Bu eserin güftesinde bir terslik olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki;
"Mürg-i dilimi (gönül kuşumu/bülbülümü)" düşürüyorum ama neden ayrılık ateşine düşürüyorum? Halbukü "gonce-i gülfâme (gül dudaklı goncaya)" düşürmem gerekmiyor mu, bülbül güle âşık olmuyor mu?
Aynı şekilde, "Sadpâre dili (yüz parça olmuş gönlü)" niçin gül dudaklı goncaya düşürüyorum, "âteş-i hicrâne (ayrılık ateşine)" düşürmüş olmam gerekmiyor mu, gönlüm bir gül dudaklı goncaya rastgelince bülbül kesilmiş olmalı ve ayrılık gelince parça parça olup ayrılık ateşine 100 kere yanmış olmalı. Yani güfte bence tenâsüb sanatı gereği şöyle olmalı:
"Gönlüm hevesi zülf-i siyehkâre düşürdüm
Mürg-i dilimi gonce-i gülfâme düşürdüm
Gül şevkine bugün bîtâb düşüp nâleler ettim
Sadpâre dili âteş-i hicrâne düşürdüm"
"Gönlümün sevme hevesini bir siyah saçlıya düşürdüm
Gönül bülbülümü o gül dudaklı goncaya düşürdüm
O gülün arzusu karşısında güçsüz kaldım, artık feryatlar etmeme engel olamadım
Parça parça, belki yüz parça olmuş gönlümü ayrı olmak / uzak olmak / hasret ateşine düşürdüm"
Notaların neredeyse hepsinde yazılı olan bana mânâ açısından çarpık gelen güfte şudur:
"Gönlüm heves-i zülf-i siyehkâre düşürdüm
Mürg-i dilimi âteş-i hicrâne düşürdüm
Gül şevkine bîtâb bugün nâleler ettim
Sadpâre dili gonce-i gülfâme düşürdüm"
Düşüncelerinizi merak etmekteyim... Selamlar...