Mesajlar
5
Tepki Puanı
8
Merhabalar, paylaşmak ve fikir almak istediğim bir husus var.
Ney sazıyla 3-4 yıllık bir münasebetimiz var ve tamamen amatör düzeyde. Haftada bir hocamla klasik eserleri -çoğunlukla saz semaileri- geçiyoruz fakat nazarî bilgim oldukça kısıtlı. Siz de takdir edersiniz ki nazariyat olmadan, icra temelsiz kalıyor. Hocam bu eksiğimi gidermek istiyorsam bir nazariyat kitabı edinmemi ve başından başlayarak okumamı tavsiye etti. İsmail Hakkı Özkan'ın kitabını aldım ve okumaya başladım. Giriş kısmındaki sesin matematiksel açıdan incelenmesi kısmında kafamı karıştırdıktan sonra basit-bileşik 4'lü 5'li dizileri ezberledim denebilir. Rast makamıyla ilgili olan kısmı okudum ve hocamın tavsiyesiyle elime 10-15 tane rast makamında eser alıp inceledim. Bu süreçte kitapta 4-5 sayfa yer kaplayan Rast makamı için -ki diğer makamlara göre basit olarak nitelendiriliyormuş- 3 aydır çalışıyorum desem doğrudur ve hala daha tam anlamıyla kavradığımdan emin değilim. Kitapta sayamadığım kadar çok makam ve teorik bilgi var. Usülun ne demek olduğunu daha geçen hafta öğrendim ve daha öğrenmem gereken birsürü usül var. Kendimi geliştirmek adına bir orkestraya katılmamı önerdiler fakat inanılmaz gerideyim ve yalnızca ney üfleyebiliyor olmanın hiçbir anlamı yok. Şu an onu da yapabildiğimden emin değilim. Emin olduğum tek şey bu işe ilgi ve merak duyduğum.
Deryanın içinde boğulmak üzere olan bu fakîre ne önerirsiniz? Çalışmaktan başka çaresi yok muhtemelen ama tek başına çalışmaya çalışmak bu aralar zor geliyor. Biraz sevgili günlük kıvamında oldu kusura bakmayın, ayrıca vaktinizi de aldım.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Öncelikle sitemize hoş geldiniz. Buranın amaçlarından biri bu tür konuları konuşabilmektir, vaktimizi almıyorsunuz. Bilakis sizin durumunuzda olan arkadaşlarımıza öncülük etmiş oluyorsunuz.
Buradaki bir çok üyemiz profesyönel düzeyde müzisyenler, onlar da zâten daha çok nota arşivi için burayı tercih ediyorlar. Ama bizim gibi kendi başına öğrenmek isteyenlerin de ortamı burası. O yüzden doğru adrestesiniz.

Tabii profesyönel müzisyenler yıllarca bu işin eğitimini aldıkları için, onların söyleyecekleri daha değerli ve büyük ihtimal ile daha doğrudur. Ben yine de kendimce kendi fikirlerimi belirtmek isterim.

Almış olduğunuz kitap günümüzde temel kitaplardan biridir, o bakımdan doğru tercih yapmışsınız. Tabii ney öğrenmek için ney metotlarını tercih etmek en doğrusu, ama gâyeniz genel müzik bilgisi olduğu için bu tercih de gereklidir.

Matematiksel incelemeler bir amatör icrâcı için icrâ bakımından en önemsiz bilgilerden biridir. Yâni fizikî bakımdan bilgi içerdiği için bu daha çok bilimsel türde çalışmalar yapanlar için ilgi çekiçidir. Bilmeniz gerekmemektedir ama genel kültür için frekanslar nedir, ses nedir, onu bilmek tabii ki önemlidir.

