrar şu soruyu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum: Kitabu İlmi'l-Musiki Alâ Vechi’l-Hurûfât'ın müellifi Dimitrie Cantemir olabilir mi?"
Konuyu saptırmak istemem . Yazdıklarımdaki gaye musiki dışında şeylere dikkat çekmek değil. Ancak, şu an ortaya çıkan başka bir hakikati paylaşmam da faydalı olur diye umuyorum.
20.yy ikinci yarısı tarihimizde , 19. yy Osmanlı Eserlerinin baş mimarları olarak gösterilen balyan ailesinin , aslen mimar değil Müteahid olduklarını belgelerle isbat eden Selman Can hocamızın konuşma ve makalelerini de tavsiye ederim.
Bunları yazarken ırki ya da etnik vb.. ön yargılarla yazmıyorum. Nitekim , öyle olsaydı Hamparsum ,Mandoli Artin , Petraki, Tanburi İsak gibi bestecilerimizin eserlerini ,yazmalarını paylaşmazdım.
Saygılarımla, hatamız olduysa ,affola