Bestekâr
Bekir Sıdkı Sezgin, Necdet Yaşar (Tanburi)
Güfte Sâhibi
Esad Erbili
Makam
Hicaz
Form
Naat
Usûl
Semai
Kaynak
Ahmet Yağmur Kucur

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
138
Tepki Puanı
324
Facebook
link
YouTube
link
Eser:
Tecellâ-yı Cemâlinden (Hicaz Na’t)

Bestekâr:
Bekir Sıdkı Sezgin ve Necdet Yaşar

Güfte Sâhibi:
Şeyh Muhammed Es'ad Erbilî

Makam:
Hicaz

Form:
Naat

Usûl:
Serbest

Güfte:

Kaynak:
Ahmet Yağmur Kucur

Diğer Bilgiler:
Eşlik eden Necdet Yaşar.
Buradan ilgili köşe yazısına ulaşabilirsiniz: Tecellâ-yı Cemâlinden (Hicaz Na’t) - Bekir Sıdkı Sezgin ve Necdet Yaşar
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1861
Yaş
34
Bir öneride bulunmak istiyorum. Bundan sonra irticâlî kayıtları notaya alırken başlığa “taksim” yazmamıza ne dersiniz? Eskiler bu kelimeyi hem sözlü, hem de sazda yapılan doğaçlama icralar için kullanırlardı. Ayrıca dinî ya da lâdinî olması bir şeyi değiştirmezdi. Şimdi “na’t” kelimesi iki şeyi ifade ediyor. Birincisi edebiyattaki anlamı: dîvân edebiyatı kültürümde Hazreti Muhammed için yazılan şiirlerin genel adı. İkincisi musikimizde bu şiirlerin durak tarzında usulsüz olarak bestelenmiş şekillerine verdiğimiz isim. Bu naatleri duraklar meyanında değerlendiriyoruz. Mesela en meşhur örnek: Na’t-ı Mevlana. Ancak burada tam olarak besteli bir eserden bahsedemiyoruz zannederim. Her ne kadar planlı bir doğaçlama olduğu anlaşılıyor da olsa esasında hem Bekir Bey hem de Necdet Bey, önceden bestelenmiş bir eseri icra etmiyor, icra sırasında melodi yaratıyorlar. Böyle bir kullanım tercihinde bulunursak tarihten bize intikal eden anlayışa uygun davranmış oluruz, böylece kavram kargaşasının da önünü almış oluruz. Doğaçlama sözlü icralara uzun zamandır kaside ya da gazel de diyoruz elbette. Konuşma dilinde bunlar yine devam edecek, ancak yazılı eserlerde uygun bir terminoloji kullanmak hepimiz için faydalı olur kanaatindeyim.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Bu konunun bir benzerini az önce Ahmet Yağmur Bey ile konuşuyordum. Kendisi sizinle aynı fikirde sanırsam ve "bestekâr" yerini boş bırakabilir miyiz diye de ricâ etti. Bu eser irticâlen oluştuğu için, oturup bestelenmiş naatlerden farklı olduğuna dikkat çekti, ki öyle zâten.

Tabii ben olaya biraz farklı yaklaştım. Bana göre taksim de olsa, gazel de olsa, kasîde de olsa, sonuçta bir eserdir. O eserin irticâlî olup olmaması onun bir eser olduğunun durumunu değiştirmiyor. Eser eserdir, yâni bir sâhibi olmalı. Kendi kendiliğinden oluşmuyor, bir kişi (veyâ birden fazla) oluşturuyor. O yüzden bu eserlere bence "bestekâr" künyesinde irticâlen ortaya çıkarmış olanların isimleri yazılmalı. Bilmiyorum siz ne dersiniz.

"Taksim" konusuna gelirsek. O zaman form olarak naat yerine taksim mi diyelim? Söylediğiniz bence mantıklı ama biraz sıkıntılı. O zaman form olarak bütün gazelleri yok edip taksim altına mı almalıyız? Bilmiyorum, o yüzden soruyorum.