Makam meselesine ben iki farklı yönden bakıyorum. Eski dönemlerde bir çok müzisyen nota bilmeden okurlardı, çalarlardı. Bu, ne kadar yetenekli ve kulağınızın ne kadar iyi olduğuna bağlı, bence. Bunun analizini kendiniz yapabilmeniz lâzım, yâni kendinizde böyle bir yeteneği görüyorsanız, sâdece çalarak makamların farklarını duyabileceksiniz. Ben kendimi bu şanslı kesime âit olarak görmüyorum örnek olarak. Ve büyük ihtimal ile bir çok insan da bu kategoriye girmiyordur. O bakımdan notalar üzerinden öğrenmek ve uygulamak daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.

Bizim gibiler, bence, ilk olarak nota okumasını öğrenmelidirler. Makamları boş verelim. İlk olarak nota kağıdına baktığımız vakit notada gösterilenleri çalabilmektir önemli olan. Bunun için de usûl bilmekten önce metronom ile çalışmak daha önemli kanaatimce. Çünkü misal, bir eseri 60 tempoda çalmak farklı, 120 tempoda çalmak farklı, 180'de yine farklı. Eliniz, kolunuz, beyniniz bu tempolara alışması lâzım. Kağıdı hem okumak, hem hızılı olabilmek, hem de tempoyu tutabilmek zâten bence işin 80%. Bunu gerçekleştirebiliyorsanız temeliniz oturmuş demektir, bence.

Makamları öğrenmek bundan sonra kolay olacaktır. Eserleri dinledikçe ve çaldıkça eserlerin temel noktalarını anlayabiliyor olacaksınız. Makam sistemini, yine bence, en iyi anlatan Erol Sayan'ın kitabı okuduğum kadarıyla. Genel anlamda her hangi bir makamın başlangıç yaptığı bir nota çevresi oluyor, sonra o makama âit özellikleri sergiliyor (inici, çıkıcı, çeşniler, güçlü, durak). Yâni eserin melodisi seyir ediyor bir temel notadan başka temel notalara, ve sonunda da yine başka bir temel notaya doğru gidip bitiyor. Kısaca makamlar böyle.

Usûl bilgisini sanırım ben biraz sona attım bu değerlendirmemde. Pedagojik bakımdan benim anlattığım sistem belki de yanlış olabilir. Çünkü usûller müziğimizin en önemli ve temel bilgilerindendir. Ancak, kanaatimce, ses icrâcıları ve anlattığım nota okumayı gerektirmeyecek düzeyde yetenekli olan müzisyenler için bence usûl bilgisi daha önemlidir. Bizler için değil. Onların tutunacakları notaları olmadığı için, usûl bilgisi bir eseri işlerken hâfızaya çok yardımcı oluyor. Praktiklik için çok faydalı. Ama nota okuyanlar için, ses icrâcısı değilsek, arka plandadır bence. Ses icrâcıları vurgu verebilmek için muhakkak usûl bilmelidirler, nota okusalar bile.

Size ne önerebilirim? Dünyâda öğrenmek istediğimiz her şey için geçerli olan tek bir şey vardır, o da istikrardır. İstikrarlı bir şekilde planlı ve programlı gittiğiniz vakit sonucunu almamanız neredeyse mümkün değil. Ama maalesef insan rûhu çabuk sıkılıyor. Hemen bir sonuç bekliyor. Bunu aşabilirseniz muhakkak istediğiniz düzeye ulaşacaksınız. Ne kadar yetenekliyseniz, süresi de ters orantılı hızda olacaktır. Zâten çoğumuzda olmayan bir hocanın talebesisiniz. Buradan avantajlısınız. Gelişiminizi kontrol ettirebiliyorsunuz demektir bu. Büyük ihtimal ile metotlar üzerinden çalışma yapıyorsunuzdur. Onları işledikçe daha iyi olacaksınız.

