Bûy-i gül-i bâd-ı seherî ber-ser-i râhend
Ger mîreved ez-hôd bâz in kâfile-i nîst
buy / bûy / بوی
> Koku. (Farsça)
> Ümit, umma. (Farsça)
> Sevgi, muhabbet. (Farsça)
> Tamah. (Farsça)
> Huy. Tabiat. (Farsça)
> Kısmet, pay, nasib. (Farsça)
> Koku, râyiha. (Farsça)
gül / گل
> Küçük ve dikenli bir ağaçta olup şeklinin ve kokusunun güzelliği ile meşhurdur. Şairlere göre bülbülün sevgilisidir. Pek çok cinsi vardır. (Farsça)
> Çiçek. (Farsça)
> Gül. (Farsça)
bad / bâd / باد
> "Olsun, ola, olaydı" mânasına gelir ve kelimelerin sonuna getirilir. Meselâ: Aferin bâd : Aferin olsun. Çok yaşa. Afiyet bâd : Afiyet olsun. (Farsça)
> Yel. Rüzgâr. Soluk. Nefes. (Farsça)
> Defa, kez. (Farsça)
> Yük. (Farsça)
> Olsun. (Farsça)
ber / بر
> Üzere, üzerine, yukarı mânasına (ve Arabçadaki "Alâ" yerine edat-ı isti'lâdır) (Farsça)
> Göğüs, sine, bağır, sadır. (Farsça)
> Fayda. (Farsça)
> Hamil. (Farsça)
> Hıfz. (Farsça)
> Yan. (Farsça)
> Taraf. (Farsça)
> Nâkil. Götürücü. (Farsça)
> Meyve. (Farsça)
> Yaprak. Varak. (Farsça)
> Meme. (Farsça)
> Genç kadın. (Farsça)
> E (Farsça)
> (Burden) "Götürmek" mastarının emir köküdür. Kelimenin sonuna getirilerek terkipler yapılır. Emirber : Emir dinleyen, emir götüren. Fermanber : Emir veren. Emir dinleyen... gibi. (Farsça)
> Kara.
> "Alan, dinleyen, yeden, götüren" mânâsında son ek.
> "Üzeri, üzerine, yukarı" mânâsında ön ek.
> Üzeri. (Farsça)
> Üzere. (Farsça)
> Göğüs. (Farsça)
> Meyva. (Farsça)
ser / سر
> Baş. (Farsça)
> Başkan. (Farsça)
> Uç. (Farsça)
> Serden geçmek: Başından vazgeçmek, ölümü göze almak. (Farsça)
ger / گر
> Uyuz hastalığı.
> Türkçedeki "eğer" kelimesinin kısaltılmış şekli. Eğer, şayet mânasındadır. (Farsça)
> İsimlerin sonlarına eklenir ve yapıcılık bildirir bir edattır. Meselâ: Ahen-ger : f. Demirci. Zer-ger : f. Kuyumcu. (Farsça)
> "Yapan, yapıcı" mânâsında son ek.
> Eğer. (Farsça)
ez
> "Den, dan" mânâsında ön ek.
> ...den, ...den. (Farsça)
hod / خود
> Kendi. (Farsça)
> Miğfer, baş zırhı. (Farsça)
> Baş zırhı.
baz / bâz / باز
> Yeniden, tekrar oynatan, oynayan, geri ve arka tarafa doğru... gibi manalara gelir. Kelimenin sonuna veya baş tarafına getirilerek kullanılan bir "ek" dir. Meselâ: Ateşbâz : Ateşle oynayan. (Farsça)
> Doğan. Yırtıcı kuş. Av kuşu. (Farsça)
> Açık. (Farsça)
> Ayırma. Temyiz etme. (Farsça)
> İniş. (Farsça)
> Oynayan, yapan.
> Tekrar. (Farsça)
in / în / این
> Yabani hayvanların barınağı, yuvası. Mağara.
> İri ve güzel gözlüler.
> Bu. (Farsça)
kafile / kâfile / قافله
> Grup, topluluk.
> Kervan. (Arapça)
> Topluluk, kafile. (Arapça)