Güzel bir soru, benim de bu konular hakkında çok sorum var. Notasyon ile ilgili kaynak kitap var mı bizde, bilemiyorum. Yabancılarda Elaine Gould'un "Behind Bars" adlı kitabı var. 700 sayfalık bir kitap, notasyon ile ilgili ne ararsanız her şey var. Aklınıza her türlü gelen durumun çözümü var. Böyle bir kaynak bizim müziğimiz için aradım ama bulamadım.
Bu iş nasıl düzenli ve sistematik yapılır öğrenmek istiyorum ama işte...
Nota bağları ile ilgili benim eksik bilgilerim olabilir ve ben de öğrenmek isterim bu durumu.
1. bizim müziğimiz çok sesli olmadığı için özel bir çalgıya yazılmış eserlerimiz neredeyse yok kadar az. Profesyönel anlamda ben bir tek sayın Targan'ın ud için hazırladığı eserleri biliyorum. Yâni herhalde genelde hiç bir bestekâr bizim eserlerimizi ortaya koyarken "burada özellikle legato" olsun diye düşünmüyordur, yoksa ben mi çok yanlışım? Doğal olarak hepsi legatolu çalınmıyor mu zâten? Aksi olsa o zaman staccato olarak olması lâzım ama genelde her çesni bir bağlamda çalınıyor, her nota dizisi bir bağlamda.
2. Peki bağ ne işe yarar? Bizim eserlerimizde bence genelde gereksiz bir durum, neden? Yukarıdaki örnekten gidelim.
Burada neden bu bağlar var? Güftede yazan hecelerin hangi notaya kadar uzayacaklarını gösteriyor. Ama bizde genelde bu zâten normal olan. Kimse o hecenin üstünde bulunan notaya basıp, ondan sonra gelenlere basmamazlık etmiyor. Zâten bir sonraki heceye kadar o bağ oluyor. Sonra yeni bir hecede, yeni bir bağ. Bu gibi durumlarda koyulmasa da olur, zâten alışılmış olan budur diyerekten. Ama belki icrâcılarımız buna karşı çıkabilir. Onlar okuma tekniği olarak alışmış olabilirler bağı görmeye, ki ona göre nasıl çalacaklarını veyâ söyleyeceklerini ayarlıyor olabilirler. Ayrıca göze bu karmaşık gelmiyor bana, yâni olmasının zarârı yok gibi.
Bence ama bağın bu gibi durumlardaki gerekliliği ortaya çıkıyor:
Bizde genelde "saz" diye adlandırılan kısım. Burada bestekâr özellikle vurgu yapıyor.
Ah geç-ti o gün-ler
diyor, yâni
ler
hecesi o iki nota kadar olacak diyor, oraya bağ koymak zorunda, yoksa saz olan kısma kadar uzaması lâzım o hecenin normalde. Buna "dur" demek için bağ gerekli. Aynı durum son hece olan
dı
. Yine oraya bağ komalı ki, saz kısmına gitmesin.
Ama tabii burada da şu soru ortaya çıkıyor. Bağı kullanacakken, adam zâten "saz" diye işâretlemiş. O zaman ondan önce gelen bağa ne gerek var? Böyle olunca bu sefer yine bağın gereksiz olduğunu görüyoruz. Standart yok yâni. Bir standart oturmamış. Mâdem "saz" dedin, ondan önce gelen bağı koyma, mâdem koydun, o zaman "saz" neden diyorsun. Duble olsun, iyi olsun mantığı var galiba
.
Sonuç olarak, müzisyen olmayan bir amatör meraklı olarak, bizi aydınlatacak birilerini dört gözle ben de bekliyorum
.