Bunların hepsini hazmettikten sonra makam bilgisinin asıl önemi ortaya çıkacak: taksimler. Bu da, bence, bir saz icrâcısının fethetmesi gereken son kaledir. O düzeye gelince iyi derece profesyönel müzisyenlere danışmanız gerekecek. O konuda bir şey diyemem.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Ben teşekkür ederim. Konu sâdece burada böylece kapanmış olmuyor. Yâni daha spesifik, daha detaylara inen konularda da konuşabiliriz. Örnek olarak takıldığınız eserler varsa, onları yazabilirsiniz. Çaldıklarınızı kaydedip, burada da paylaşabilirsiniz bir geribildirim almak için. Levent Abi'miz gibi bu işi iyi bilenler var sitemizde, onlar da zamanları el verdikçe "şurada şu olmamış" diyebileceklerdir. Unutmamak gerekir ki hepimiz aynı kültürün sevdâlısıyız ve hepimizin iyi seviyelere gelmesini isteriz.
 
Mesajlar
5
Tepki Puanı
8
Usûller hakkında, örneğin katıldığım orkestrada Dede Efendi'nin Rast Kar-ı Nev'i geçiliyor. Eserde es'ler o kadar uzun ki metronomla yahut ayağımla ritm tutsam bile bir sonraki cümlenin ne zaman başlayacağını kestiremiyorum dolayısıyla orkestrayla uyum sağlayamıyorum. Bir diğer eser de Mah Yüzüne Aşıkanım. Eser es'le başlıyor ve her dönüşte o es tekrar karşımda.
 
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Henüz Usûller ve nota değerleri tam oturmamış. Ikisine de ayrı ayrı çalışmak gerekiyor.

Böyle tarif ile yol alırsınız almasına da biraz fazla yorulursunuz. Kadıköy ismekte solfej nazariyat dersim var. Vakit ve yol durumunuz uygunsa gelin kaydınızı yaptırın. Dönem arası olmasına rağmen mevcut eksilmesinden dolayı yeni kayıt alabiliyoruz.
 
Mesajlar
31
Tepki Puanı
28
Rast makamından bahsederken "basit" yerine "temel" makam sıfatı daha doğru bir tanım sanki :)) Basit tanımı hem de pek şık durmuyor bu zenginliği tarif ederken.
 
Mesajlar
251
Tepki Puanı
358
Naçizane şunu söyleyebilirim, @meryem hanım: eğer çalmak istediğiniz bir eseri yeteri kadar uzun süre dikkatle dinlerseniz usul ve eslerde yaşadığınız küçük sorunların kolaylaştığını göreceksiniz bi-iznillah.

Herşeyden evvel musiki sestir, sesi/sesleri kulağınıza iyi icracılardan güzelce nakşedin. Dinleyin yani. Bişnev ez ney çun hikayet mi koned..

Günümüzdeki ilim tahsili için en değerli malzeme iyi icra örnekleridir, meral uğurlu, bekir sıdkı sezgin, ihsan özgen, münir nureddin, niyazi sayın, necdet yaşar, aka gündüz, hafız kemal ve nicesi.. bu zevat-ı kirâmdan hiç gecikmeden meşkinize başlayın. En en en önemlisi ve acili budur, bugün ve ebediyyen. Eğer ağır bulursanız kendinize vakit tanıyın, bu kişilerin netteki kayıtlarını karıştırıp hoşlandığınız şeyler bulmaya çalışın. Dinledikleriniz hep iyi-gözde sanatkarlar olsun. Eğer koroda zevkli bir icra yoksa hiç zaman harcamayın, icrasını beğeniyorsanız hocanızla 10-15 dk olsun fazladan sevdiğiniz bir ilahi şarkı vs çalışın. Sevdiğiniz şeyleri çalın evvela. Bazı korolar adamın ancak vaktini hevesini yer sizin gittiğiniz yeri bilemiyorum tabi ki. Şefi kıymetli olursa icra da mümtaz olur.

Makamlar nota dizileri değildir, 4’lü 5’li mantığını birçok üstad reddetmiş söze hacet yok.

Makamlar çeşni nev’inden düşünülmeli nasıl bir yemeğin kokusu var ise Rast’ın da kokusunu idrak etmek öğrenmek için bolbol Rast dinlenilmelidir. Düz mantık. İlimde fazla gelir diye bir sınır var mı? Yok. Madem öyle Rastı bir gıncıtın :) mesela, “esmerim güzelim tutî dillim” gibi küçük kolay Rast eserler dinleyin isteyerek veya devamlı dinleyerek kendinize bunları ezberletin. İlla ağır eserler olacak diye birşey yok, kendinize yeni dünyaya gelmiş biri gibi bakın. Azar azar, kürekleri aheste çekerek devam edin.

