Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Beğendiğiniz şiirleri ya da beyitleri burada paylaşalım.

Dilerseniz anlamlarını ya da günümüz Türkçesine aktarılmış açıklamalarını da paylaşabilirsiniz.

Bestelenmiş olmalarına gerek yok tabii ki ama ben güfte olarak kullanılmış bir örnek ile başlamak istiyorum.



Şeyh Gâlib

Fâriğ olmam eylesen yüzbin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-î kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devreyledikçe nûh-felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni

Bend-i peyvend-î dilim ebrû-yı gaddârındadır
Rişte-î cem'iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır
Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni

Ey hilâl-ebrû dilin meylî sanâdır doğrusu
Sûy-ı mihrâba nigâhım geç-edâdır doğrusu
Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu
Yâ savâb olmuş ve yâ olmuş hatâ sevdim seni

Bî-gubârım hasret-î hattınla hâk olsam yine
Sihhatim rûh-ı lebindendir helâk olsam yine
Tig-ı gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine
Hâsılı bîhûde cevretme banâ sevdim seni

Galib-î dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn'a salâ
Yüz çevirmem olsa dünyâ bir yanâ ben bir yana
Şem'ine pervâneyim perva ne lâzımdır banâ
Anlasın bigâne bilsin âşinâ sevdim seni.




Günümüz Türkçesi

(Günümüze aktarılması bana âit değildir, buradan aldım.)

Bırakmayacağım seni yüz bin keder versen de bana — aşığım ben sana.
Kaderin kalemi böyle yazmış alnıma — aşığım ben sana.
Sözümden dönmeyeceğim dokuz tane gök kubbesi dönse bile.
Şahidim olsun gökyüzü ve yeryüzü aşk yeminime — aşığım ben sana

Kalbimin üstündeki zincirler senin gaddar kaşlarından.
Beni bağlayan ip senin kıvrılmış siyah kâkülünden.
Hastayım, tek sağlık umudum senin baygın gözlerinden
Bir çaresiz derde düştüm — aşığım ben sana

Ey hilal kaşı yeni ay gibi, kalbimin dönüşü sanadır doğrusu.
Mihraba bakarsam eğer, o yalnız gözlerimin köşesindendir doğrusu.
Kaşının 'râ' sından geri dönseydim eğer o ikiyüzlülük olurdu doğrusu.
Aldırmam bu yanlış olmuş, ya da doğrusu — aşığım ben sana

Tozsuz toprak olurum yanağındaki kuş tüylerine hasret çekerek yine.
Eğer kırıp dökülseydim bütünüyle, konuşurdum senin yanağından ve dudağından yine
Kırılsaydım ortadan ikiye, koparmazdım kendimi senin bakışının kılıcından yine.
Ey sevgili bana boşuna işkence etme — aşığım ben sana

Deli Gâlib'tir adım selam olsun Ferhâd'a ve Mecnûn'a!
Yüz çevirmem ben senden dünya olsa bir yanda, ben bir yanda.
Pervaneyim kandiline, ne gereğim var benim umutsuzluğa?
Hem yabancı anlasın hem de dost bilsin bu gerçeği — aşığım ben sana
 
Son düzenleme:
Mesajlar
37
Tepki Puanı
58
Câm-ı aşkın içün ey perî peyker
N'eylesin âlemde bâde-i engür
Meh cemalin gören ey nâz-perver
Mest olup bir dahı olmasın mahmur

Nûş edelden cânâ aşkın şarâbın
Def ettim kendimden zulmet hicâbın
Terk ettim aşkınla çeng ü rebâbın
Erişmez sem'ime sadâ-yı tanbûr

Bî-çâre gönlümün sensin penâhı
Niçe bir eylerim hicrinle âhı
Yüz çevirmem senden inan vallâhi
Ger dâra çekilsem mânend-i Mansûr

Dağıttın ey perî bunca efkârım
Çıktı âsumâna feryâd u zârım
Merhamet etmedin gül yüzlü yârim
Divâne gönlümü kılmadın mâ'mûr

Gerçi ben âşıkım ol nev-cihâna
Şem'-i ruhsârına gönül pervâne
Ey Ömer söyleniz şâh-ı hûbâna
Sakınsın hüsnüne olmasın mağrûr

Âşık Ömer'den.
 
