Makam

DîvânMakam Robotu
Mesajlar
45071
Tepki Puanı
484
Eser:
Canda hasiyyet mi var sevda-yı canan olmasa

Bestekâr:

Güfte Sâhibi:
Belirsiz

Makam:

Form:
Şarkı

Usûl:

Güfte:
-

Kaynak:
Diğer Bilgiler:
Arşiv No: 2746 -
v8 | Diğer Bilgiler: D-24/7 s.6-7
v9 | Notlar: Defterin başında "Haluk Güneyli'den aldım 7.2.1972" notu vardır. Diğer Bilgiler: D-35/189 s.275-276
v10 | Notlar: Defterin başında "Haydar Sanal'ın notalarından Çok kuvvetli ihtimalle İsak Varon'a ait defterin fotokopisi" notları vardır. Diğer Bilgiler: D-60-2/185 s.209-210
v11 | Notlar: Defterin başında "İsak Varon'a ait defter Muzaffer Birtan'dan" notları vardır. Diğer Bilgiler: D-60/224 s.309
v12 | Notlar: Defterin başında "Kemani Bedriye Hoşgör'e ait defterlerden Haluk Güneyli'den aldım 7.2.1972" notları vardır. Diğer Bilgiler: D-71/25 s.48-49
v13 | Diğer Bilgiler: D-73/50 s.63
v14 | Notlar: Defterin başında "Bedriye Hoşgör'e ait notalardan Haluk Güneyli'den 1971" notları vardır. Diğer Bilgiler: D-88/24 s.32-33
v15 | Notlar: Defterin başında "12-13 Kanunuevvel 1338 (1922Beşiktaş Musiki Cemiyeti Haluk Güneyli'den Mart 1990" notu vardır. Diğer Bilgiler: KD-64/96 s.155-156




 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
1549
Tepki Puanı
1974
Usule ya Yürük Semai yazılmalı ya da Nazlı Düyek.

Nazlı Düyek (12/8)
[1+4+1+3+3]
[d__t__t__d__t]

1608809142905.png
 
Mesajlar
1549
Tepki Puanı
1974
Ben de anlamış değilim, Muallim İsmail Hakkı Bey bazı bilinen 6/8'lik eserleri 12/8'lik olarak yazmış. Kendisi de bu usulde bazı eserler de bestelemiş. Bu usulü onun bir solfej dersi kitabında görmüştüm.
 
Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Nazlı düyek hiç vurmadım, açıkçası düyek hissi de hiç yok bu usulde yazılan şarkılarda. Yürük semai hiç değil. Süratli okunan bir düzüm. Birleşik Nim Sofyan daha uygun geliyor bana (1,2,3 bir darpta - 1,2,3 ikinci darpta)
 
Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
12 yi tamamlayacak herhangi bir düzümü vurabilirsiniz farklı bir hissiyat da verebilir. Ama şarkı 1,2,3 - 1,2,3 diye gidiyor, baktım sözlerin taksimâtı da öyle imiş. Okurken Nazlı düyek vurmayı denedin mi :)
 
Mesajlar
130
Tepki Puanı
244
Yaş
36
YouTube
link
İsmail Hakkı Bey'in "Nota Dersleri" adlı kitabında bu usulü yer almakta. Kendinin de Nazlı Düyek usulünde bir kaç eseri vardır.

Terminolojik olarak düşünürsek, dü-yek: iki tek anlamına geliyor. Bir usulüde iki tek vuruşu varsa buna düyek denilebilir. Ne yazık ki bizim bugünkü düyek usulü algımız, Arap müziğindeki vahdeye dönüşmüş durumda. Buna Nazlı Düyek demek daha doğru kanaatimce.
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Bugunki Düyek algimiz Arabeskleştiyse "Gözümde daim" in usulü Nazlı Düyek o zaman. Sonradan değişirtirmişiz herhalde.

Bu şarkıya ve benzerlerine Nazlı Düyek vurup okuyabilen olduğunu sanmıyorum. Kese altın için icad edilen sonrasında unutulup giden fantazi makamlar gibi bu usül de unutulmuştur. Çünki üzerine giydirilmeye çalışılan elhan o kalıba uymuyor. Ha bu düzüme uygun beste ve gufte taksimatı olur o zaman vurulur. Lenk Fahte gibi...
 
Mesajlar
130
Tepki Puanı
244
Yaş
36
YouTube
link
Bugunki Düyek algimiz Arabeskleştiyse "Gözümde daim" in usulü Nazlı Düyek o zaman. Sonradan değişirtirmişiz herhalde.