Meragi’nin rastları da çok güzeldir. “Numune ist” “amed nesimi” “kar-ı muhteşem”. Benim yakınlarımdan makam bilmese de rast, hüzzam kuran okuyanlar var. Hafız da değiller.. Bu çok insanın gayri ihtiyari yaptığı birşey. Ne var ki bunda? Yani biz dedelerimizden ayrı mıyız gayrı mıyız? Türkü ezan ninni herşey makamlı zaten.

Günde 1’er saatten, bir hafta rast eserler dinleseniz birkaç hafta sonra bu iş tamamdır. Sevmek en önemlisi, kendinizi sıkmayın. Kağıt üzerinden asla herhangi bir makam öğrenilmez, o makamın hislerinin size geçmesi asıldır, bu da icra/eser dinleyerek mümkün olacaktır. Aksi takdirde, kağıt üzerinde aynı veya benzer dizileri taşıyan birçok makam birbirine karışır ve öğrenilemez veyahut o makamlarda hakiki bir taksîm edilemez. Uşşak Bayati, Ferahfeza sultaniyegah, suzidil şedaraban. Hisarbuselik neveser, gibi gibi gibi.. bunlar benzerdir ama kokularından nağme cinslerinden ayırd edilir. Kulak talim edecek ve tanıyacak. Bu zor birşey mi? Bu tamamen musikiye merakınızla alakalı. Eğer var ise endişeye mahal yok, dinleyin ezberleyin çalın. Sıralamanız bu şekilde olur ise 1-2 sene içerisinde yetişirsiniz. Eser odaklı olun, kendinizi o eserlerden mezun edin.

Bu meclisi tenzih ediyorum, musikimizi dinletmeden; ezberletmeden, bu müzik nedir göstermeden musiki öğretilmeye çalışıyorlar. İnsanların vaktine yazık. Adam oraya profesör olmaya gelmiyor, musikinin neşesini görmüş ruhuna bir ferahlık olsun istiyor.

Günde 2 saat sanat müziği dinleyen taksici minibüscü neyzenlerden tanburilerden udilerden daha çok eser biliyor. Çok ne demek, misliyle.. kimse de birşey demiyor. Adama balın tadını 100lerce sayfa tarif edeceğine, bir kaşık bal koyarsın ağzına oldu bitti. Herkes nota allamesi oluyor, eser bilen yok. Eskiden kimse nota bilmiyordu ama herkes musikiden anlıyordu. Anadoluda ot biçen teyzeler nadir makamlarda türkü okuyor, istanbulda konservatuar öğrencisi perdeleri basamıyor. Her şehirde üstadlar vardı, eser, bestekar çıkıyordu. Bir örnek de sadeddin kaynak’tır bestelere bir bakın yani.. nota olmayan dönemi saymıyorum bile.

Taksim ise bu icraları dinleyip tadını anladıktan, ve ancak ezberledikten sonra aklınızda kalan veya gönlünüzde tezahür eden cümlelerin bir araya gelmesidir. Güzel olması ise bu musikinin kendi cümlelerini iyi bilmenizden geçer. Eğer arapça nihavend eserler dinlerseniz, taksiminiz o eserleri çağrıştırır ve o yöredeki nihavend nasılsa taksiminiz de onun gibi olur ve bizim eserler okunacaksa bir tenakus olur. Bu bir eleştiri değil, zevk meselesi.

Eğer bizim eserlerimizden cümleler bilirseniz, taksimin bir köşesinden girer diğer ucundan kolaylıkla çıkarsınız yeter ki o makamda 10-15-20 eseri ezbere bilin. Şu “arabana taş koydum civanım”ı herkes biliyor zor mu ezberlemek çalmak yani. İster türkü olsun ister şarkı isterse saz semai, hiç farketmez. Sadece yöresel bir lezzet farkı oluşur ama nihaî olarak siz o makamı öğrenirsiniz.

