Makam

DîvânMakam Robotu
Mesajlar
45064
Tepki Puanı
567
Eser:
Gül yüzlülerin şevkine gel nuş edelim mey

Bestekâr:

Güfte Sâhibi:
Belirsiz

Makam:

Form:
Y.S.

Usûl:

Güfte:
Gül yüzlülerin şevkine gel nûş edelim mey
Iyş eyleyelim yâr ile şimdi demidir hey
Bu savtı okur bülbül gûyâ oluben ney, ne der?
Tâdillere dir tâtene dir tâtenedir ney
****
Meclisde durur cümle ayağ üstüne beyler
İçin içelim deyü komuş başına eller
Bu kavli sürâhî eğilüp sâgara söyler, ne der?
Tâdillere dir tâtene dir tâtenedir ney
***
Meclisde çalındı yine tanbûr ile neyler
Her âşık-ı bî-çârelerin gönlünü eğler
Dâire semâî tutuben ney neye söyler, ne der?
Tâdillere dir tâtene dir tâtenedir ney
***
Çık savmaadan sûfî yine sâgarı doldur
Fevt etme sakın girmez ele mevsim-i güldür
Serv ile çemen birbirine raks idüp eydür, ne der?
Tâdillere dir tâtene dir tâtenedir ney
Kaynak: Harun Korkmaz


Örnek:

Kaynak:
ISAM, Cüneyd Kosal Türk Mûsıkîsi Arşivi | v8, v9
Divan Makam| v10

Diğer Bilgiler:
Arşiv No: 5732 -
v8 | Notlar: Defterin başında "Dr. Hamit Hüsnü Bey'in yazısı" notu vardır. Diğer Bilgiler: D-32/33 s.39
v9 | Münir Nurettin'in okuyuşundan notaya alınmıştır.
Bu konudaki ilk mesaja ayrıca dikkat ediniz, bu eserin asıl Baba Nevâî'ye ait olduğunu ve makâmın ise nevâ olduğunu açıklayan bilgiler mevcut.
v10 | Notlar: Defterin başında "Kemani Kevser Hanım'ın Haluk Güneyli'den aldım Ocak 1972" notları vardır. Diğer Bilgiler: D-86/31 s.64-65
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
2121
Tepki Puanı
3188
Münir Bey'in okuyuşuyla yeniden notaya alınıp (bkz: v10) bestekârı ve makâmı değiştirilmiştir.

Kaynak:

Günümüzde Beyâtî makamında ve Tab’î Mustafa Efendi’ye âit olarak bilinen bu eser, 17. yüzyılın ortalarından beri araya hiçbir fâsıla girmeksizin icrâ edilegeldiği anlaşılan pek meşhur bir eserdir.

Bestelendiği makamın Türkler tarafından târih boyunca çok sevilen bir makam olması, melodisinin akıcılığı, güftesinin rindliği, usûlünün raksân havası bu eseri klasik mûsikînin en sevilen eserlerinden birisi yapmıştır. Böyle olunca güftesi çok fazla kaynağa kaydedilmiş, yer yer güftenin bazı yerleri değiştirilmiş, başka bendler eklenmiştir. Bu arada bestekâr bilgisi de karışıp durmuştur.

Eser gözlemlenebildiği kadarıyla ilk defa 1670-1680’ler civarında târih sahnesine çıkmaktadır. Bu güfteye yer veren bilinen ilk kaynak olan Hâfız Post’un tertib etmiş olduğu mecmûada, eserin sahibi Baba Nevâî olarak gösterilmiştir (1)

1751/1752 târihlerinde tertib edilmiş bulunan gayet hacimli bir fasıl mecmûasında da aynı eser, Baba Nevâî’ye kaydedilmiştir (2)

Eserin bir mecmûada Kadrî [A’mâ Kadrî Efendi]’ye (3), bir mecmûada ise Na’lî [Na’lçe Mehmed Efendi]’ye kaydedildiği görülmüştür (3)

Ama bu bilgiler muhtemelen bir karışıklık eseri olmalıdır. Mevcut bilgiler arasında en çok îtimad edilmesi gereken, Baba Nevâî’nin çağdaşı olan Hâfız Post’un verdiği bilgidir.

Ayrıca bu eser inceleyebildiğim bütün 17. ve 18. yüzyıl mecmûalarında Beyâtî faslına değil Nevâ faslına kayıtlıdır.

Eser muhtemelen târihî süreç içerisinde lahnî olarak birbirine yakın olan Nevâ makamından Beyâtî makamına dönüşmüştür. Bu durumun izleri eserin kimi nota versiyonlarında kısmen tâkib edilebilmektedir. V8 de buna örnek olarak, video kaydındaki Münir Nureddin Selçuk'un icrasından notaya alınmıştır. Güfte ise eldeki en eski mecmualardan istifade edilerek düzenlenmiştir.

(1) İmâmzâde Hâfız Post Mehmed Efendi, Fasıl Mecmûası, TSMK R 1724, 67b. (2) Fasıl Mecmûası, İÜK TY 5657. (3) Fasıl Mecmûası, Millet Kütüphanesi, AEMNZ 736. (4) Fasıl Mecmûası, tertibi: 18. yüzyılın başları, Süleymaniye Kütüphanesi, Galata Mevlevîhânesi koleksiyonu no:151. Araştırma: Harun Korkmaz
 
Son düzenleme:
Üst Alt