Ya da başka bir çözüm olarak yeni bir form üretebiliriz (literatüre yeni bir form sokmak ne kadar mantıklı, onu bilemiyorum).
Form olarak "Naat (irticâlen)" gibi. Bu, diğer naat olan eserlerden farklı olduğunu gösterebilir.

Bu konu hakkında konuşalım, sonuç ne çıkarsa, öyle yaparız.
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1861
Yaş
34
Ahmet Yağmur haklı. Teknik anlamda bestekâr değiller. Siz de haklısınız, çünki bu bir eser ve bence de çok muvaffakiyetli bir eser. Yağmur'un ellerine sağlık notaya aldığı için, teşekkür ederiz. Şimdilik bestekâr olarak kalsınlar sonra başka bir şey düşünelim ya da başka bir fikri olan varsa dinleyebiliriz.
Sistemdeki gazellere bir bakıp ne yapacağımızı bir değerlendireceğim. Ancak bu eserin form kısmına "taksim (na't) yazabiliriz. Böylelikle form olarak ilk ifadeyi, edebiyattaki nazım biçimini ifade etmek için de parantez içindeki ifadeyi kullanmış oluruz.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Tabii artık çoklu seçenek de mevcut. Hem taksim, hem de naat altında da kaydedebiliriz. Ya da yeni bir form oluşturabiliriz sizin önerdiğiniz gibi.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Evet, anladım. Olabilir tabii ki. Peki saz taksimlerine ne diyeceğız? Sâdece Taksim. Yoksa meselâ onları da parantez hâlinde belirtecek miyiz, Taksim (Müşterek) gibi?
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1861
Yaş
34
Müşterek bir taksimse evet, ancak mesela Keman Taksimi ise Taksim (Keman) diyebiliriz. Sesli taksimlerde ise Okuyan diye bir başlığımız olabilir. Diğer besteli eserlerde olmayacak bir şey biliyorum ama, gerekebilir. Saz varsa, "refakat eden" denebilir. Konusunda yazıştığımız bu nota gibi örnekler çok fazla yok, notaya alınmış olan. Dolayısıyla nasıl yapılabileceğine siz karar verin.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Hmmm, o zaman her çalgı için bir form türemiş oluyor. Bir de meselâ ben Gazel olan bir formu, "G" harfinde ararım. Bunu Taksim (Gazel) yaparsak, insanlar bulamayabilir, çünkü "T" harfinde olacağını düşünmedikleri için.

Naat (Taksim) desek olur mu? O zaman mesela form olarak hem Naat olur hem de Naat (Taksim). İki farklı durum olduğu belli oluyor, böylelikle ayırt etme sorunu ortadan kalkmış olur. Diğerlerine de aynı işlemi yaparız, Gazel (Taksim), Kaside (Taksim) gibi.
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1861
Yaş
34
Taksim olmayan bir gazel yok ki en azından günümüzde. Gazel aslî unsur değil, taksim aslî. Taksîm demeyeceksek gazele, kasideye, na'te devam edebilirsiniz. Yani taksimi öncelemek durumundayız. Ayrıca gazel notaları çok fazla değil ve çok fazla kullanılmıyor. Fazla aranmayacaktır.
 
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Taksim olmayan bir gazel yok ki en azından günümüzde. Gazel aslî unsur değil, taksim aslî. Taksîm demeyeceksek gazele, kasideye, na'te devam edebilirsiniz. Yani taksimi öncelemek durumundayız. Ayrıca gazel notaları çok fazla değil ve çok fazla kullanılmıyor. Fazla aranmayacaktır.

Tabiki. "Aheste çek kürekleri" notası mevcut bir çok sitede. Açıp da şunu bir okuyayım demedim bugüne kadar.

Aslen taksim notası beni çok da heyecanlandırmıyor. Ayrıca taksim notadan çalışılmaz.
 
Üst Alt