- Mesajlar
- 202
- Tepki Puanı
- 328
Eser:
Bestekâr:
Güfte Sâhibi:
Makam:
Form:
Usûl:
Güfte:
Kaynak:
Diğer Bilgiler:
Bestekâr:
Belirsiz
Güfte Sâhibi:
Yok
Makam:
Form:
Usûl:
Güfte:
-
Kaynak:
Mehmet Uğur Ekinci'nin "Kevserî Mecmuası: 18. Yüzyıl Saz Müziği Külliyatı" adlı kitabı.
Diğer Bilgiler:
- Bestekâr belirsiz gibi gözüküyor, ancak Ekinci'ye göre Mecmua'nın bu bölümünde Kevserî adı/imzası var (ki bu her bölümde yok). Eğer durum böyleyse, şahsî fikrim olarak buradaki atıfsız eserlerin en azından bir kısmının Kevserî'ye ait olabilme ihtimâlini göz ardı etmemeliyiz.
- Bu eser de 17.-18. yüzyılların 6 zamanlı saz semaî repertuvarından. Usûllerde semaî-yürük semaî ayrımı yapmak biraz zor, ancak MSS'deki eserlere benzerliğinden yürük semaî olarak kaydettim.
- 18. yüzyılın başında, en azından peşrevlerde, şu an bildiğimiz klasik tavra daha yakın, melodik bakımdan kompleks, ve Kantemiroğlu'ndan anlayabildiğimiz kadarıyla MSS tarzından çok daha yavaş olan bir "tarz-ı cedid"in (tabii ki de makâm olan değil) yaygınlaşmasına karşın, Kevserî'deki semaîlerin tarzı MSS'deki ve (Kantemiroğlu'na ait olmayan) Edvâr semaîlerini andırır. Buradan, Kantemiroğlu'nun etrafındakilerin (Walter Feldman bu grup müzisyene Koca Osman ekolü der) oluşturduğu yeni ekolün prensiplerinin, peşrevlerde daha çok yaygınlaşmışken, semailerde bir süre daha yaygınlaşmadığı anlaşılabilir. Bu da aslında 18. yüzyıldaki makâm müziğinin aynı anda, aynı musıkî sisteminin içinde birkaç ekolü barındırdığının, şu an sâdece ana hatlarıyla bahsedebildiğimiz musıkî tarihinin 16-18 yüzyıllar arasında gerçekleşen tek yönlü bir değişim olmadığını da gösterebilir. Özellikle bu tür semailerdeki melodik kompleksitenin (Ekinci'nin terimi ile yoğunluk) Edvâr'daki semaîlerden bile az olması, ancak aynı eserlerde makâm kullanımında yenilikler bulunması, makâm müziğinin tarihsel açıdan yüzyıllarla ifâde edilmsinden daha detaylı bir tasnifin gerekliliğini düşündürmektedir.
Bütün Ekli Dosyaları İndir
-
48.2 KB Görünüm: 16
Son düzenleme: