Mesajlar
3
Tepki Puanı
3
Merhaba arkadaşlar başlıkta adı geçen eserin 2001'de basılmış YKY edisyonuna ihtiyacım var. Elinde olan satabilecek olan varsa benimle iletişime geçmesini rica ediyorum. Bu kitabın beraberinde Nasır Dede'nin Tedkik ü Tahkik eserine de ihtiyacım var bedeli mukabilinde edinmek istiyorum. Yardımlarınızı bekliyorum.
 
Mesajlar
202
Tepki Puanı
327
Merhaba arkadaşlar başlıkta adı geçen eserin 2001'de basılmış YKY edisyonuna ihtiyacım var. Elinde olan satabilecek olan varsa benimle iletişime geçmesini rica ediyorum. Bu kitabın beraberinde Nasır Dede'nin Tedkik ü Tahkik eserine de ihtiyacım var bedeli mukabilinde edinmek istiyorum. Yardımlarınızı bekliyorum.
Zamanım olduğu ilk müddette burada paylaşırım. Elimde iki kitap (nota koleksiyonu + edvâr) da var, ancak notalar konusunda Owen Wright'ın edisyonunu daha çok önerdiğimi söylemeliyim; siz hangisini isterseniz ona göre tarayıp yüklerim.
 
Mesajlar
202
Tepki Puanı
327
YKY bende mevcut ama Wright'ın edisyonunu merak ettim.
Wright’ın edisyonunda Edvâr yok, birinci ciltte nota koleksiyonu, ikinci ciltte ise detaylı bir eleştirel inceleme var. İkinci cilt tarihî icrâ/müzikoloji/müzik tarihi açısından önemli bir yazı, ancak okuması zor ve ortalama bir müzisyen için çok da gerekli değil şahsen. Ancak nota koleksiyonu hem ritim/mertebe, hem de okunabilirlik anlamında daha iyi bir edisyon bence, Kantemiroğlu’nun 1lik zamanının 4’lük değil 8’lik notaya denk getirilmesi*, ve zamanın usûllerinin farklarını gözeterek yazılmış olmasının dışında bir de bildiğinizi düşündüğüm âhenk meselesi var. Bununla birlikte Owen Wright MSS’de bulunan versiyonlarla da karşılaştırma yapmıştır. Tabii Wright’ın edisyonunun İngilizce olması ve incelemedeki bazı yorumların biraz “eskimiş” olması gibi meseleler de var.

Şu an itibariyle arşivde bulunanlar Wright versiyonları zâten, ancak maalesef bunların kalitesi düşük.

*Yalçın Tura’nın buna kendi argümanıyla karşı çıktığını biliyorum lâkin Kantemiroğlu’nun kendi sözleri (vezn-i kebirin en küçük değerinin iki mızrap arasına kolayca başka bir mızrap vurulamayacak kadar hızlı olması) Wright’ın yorumunu destekliyor bence.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
162
Tepki Puanı
264
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
YouTube
link
*Yalçın Tura’nın buna kendi argümanıyla karşı çıktığını biliyorum lâkin Kantemiroğlu’nun kendi sözleri (vezn-i kebirin en küçük değerinin iki mızrap arasına kolayca başka bir mızrap vurulamayacak kadar hızlı olması) Wright’ın yorumunu destekliyor bence.
Bu hususta ben de sizin gibi düşünüyorum. Nota yazımını şekillendiren ahenk mevzuunda da Tura’nın düşüncesine daha yakın olmakla birlikte, bu düşüncenin dayandırıldığı arşiv belgesinin üzerine daha çok kafa yorulabilir diye düşünüyorum. Dönemin Avrupa müziği ses sistemini de göz önüne alarak özellikle “concert pitch” konusuyla bağlantılı yeni bir yorum getirebilmek mümkün gibi geliyor. Uzun zamandır kafa yormakta olduğum bir konu bu. Sonuca vardığımda bunu paylaşmak ve tartışmaya açmak isterim.
 
Mesajlar
202
Tepki Puanı
327
Bu hususta ben de sizin gibi düşünüyorum. Nota yazımını şekillendiren ahenk mevzuunda da Tura’nın düşüncesine daha yakın olmakla birlikte, bu düşüncenin dayandırıldığı arşiv belgesinin üzerine daha çok kafa yorulabilir diye düşünüyorum. Dönemin Avrupa müziği ses sistemini de göz önüne alarak özellikle “concert pitch” konusuyla bağlantılı yeni bir yorum getirebilmek mümkün gibi geliyor. Uzun zamandır kafa yormakta olduğum bir konu bu. Sonuca vardığımda bunu paylaşmak ve tartışmaya açmak isterim.
Judith Haug'un "saklı mecmua" ile ilgili yaptığı çalışmada bununla ilgili bir bölüm olması lâzım. Anladığım kadarıyla çıkardığı sonuç, Osmanlı'daki 19. yüzyıl öncesi ses sisteminin belli frekanslara bağlanmasının doğru olmadığı yönünde. Tabii yanlış ya da eksik bir yorum da olabilir, sonuçta çoğunlukla bir kaynağa bakılarak verilmiş bir bilgi, o yüzden gerçekten de daha kapsamlı bir araştırma gerekiyor bence de.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
162
Tepki Puanı
264
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
YouTube
link
Judith Haug'un "saklı mecmua" ile ilgili yaptığı çalışmada bununla ilgili bir bölüm olması lâzım. Anladığım kadarıyla çıkardığı sonuç, Osmanlı'daki 19. yüzyıl öncesi ses sisteminin belli frekanslara bağlanmasının doğru olmadığı yönünde. Tabii yanlış ya da eksik bir yorum da olabilir, sonuçta çoğunlukla bir kaynağa bakılarak verilmiş bir bilgi, o yüzden gerçekten de daha kapsamlı bir araştırma gerekiyor bence de.
Haug'un çalışmasını incelemiştim; ben de fikrinin "doğru olmadığı" yönünde olduğu hatırlıyor gibiyim ama ben bu çabanın yanlış olmayabileceğini ancak bunun çok zor olabileceğini düşünüyorum . Zira detaylı bir müzik arkeolojisi yapabilmemiz mümkün olabilseydi müzik aletleri üzerinden çıkarımlar yapabilmek ihtimal dahilinde olabilirdi. Umarım şu sıkıntılı günler geçtikten sonra zihnimiz, bedenimiz ve ruhumuz tekrar şifa bulur da böylesi şeylere tekrar kafa yorabilmek için takatimiz olur.
 
Üst Alt