Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Merhaba arkadaşlar.
Bir defasında tez yazan bir arkadaşımın notalarını ben yazmıştım. Notalara "Bağ" koymayınca bana, abi bağ koymak lazım, akademik yazımda hocalar istiyor dedi.

Şimdi soruyorum; Gerçek manada bağ ne işe yarar? Bizim notalarımıza bağ koymayınca icrası hatalı mı olur?

Epeydir unutmuştum, yeni yazılmış her yeri bağla dolu notayı görünce merakım yeniden depreşti :)
 
Mesajlar
2096
Tepki Puanı
3151
Bunu ben de hep merak ediyorum. Ne yazık ki karar verici bir otoritemiz olmamış, bu saatten sonra da olacağını düşünmüyorum dolayısıyla Türk Müziği notasyonunda cevâbı olmayan onlarca sorudan biri olarak sonsuza karışacak bence bizimle.

Ben de zaman zaman hem sitemiz için hem de kişisel uğraşlarımda eskimiş ya da notası olmayan eserleri notaya alırken hep arada kalıyorum. Legato bağlarını mecbûren koyuyoruz zaten (koymayanlar da var bu arada) ama cümle bağlarında koyulan bağlar Türk Müziğinde oldukça fazla olduğu için göze çok garip ve karmaşık gelebiliyor. Neyse ki bilgisayar yardımıyla yazılan notalarda bağlar daha estetik çizilebiliyor. Örneğin Mus2 programıyla yazdığım şu notada bağlar bence çok da gözü rahatsız etmiyor.

Kimileri güfte kısmına nokta ekleyerek de gösterebiliyorlar bu bağları, bir tercihtir ama bana da o biraz anlamsız geliyor.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3896
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Güzel bir soru, benim de bu konular hakkında çok sorum var. Notasyon ile ilgili kaynak kitap var mı bizde, bilemiyorum. Yabancılarda Elaine Gould'un "Behind Bars" adlı kitabı var. 700 sayfalık bir kitap, notasyon ile ilgili ne ararsanız her şey var. Aklınıza her türlü gelen durumun çözümü var. Böyle bir kaynak bizim müziğimiz için aradım ama bulamadım.

Bu iş nasıl düzenli ve sistematik yapılır öğrenmek istiyorum ama işte...

Nota bağları ile ilgili benim eksik bilgilerim olabilir ve ben de öğrenmek isterim bu durumu.

1. bizim müziğimiz çok sesli olmadığı için özel bir çalgıya yazılmış eserlerimiz neredeyse yok kadar az. Profesyönel anlamda ben bir tek sayın Targan'ın ud için hazırladığı eserleri biliyorum. Yâni herhalde genelde hiç bir bestekâr bizim eserlerimizi ortaya koyarken "burada özellikle legato" olsun diye düşünmüyordur, yoksa ben mi çok yanlışım? Doğal olarak hepsi legatolu çalınmıyor mu zâten? Aksi olsa o zaman staccato olarak olması lâzım ama genelde her çesni bir bağlamda çalınıyor, her nota dizisi bir bağlamda.

2. Peki bağ ne işe yarar? Bizim eserlerimizde bence genelde gereksiz bir durum, neden? Yukarıdaki örnekten gidelim.

1583444764049.png


Burada neden bu bağlar var? Güftede yazan hecelerin hangi notaya kadar uzayacaklarını gösteriyor. Ama bizde genelde bu zâten normal olan. Kimse o hecenin üstünde bulunan notaya basıp, ondan sonra gelenlere basmamazlık etmiyor. Zâten bir sonraki heceye kadar o bağ oluyor. Sonra yeni bir hecede, yeni bir bağ. Bu gibi durumlarda koyulmasa da olur, zâten alışılmış olan budur diyerekten. Ama belki icrâcılarımız buna karşı çıkabilir. Onlar okuma tekniği olarak alışmış olabilirler bağı görmeye, ki ona göre nasıl çalacaklarını veyâ söyleyeceklerini ayarlıyor olabilirler. Ayrıca göze bu karmaşık gelmiyor bana, yâni olmasının zarârı yok gibi.

Bence ama bağın bu gibi durumlardaki gerekliliği ortaya çıkıyor:

1583445893488.png


Bizde genelde "saz" diye adlandırılan kısım. Burada bestekâr özellikle vurgu yapıyor.

Ah geç-ti o gün-ler diyor, yâni ler hecesi o iki nota kadar olacak diyor, oraya bağ koymak zorunda, yoksa saz olan kısma kadar uzaması lâzım o hecenin normalde. Buna "dur" demek için bağ gerekli. Aynı durum son hece olan . Yine oraya bağ komalı ki, saz kısmına gitmesin.

Ama tabii burada da şu soru ortaya çıkıyor. Bağı kullanacakken, adam zâten "saz" diye işâretlemiş. O zaman ondan önce gelen bağa ne gerek var? Böyle olunca bu sefer yine bağın gereksiz olduğunu görüyoruz. Standart yok yâni. Bir standart oturmamış. Mâdem "saz" dedin, ondan önce gelen bağı koyma, mâdem koydun, o zaman "saz" neden diyorsun. Duble olsun, iyi olsun mantığı var galiba :D.

Sonuç olarak, müzisyen olmayan bir amatör meraklı olarak, bizi aydınlatacak birilerini dört gözle ben de bekliyorum :).
 
Mesajlar
788
Tepki Puanı
2329
Profesyönel anlamda ben bir tek sayın Targan'ın ud için hazırladığı eserleri biliyorum. Yâni herhalde genelde hiç bir bestekâr bizim eserlerimizi ortaya koyarken "burada özellikle legato" olsun diye düşünmüyordur, yoksa ben mi çok yanlışım?

Cinuçen Tanrıkorur'un da ilginç denemeleri var. Ayrıca nota yazımı da acayip derecede detaylıdır.
 
Mesajlar
2096
Tepki Puanı
3151
. Ama belki icrâcılarımız buna karşı çıkabilir. Onlar okuma tekniği olarak alışmış olabilirler bağı görmeye, ki ona göre nasıl çalacaklarını veyâ söyleyeceklerini ayarlıyor olabilirler. Ayrıca göze bu karmaşık gelmiyor bana, yâni olmasının zarârı yok gibi.
Aslında düşünce böyle işliyor. İcrâkâr oradaki bağın nerede başlayıp nerede bittiğini çok kısa bir zaman diliminde analiz edip nefesini ona göre hazır ediyor. Bu açıdan da çok faydalı.
 
Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Bağ; batı müziği yaylı sazlarında (nefesliler de dâhil olabilir) üzerine bağ konan nota gruplarının uzun yay hareketleri ile yayi tekrar tekrar ileri geri sürmeden çalınması gerektiğini gösteren bir işarettir.

Musikimizin saz yada sesle icrâınin dayandığı temel unsur Usüldür.

Eğer usulü filan takmam, Zeki Müren tarzında da okunabilir diyenlere sözüm yok. (Bknz.Kâr-ı nev kaydı) Radyo kayıtlarıdır mevzu bahis, sonrakiler zaten konumuz dışı.

Usulü esas alan bir icrâ, darplarin vurgusunu yansıtacağı için bizim yaylı sazlarımız ve seslerimiz bağlı icrâ etme şansına zaten sahip değiller.

Bizdeki bağ koyma sebebi altta yazan hecenin bağ boyunca devam ettiğini göstermek. Hecenin bittiği yeri bağ olmayan notalardan anlayabiliyorsak bence görüntü kirliliği yaratan fuzulî bir kalabalıktan ibaret. Ve neyi niye yaptığını bilmeyen akademik hocalardan da ricam bu tarz özentiliği terk etmeleri.
Ayrıca ayin, kâr gibi eserlerde bazı sayfalarda uzun makam geçişleri sebebiyle donanım değişikliği yapıliyor. Bu değişikliği görmek için donanıma bile bakmiyoruz da "hop orada falan makama gectik" diye uyarı ile kendimize geliyorken, bağa bahçeye kimse bakmaz. Lüzumsuz bir şey yani 😊
 
