Yazıda "çıkarım" yoluyla ilerlememiz gerektiğini söylüyorsunuz. Mantıklı ancak bir müzik kaydı olmadan, söylediğiniz gibi (...) yeterli bir çıkarım yapabilmemiz mümkün müdür? Bugüne kadar bunları derleyen olmamış mıdır?
Arada işim çıktı, şimdi cevap verebiliyorum.
Bâzen çok net çıkarımlar yapabiliyoruz, özellikle makam, usûl, form farklılıkları, enstrümanlar gibi konularda. Bazı yerlerde mantık kullanarak da ilerleyebiliriz, geleneksel
heterofoni gibi (eserler notasız çalınıyorken enstrümanlar arası tekniklerin [Batılı anlamda çok sesli olmamakla birlikte] farklı olması beklenir, bkz. örnek
1,
2; veyâ Türk halk müziğindeki çalma teknikleri). Daha sıkıntılı alanlar da var; mesela yukarıda bahsettiğim tempo meselesi. Bu konuda (ki kendi bölümünde detaylı bir şekilde anlatacağım), Kantemiroğlu'nun Batı müziği ve makam müziği mukayesesini dikkate alarak, aşağı yukarı bir tempo mantığı oluşturulabilir. Basitçe, konuda net bir tanımlama yapamamakla birlikte, vezn-i kebirde yazılmış eserlerdeki melodileri geç barok dönem, erken klasik dönem eserlerindeki nota yoğunluğuna göre değerlendirebiliriz. Melodik yoğunluk vezinle birlikte artınca, temponun da düşmesi beklenir; yâni küçük vezinlerdeki eserlerin vezn-i kebir eserlerden daha düşük tempoyla çalınması beklenir. Ali Ufkî dönemindeki bütün eserler, vezn-i kebirde yazılmış gibidir; 18. yüzyılda ilerledikçe, ve melodik yoğunluk arttıkça, temponun da düşmesi, bizi tempoların daha iyi bilindiği 19. yüzyıla kadar götürür. 18. yüzyılın detayları daha az bilindiğiden, ve eserler meşk ile geldiğinden, tempoyu Kevseri'den 19. yüzyıl
ortasına kadar giderek düşen bir çizgi gibi hâyâl etmek en mantıklısı olabilir (başına, ortasına değil, yanlış söylemişim, ve 19. yüzyılda Osmanlı'nın musıkî geleneği farklı tavırlara bölündüğünden bu yorumu yapmak daha zor oluyor, bir de gazino dönemi ve Darülelhan'da tempo tekrar yükselmiştir). Gerçekten de bu kısa hâli maalesef, tempo karmaşık bir mesele olmasına rağmen, aslında aşağı yukarı anlayabileceğimiz bir meseledir; ancak sayfalarca yazı yazmadan ancak böyle oluyor.