Mesajlar
63
Tepki Puanı
38
Türk musikisinde imla meselesi -benim gördüğüm kadarıyla- her zaman bir problem olmuş, makam, usul ve form kavramlarının çok başka şekillerde yazıldığını görmekteyiz. Dil doğası itibariyle yaşayan ve dönüşen bir şey fakat Türk müziğindeki bir olamama hali ve kararsızlık beni oldukça düşündürüyor. Bu konunun tartışıldığı kaynaklar, yazılar var mıdır, siz ne düşünüyorsunuz?
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3899
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Aynı dertten biz de yanıyoruz. Bu işe bir standart getirmemiş büyüklerimiz. Sitemizde o kadar terim var ve kendimizce bu terimlere bir standartlaştırma getirmek istiyoruz bir gün.

Muhakkak eski gazetelerde, dergilerde bu konuyu tartışanlar olmuştur. Cinuçen Bey değinmiştir büyük ihtimal ile. Ya da günümüzde bu konu hakkında makâle yazan da vardır akademik çevrede. Ancak aklıma net bir kaynak gelmiyor. Ben de araştırmadım açıkçası.

Belki akademik dünyâya hâkim @huseyink Hüseyin Bey bir ölçüde kaynak belirtebilir bizlere?
 
Mesajlar
1555
Tepki Puanı
2668
Sadece mûsikîde değil her alanda var. Kimi siyaseten kimi alışkanlıkla kimi inadına kimi de aslını bilmediği için kelimeleri yanlış ya da farklı yazıyor. Yazimdaki bu yanlışlıklar dile de sirâyet etti son 30 yıldır.

Haberlerde "hacettepe " , "kimya" diyor spiker. Ihtiyaç anlamı olan kelime "a" uzun olarak okunmalıdır "hâcettepe" diye.

Tartışılan tartışıldığı yerde kalıyor bizim ülkemizde. Ayrildiktan sonra herkes bildiğini devam ettiriyor. Madem tespit edilen kararlara uymayacaksınız niye bir sürü profesörü doçenti salonlara toplayıp konuşturuyorsunuz. Zaman ve emek zâiyâtı.

Ebede kadar da böyle gider.
 
Mesajlar
132
Tepki Puanı
245
Yaş
36
YouTube
link
Bu aslında Fars alfabesinden (ya da eski yazıdan) Latin alfabesine geçişte yaşanmış bazı zorluklardan itibaren sorgulanmış bir şey. Bu Cumhuriyet dönemindeki harf devriminde değil sadece, örneğin Ali Ufki Bey'in yazdığı iki adet mecmuada da görülüyor. Yani Türkçe 17. yüzyılda dahi, her ne kadar Fars alfabesiyle yazılsa da, Latin harflerini bilenler tarafından denenmiştir kaynakları incelediğimizde. Keza 15. yüzyıldan itibaren yazılmış Türk makam müziği kaynaklarında, bugün kullandığımız usullerin hemen hemen hepsi farklıdır. Şarkı formu 18. yüzyılın ortalarında şekillenmiştir. Veya bir çok formun da değiştiği gözlemlenmektedir.
Türk makam müziği için ise yakın tarihte Türkçeleştirme ve bunda birlik sağlanması olayını Hüseyin Sadettin Arel yapmıştır. Örneğin bugün kullandığımız durak, güçlü, tiz durak, yeden vs. gibi terimler Arel tarafından dilimize aktarılmıştır. Bunların hepsini Musiki Mecmuasında neşretmiş kendisi. Bununla beraber o zaman ulusallaşma ile başlayan her alanda birlik anlayışına, bugün ihtiyaç olup olmadığı kuşkuludur. Avrupa ve Amerika'da çağdaş avantgarde müzik doğrultusunda yapılan bütün eserlerde artık kişisel terimler kullanılmakta ve bunlar 'programme notes' olarak müziğin başında tarif edilmektedir. Bu yüzden biraz daha esnek davranmak gerekir belki bu terim konularında.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3899
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Keşke o zamanlar bir kurul kurup bu terimleri "temize" çekselerdi. Alfabe geçişinde zorluğun olması normal ama bu işi temizleyecek olanlar da o dönemin bilgin adamlarıydı. Bugün o bilgin insanlar yok maalesef. Bugün sözünü geçirebilecek kaç "üstâd" var? Ya da kaç kurum var? Bilgi ve birikime sâhip bugünün her akademisyeni bir makâle yazıp bu sorunlar ile ilgili düşüncelerini yazabilir. Örnek olarak bugün kullanılan "makam sisteminin" eksiklikleri eleştiren onca yazı okudum. Ama bir araya gelip ortakça şunu düzeltelim diyen kimse yok, ya da var, ama gerçekleştirebilen yok. Herkes kulesinde tespitleri dile getirmekle meşgul...
 
Mesajlar
1
Tepki Puanı
0
Amasya Beste yarışmasında finale kalan on eserin altısı kürdilihicazkar (nedense) ve maalesef altı bestekarın da notalarındaki makam adları farklı yazılmış. Herkes yarışmanın derdinde olduğundan böyle sorunlarla kimsenin ilgilendiği olmamış herhalde.
Bu hem müziğimizin geldiği nokta, hem de bestekarlarımızın durumu bakımından çok üzücü.
Nihavend mi, Nihavent mi? :)
 
Mesajlar
1555
Tepki Puanı
2668
Nihavend mi Nihavent mi?

Ne olması gerektiğini anlatan, gülüp geçtiğimiz meşhur bir konuşma vardır Abdülhak Hâmid ile Ferid Kam arasında.

Harf inkılabı ile imla kuralları da değişiyor "d" ler "t" oluyor vs.
A. Hâmid, Ferid Kam'a takılmak için "İsminin sonunda d harfi yerine t harfi olacak ve sana bundan böyle "Fer-it" diyecekler deyince, Ferid de altta kalmaz "hiç değilse ben "fer-it" oldum, senin gibi "Ham-it olmadım ya" der.
 
Mesajlar
212
Tepki Puanı
328
Arap alfabesindeki halleri kopyalanmalı herhalde, zira kelimelerin köklerinin, diğer kelimelerle irtibatının anlaşılması için çok büyük bir kolaylık ve geleneği daha sağlam aktarırız zannımca.
 
Üst Alt