Mesajlar
45
Tepki Puanı
49
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korlatutuştu
pervane olan kendini gizler mi alevden
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu.

gün senden ışık alsa da bir rengebürünse
ay secde edip çehrene yerlerde sürünse
her sey silinip kayboluyorken nazarımdan
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse.

nihal atsız
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Koklasam saçlarını bu gece tâ fecre kadar
Acı duysam gözünün rengine dalsam da senin

Kanatır rûhumu mâzîde kalan hâtırâlar
Doyamam ömrüme ben kalbini çalsam da senin.


Bu güftenin şarkısı ayrı güzel ama şu ikinci satır ayrı bir dünyâdan. 7 kelime ile öyle bir anlatıyor ki...

Bilerek acı duyalım, o kadar acı duyalım ki gözyaşına dönüşelim. Seven acıya katlanır sonuçta. Ve burada gözyaşı iki işlem birden görüyor. Hem gözün doğasının bir parçası, yurdu orası. Yâni başka bir şeye de dönüşebilirdik ama biz acıyı tercih ederek gözyaşı olmak istiyoruz. Bir de gözyaşı mâvi olur, aynı bu şahsın göz rengi gibi. Bu kapıdan geçebilmek için, yâni dalabilmek için de mâvi olmamız gerekiyor. Ayrıca dalmak demişken, bu da bize uçsuz bucaksız okyanusları çağrıştırıyor. O göz öyle bir göz. Dalalım ve kaybolalım içinde.

Dönüşmemiz (acı duymamız) elzem oluyor sonuç olarak, çünkü sâdece bu şekilde sevgilinin bir parçası olabiliriz ve gözyaşı olmamız bize yetiyor, o kadar seviyoruz çünkü.

7 kelime bana bunları anlatıyor.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
202
Tepki Puanı
328
Düşürme kendiñi gird-âb-ı inkılâba Nedîm
Zamân olur saña da bir kenâr olur peydâ


Buraya birkaç paragraf yazı yazasım geliyor aslında, ama şununla yetineyim; hep üzülmüşümdür Nedim'in sâdece "eğlence şairi", "perdebîrun" olarak görülmesinden (Osmanlı şairlerinin günümüz toplumu tarafından iyi karşılanmayacak şiirlerinin olması, Nedîm'e özel değildir zâten, o da ayrı konu). O hâlini de severim, kendimle de bağdaştırırım; ama hiçbir şey Nedîm'in "illet-i vehîme"li, günlerini zar zor geçiren, sürekli derin bir düşünce, bir kaygı içinde olan hâli kadar beni etkileyemiyor. Osmanlı dönemi şiirlerinde sevdiğim bir duygusal derinlik vardır, ama bu duygusal derinlik şair için şahsi bir meseleye çok sık dönmez. Belki de benzer bir "illet"im olmasındandır, Nedim'i çok daha samîmî, bir taraftan da çok daha eleştirel (hem kendine doğru, hem de etrafına) buluyorum.
 
Mesajlar
37
Tepki Puanı
58
Düşürme kendiñi gird-âb-ı inkılâba Nedîm
Zamân olur saña da bir kenâr olur peydâ


Buraya birkaç paragraf yazı yazasım geliyor aslında, ama şununla yetineyim; hep üzülmüşümdür Nedim'in sâdece "eğlence şairi", "perdebîrun" olarak görülmesinden (Osmanlı şairlerinin günümüz toplumu tarafından iyi karşılanmayacak şiirlerinin olması, Nedîm'e özel değildir zâten, o da ayrı konu). O hâlini de severim, kendimle de bağdaştırırım; ama hiçbir şey Nedîm'in "illet-i vehîme"li, günlerini zar zor geçiren, sürekli derin bir düşünce, bir kaygı içinde olan hâli kadar beni etkileyemiyor. Osmanlı dönemi şiirlerinde sevdiğim bir duygusal derinlik vardır, ama bu duygusal derinlik şair için şahsi bir meseleye çok sık dönmez. Belki de benzer bir "illet"im olmasındandır, Nedim'i çok daha samîmî, bir taraftan da çok daha eleştirel (hem kendine doğru, hem de etrafına) buluyorum.
Mûsikî Mecmuası'nın 1962 yılı nisan sayısında Hayri Yenigün'ün 'Lâle Devri Âlemleri, Mûsikî ve Şair Nedîm' başlıklı uzunca bir yazısı var. Müsait bir zamanımda ekleyeyim inşallah, belki başka bir başlığa.
 
Üst Alt