- Mesajlar
- 1580
- Tepki Puanı
- 2703
Bu konuya hem üzülüyorum, hem de biraz ilginç buldum. Bence de bir çok öğrenciden bizlerde olan o heves yok. Ona katılıyorum. Ancak diğer yandan da konservatuarın işi değil mi bu? Yâni herkes genç yaşlarında o bilince sâhip olmayabilir, oradaki hocalar onları yontması gerekmez mi? Onun için bu kurum var bir bakıma. Ama Tarkan misâli sanırsam herkes şan şöhret peşinde. Tabii o zaman yapacak bir şey olmuyor.Ben artık bu 'meşk' ifadelerinden çok sıkıldım. Herkes “meşk de meşk” diyor. Yok efendim, konservatuarlarda meşk yokmuş… Nasıl olsun? Karşınızda en tenhası on kişiden oluşan ve meşk bilincine sahip olmayan bir öğrenci topluluğu var… Meşk, belli bir donanıma sahip olanla yapılır… Vezin bilmezseniz Türk müziği söyleyemezsiniz. Usûl bilmezseniz de söyleyemezsiniz. Pata küte usûl vurmanın, tek başına bir mânâsı yok. O heceyi söylerken, veznin hangi kalıbına ve hangi hecesine denk geldiğinin idrâkinde olarak usûl vuracaksınız. Yoksa yaptığınız teknik olarak bir müzik olur da, Türk müziği olmaz.
TSM denilen problemi ne güzel anlatmış.Gelenekli Türk Müziği yani klasik müziğimiz bugün, tam da hak ettiği yerdedir. Türk müziği şimdi genel itibariyle çöplükte eşeleniyor. İnsanlar ellerindeki hazineden bî-haber, onca kıymetli mücevherâtı bırakıp, çöplükte teneke ile uğraşıyorlar. Benim için bu durum zor mu? Hayır değil. Ben dış dünya ile ilgilenmiyorum. Duymuyor muyum? Duyuyorum elbette. Arabeskin de pop müziğin de en kötüsünü duyuyorum. Sevdiğim müzikler de sevmediğim müzikler de var.
Bu insanlara yetişemedim diye o kadar üzülüyorum ki. Evet, bugün neden böyle insanlar çıkaramıyoruz? Ya da en azından bu düzey kalitede neden eserlerimiz yoktur?Fakat Yahya Kemalîn dediği gibi mâziye bağlı âtî olmak, çalışmak lâzım. Tarihte bunun örnekleri var mı? Var. Tanburi Cemil Bey sempozyumları düzenliyoruz, iyi, güzel. Vefalı olalım, analım elbette. Fakat bir Tanburi Cemil Bey çıkaramadığımız için üzülelim, utanalım aynı zamanda. Türk müziği camiasında bugün yaşanan en büyük problem ne biliyor musunuz? Sanatçıların sadece medâr-ı maîşet derdinde olmaları. Yani daha çok dinleyiciye ulaşmak, üç kuruş daha çok kazanmak için düştükleri ve müzik sanatını düşürdükleri durum. Kolaycılık, çalışmamak, şöhret için tavizler vermek falan.. Esasında sesleri güzel, kabiliyetleri yüksek olan birçok müzisyenin müzik ahlâkları yok. Esas sorunumuz budur. Bekir Hoca, “ ağzınızla kuş bile tutabilirsiniz , ama müzik ahlâkınız yoksa hiçbir şeysiniz” derdi. Bekir Hoca, Nişantaşı'ndaki okula, Maltepe'de kirada oturduğu evinden, dolmuşla gelir giderdi. Kâni Karaca, Münir Bey, Alâeddin Yavaşça … bu cefâkâr sanatkârların maîşet derdi yok muydu sanıyorsunuz. Hepsi de para kazanmak için çaba sarf etti. Fakat hiçbiri sanatkârlıklarından taviz vermedi; müziğinin para için aşağı görülmesine vesile olmadı. Bugünün zemininde iyi müzik yapmaya çalışmak zor kısacası, fakat imkânsız değil. Gayret gerekiyor.
Aynen katılıyorum. Ben çok seçici bir insanım ve çok dikkat ediyorum ne dinlediğime. Özellikle aynı problem yabancı müziklerde de var. Meselâ Batı Klasık Müziğini dinleyenler yok denilecek kadar az. Ya da benim gibi 1920-50 arası Jazz dinleyenler artık diğer tarafa göçtüler. Kimse kalmadı.Dinleyicinin, “ağzınıza sağlık” sözünden hazzetmiyorum. Bizim ihtimamla gerçekleştirdiğimiz konserimizi beğenip, sonra berbat bir icrâyı da aynı coşkuyla alkışlayan bir dinleyici ile karşı karşıya olmak pek sevinilecek bir durum değil doğrusu... Bizi dinliyorsan, kötü icrâyı dinleyemiyor olman, şayet o icrâyı beğeniyorsan da bizi dinlemeye tahammül edememen lâzım. Zira biz, Alâeddin Yavaşça, Bekir Sıdkı Sezgin, Münir Nureddin Selçuk ve Kâni Karaca'dan aldığımızı yansıtıyoruz. Bizden ancak kendi şahsiyetimiz ve kabiliyetimiz kadar bir katkı vardır, lâkin o da bu büyük ustaların koruması altındadır. Bu sebeple şükrederiz. Türk müziği dinleyicisi genel olarak seçici değil maalesef. Bu da ister istemez müziğin icrâsını, üretimini, aktarımını çoğu kez menfi etkiliyor. Bazı istisnalar var elbette onları tenzih ederim..
:/Bu insanlara yetişemedim diye o kadar üzülüyorum ki. Evet, bugün neden böyle insanlar çıkaramıyoruz? Ya da en azından bu düzey kalitede neden eserlerimiz yoktur?
Çok değerli bir analiz, teşekkür ederiz.Bu psikolojiyle "ne oldu?" diye soracak. Olay bu.
Bakınız, Alaaeddin bey bunu nasıl yapmış: