İlk örneği ben de daha çok beğendim diğerine göre. Bezmârâ konusunu da açabilirsiniz isterseniz. Ne yönde merak ettim.
İlk önce, Bezmârâ'daki musıkîşinaslar dahil olmak üzere müzikle uğraşan tüm insanlara büyük saygım vardır, bu nedenle söylediklerimin asla bir hakaret veya küçük görme olarak görülmesini istemem, sâdece benim görüşümdür. Bununla birlikte Bezmârâ'nın icrâ şekli, birçok noktada görüş ayrılığım olan bir icra şeklidir, bunların hepsinden konuşmanın şu an itibariyle çok bir fark yaratacağını düşünmüyorum, bu yüzden gördüğüm en büyük problemden bahsedeceğim.
Bezmârâ Topluluğunda (ve nedense musıkîmizin genelinde de, yeni icrâ şekillerine bile "klasik icrâ" denmesi gibi) bir "eskiye, klasiğe dönme" isteği vardır; ki bence güzel bir istektir. Bezmârâ'da bu isteği ciddiye almış bir gruptur anlaşılan. Ancak bu doğrultuda bence bir (Türkçesi pek yoktur bu kelimenin) "overcorrection" yapmışlardır; bir yanlışı düzeltmek için başka bir yanlış yapmak gibi.
Mesela, Jordi Savall'ı Batı müziği icrasında çok seven biri olarak, makam müziğinde her zaman çok beğenemem. Yâni daha doğrusu, hata yapmadığı zamanlarda kayıt ve orkestrasyon açısından bu işin açık ara en iyisi olduğundan musıkîmizi en iyi icrâ edenlerden biriyken, birçok eserde de (belki makam müziği bilgisi yetersiz olduğundan) çok basit hatalar yapmıştır. Mesela
şu kaydı düşünelim. Burada çok bariz bir hata vardır, ki bu eserin yürük tempoda çalınması değildir (bu eserin bestesi en geç 17. yüzyıl ortasıdır, ve o dönem musıkimiz de bildiğimiz kadarıyla [ne kadar bilemeyiz ancak] daha yürüktür); hata, çalınan darbın sakîl'in darbıyla zaman benzerliği dışında uzaktan yakından bir alakası olmamasıdır. Tabii ki usûllerin tam edvarda olduğu gibi çalınması gerekmez, ancak Savall burada, eser hakkında sahip olduğumuz bilgileri reddedip kendi isteğine ya da bilgisine göre bir icrâ yapmıştır.
Bezmârâ'da ise tam tersi bir durum olduğunu düşünüyorum. Eserler hakkında bildiklerimizi geçtim, bilmediklerimiz, ya da emin olmadıklarımız için de bir yorum çekingenliği görüyorum Bezmârâ'da. Hatta, bu "düz yorum" isteği, onları nota kullanımının standardize veya yaygın olmayan bir dönemde, bütün enstrümanların aynı yorumda, enstrüman bazında değişiklikler bile en aza indirgenecek şekilde aynı şeyi çalması gibi bir ilginçliğe; ya da MSS'de geçen, "Firûd âmed" veya "Mahatt" gibi, müzisyenlerin zamanında en azından belli bir miktar dinamik kullandığını belirten sözlere rağmen bütün eserleri dinamiksiz çalmalarına yol açtığını düşünüyorum. Tabii icrâcıların düşüncelerini bilemem, ancak her Bezmârâ kaydı dinlediğimde "öncü" bir bilimsel çalışmanın sonucunu dinliyormuşum gibi geliyor, çünkü musıkîmiz gibi eser icrâsında bile form farklılıklarının, ornamentasyonların, ve belli bir yere kadar doğaçlamaların tabii ve normal sayıldığı bir gelenekte, 19. yüzyıl ve sonrası Batı müziği gibi "her şey bestekârın yazdığındadır" anlayışını destekleyen kapsamlı bir belge veya veri görmedim.