Kitap defter “hoca”ların işi :) O bilgilerle gel bir taksim et deseniz ancak temel dizi çalınabilir. Taksim olmaz. Zaten onların da öyle bir iddiası yok. Ezberle ilerledikten sonra destek amaçlı açıp bir bakarsınız bu size ihtisas olur.

Eskiler 2-3 cümleyle kısaca anlatıyorlar makamatı, sebebi açık; musiki bilmeyene anlatsa da anlayamaz, ancak o makamı bilen veya dinlemiş olan istifade edebilir. Makamın püf noktaları ise herzaman üstadlardadır. Dizinin dibine oturulacak dinlenecek. Biz amerikada yaşamıyoruz, kitaptan niye öğrenelim musikiyi? Hoca var ders var :) Allahın kitabını dahî açıklayan peygamber var. Sallallahu aleyhi ve sellem.

Vesselam, muhabbet..
 
Son düzenleme:
Mesajlar
27
Tepki Puanı
38
Efendim merhabalar. Yaşadığınız sorunlar bir saza yeni başlayanların ekseri sorunu. Eser geçmeye çalıştıkça makam ve usûl diye bir şeyler varmış diye yeni yeni fark ediliyor :) Sizin de çok ileri gitmeden başlarda sayılacak bir zaman diliminde bunu fark etmeniz iyi olmuş elhamdülillah.

Makam ve usûllerin öğreniminden evvel kıymetli derunhân üstadın dediği gibi notaları tereddütsüz okumak, nota düzümlerini tereddütsüz çözebilmek ve sabit bir metronom düzeninde çalmayı, okumayı iyi bellemek gerekiyor. bu zemin oturduktan sonra yapılan çalışmanın daha derunu olan; çözülen notaların ne makamı olduğu ve metronomla çalışılan eserin etüdün usûlünün ne olduğuna geçmek çok daha sağlıklı olacak. Bu çalışmaları evvelen saza uygulamadan, okuyarak nota çözmek, eller ile ritm tutarak nota okumak ile beyne alışkanlık kazandırılmalı daha sonra saza tatbik edilmeli. böylece sazda da başarı oranı yerine göre artar inşallah.

Kaynak olarak hurşit ungay hocamızın usul kitabından usul öğreniniz. İsmail hakkı hocanın usul anlayışı, biraz farklı kalıyor.
Makam öğrenimi konusunda Murat aydemir hocamızın bir kitabı var ordan da öğrenebilirsiniz. Hem cdsi olması lazım, anlatılan makamı dinleme imkanı veren. İsmail hakkı hoca biraz girift anlatır zorlanabilirsiniz onu diyeyim baştan:)

Bu iki alanın da en iyi öğrenme metodu; hocadan dinlemek, hocadan öğrenmek ve ilgili makamda, usulde kaliteli eser dinlemeye ciddi derecede çalışıp, alışmak. Usulde örneklerden sadece biri olan Zekâi Dedemizin eserleri çok öğreticidir. Dedemiz Usûlleri eserlerine çok oturaklı, aksamaz işlemiştir. Öğrenilen usûle göre eser seçimi çok dikkatli yapılması gerektir. Zira çoğu usûlü ilgili eser ile zihinde tutarsınız icrâsına alışana kadar. Bir sâzendenin kesinlikle ciddi derecede usûl bilmesi gereklidir. İcrâcı, sazının icrâsında eserin vurgularını, darp hissini ancak usûl bildiği takdirde verebilir.

Velhasıl kitaptan öğrenilen eğer kulakta yoksa, kuru bilgidir bir şeye yaramaz maalesef. Makamlar ve usûl algısı kulağa yerleşirse o zaman bişeyler olmaya başlar inşallah :)) Bu alanların ney sazına tatbik durumu ayrı bahis konusu :)
 
Üst Alt