Mesajlar
1549
Tepki Puanı
1974
Ayrıca notadaki artikülasyon ve süslemeler yazılmalı mıdır? Bir de notasyonu kısaltıcı, basitleştirici şeyler yapılmalı mıdır yoksa yapılmamalı mıdır? (Mesela notada aynı yer iki defa tekrar ediyor devamı farklı sadece, dolap kullanılabilir burada, orijinal notada ya da orijinal olarak kabul ettiğimiz notada öyle yazmamasına rağmen)
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3896
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Usulü esas alan bir icrâ, darplarin vurgusunu yansıtacağı için bizim yaylı sazlarımız ve seslerimiz bağlı icrâ etme şansına zaten sahip değiller.
Peki klasik/gelenekten gelen saz icrâcılarımız buna gerçekten dikkat ediyorlar mı? Bilmediğimden soruyorum. Bir tanbûrî ya da ney üfleyen biri, bu duruma dikkat ediyor mu? Ayrıca, yine bilmediğimden soruyorum, usûle bağlı bile kalınsa, yine de bir müzik cümlesi içinde bir nefeste, bir "seferde" belirli yerler çalınmıyor mu ki? Yoksa icrâcı usûl geldiği zaman darp vurgusunun sesine göre mi yapıyor?

Bizdeki bağ koyma sebebi altta yazan hecenin bağ boyunca devam ettiğini göstermek. Hecenin bittiği yeri bağ olmayan notalardan anlayabiliyorsak bence görüntü kirliliği yaratan fuzulî bir kalabalıktan ibaret.
Ama yukarıda örnek gösterdim, bâzı yerlerde gerekli oluyor. Hecenin nerede bittiğini bâzen anlamak mümkün değil, bestekâr orayı sâdece sazların icrâ etmesini istemiş olabilir. Onun için gerekli olabilir. Ya da nefes pozisyonları, saz pozisyonları için ne kadar uzunlukta olduğunu okuma tekniği olarak da gerekli olabilir. Ama ben bilmediğimden soruyorum, sakın yanlış anlamayınız lütfen.


Ayrıca notadaki artikülasyon ve süslemeler yazılmalı mıdır? Bir de notasyonu kısaltıcı, basitleştirici şeyler yapılmalı mıdır yoksa yapılmamalı mıdır? (Mesela notada aynı yer iki defa tekrar ediyor devamı farklı sadece, dolap kullanılabilir burada, orijinal notada ya da orijinal olarak kabul ettiğimiz notada öyle yazmamasına rağmen)
Dolap meselesi farklı bir olay. Dolap koyulduğu vakit çoğu durumda hem okumayı kolaylaştırıyor, hem de kağıtta yer kazandırıyor. Orijinalinde olmasa bile, mantıklı olan yerlerde koyulması taraftârıyım ben. Belki iki kağıda sığacak müziği 1 kağıda indirgeyebiliyor bu şekilde ve nüanstan bir ödünç vermiyor.

Artikülasyon ve süslemeler yazılmalı mıdır? Bence Batı'da olduğu gibi her müzik en ince detayına kadar zayılmalıdır istisnâlar dışında. Yâni geçenlerde @liberace87 Cemil Bey'in taksimlerinin notalarıni paylaştı. Tam detaylı olduğu vakit öğrenmek isteyenler bu şekilde yararlanabiliyorlar.

Ama normal bir eserin notası ise çarpma, vs. gibi süslemeler gereksiz, ancak tabii özellikle bestelerken böyle bir niyetiniz varsa, o zaman koyabilirsiniz. Yâni diyelim özellikle tanbur için bir eser yazdım, ve nerede ne zaman ne süslemesi yapılacağını bildirmek istiyorum, o zaman olur. Ama diyelim bir şarkı yazdım (ve 99% tek sesli yazıyoruz), o vakit o detaylar olmaz.

Artikülasyon ise bence olmalı ama bestekâr bunu düşünmüşse ve böyle istiyorsa. Yoksa zâten serbest oluyor, isteyen istediği gibi yorumluyor.
 
Üst Alt