Bu şarkıya ve benzerlerine Nazlı Düyek vurup okuyabilen olduğunu sanmıyorum. Kese altın için icad edilen sonrasında unutulup giden fantazi makamlar gibi bu usül de unutulmuştur. Çünki üzerine giydirilmeye çalışılan elhan o kalıba uymuyor. Ha bu düzüme uygun beste ve gufte taksimatı olur o zaman vurulur. Lenk Fahte gibi...
Sunduğunuz argümanlar çok kişisel. Muallim İsmail Hakkı Bey'in böyle bir kese altın olayına girdiğini sanmam zaten. Ama kullanılmıyor olması, var olmadığı anlamına gelmez kanımca. Muallim İsmail Hakkı Bey yazmış. Ve bu solfej kitabını ben okudum bugün kullanılmayan bir çok usul var. Olabilir. Ama bu şarkı pekala Nazlı Düyek usulüne uyuyor. Dikkat ederseniz heceler yürük semai usulüne uymayacak derecede uzun tutulmuş, bu uzulün darplarının vezninin uzunluğuna da uymakta.

Gözümde Daim olayını anlamadım zaten ikisinin vezni ayrı. Her son yürük semaisini kastediyorsanız, onun yürük semai olduğu bellidir. Usller arabeskleşti demek istemedim, Arap müziğinin unsurları kulaklarımızda yer etti demek istemiştim.
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Hakkı bey ile kişisel bir problemim yok, severim de bestelerini. Ama eserlerinden görebildiğim kadar en "esnaf" bestekârmızdır. :)

Vals duyulan bir besteye başka bir usul vurmak istememiş yüz küsur yıldır kimse. Olmamış tutmamış benimsememiş. Bu bir eksiklik değil, ne bestekâr için ne musiki için. Icad olunan her meta tutulacak diye bir şart yok. Icraate bakılır, icraatte varsa vardır yoksa da zorlamak manasız olur. Olmuyordur çünki. Olsa idi yüzyıldır yüzlerce örneği yapılırdı.
 
Mesajlar
130
Tepki Puanı
244
Yaş
36
YouTube
link
Esnaflığını falan bilmem ama Darülelhan'ın yöneticiliğinde ve tasnif heyetinde bulunmuş biri için kişisel yargılardan kaçınırım kendi adıma. Ayrıca kaynak ve epistemoloji bilimine çok inanırım ve güvenirim.

Bugün Curcuna usulü de Aksak Semai gibi vuruluyor. Bununla beraber hız ve darplar itibariyle pek uyduğu söylenemez. Yine de Curcunanın Aksak semai gibi vurulması usulün eski halini reddetmeyi gerektirmez. Aksine hem bugünkü hem de eski halini (ulaşabildiğimiz kaynaklar ışığında) öğrenmek ve aktarmak gerekliliğine inanıyorum. Bu aynı zamanda diyalektiğin gereği ve karşılaştırmalı analitik aklın yolu olmalı. Kötü bir şey söylemiyorum, bu ülkede öyle algılanıyor sanırım. Belki kaynaklar daha çok araştırılmalı ve bilgi bilimine önem verilmeli makam müziği adına.
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Araştırılma karşıtı değilim yanlış anlaşılmak istemem. Tabi ki tarihsel gelişimi bilelim, hattâ bulunan neticelerle ilgili eser denemeleri yapıp sempozyumlarda anlatım yanında yeni ve varsa eski örneklerini de dinleyelim. Unutulmuş ya da terkedilmiş makam ve usul ya da enstrümanları ancak böyle tekrar hatırlayabiliriz. Bazıları belki tekrar filizlenip yeniden kullanılmaya başlar. Ama tepeden inme, "falan makam aslında böyle idi yanlış okuyorsunuz" diye kimseyi iknâ da edemeyiz, itham hiç edemeyiz. Çünki su akmış yatağını bulmuş, hem de en gürül gürül aktığı zamanlarda.

Bugün Dede'nin ağzından kendi bestesinin kaydını dinleyip, aslı böyle imiş diğer versiyonları kaldırın çöpe atin diyebilir miyiz? Diyemeyiz zira, 200 yıllık yaşanmışlık var, onca hoca talebenin meşki, emeği var onlarda da.

Nezih Uzel derdi ki, bir şey bestelediginizde hemen notaya geçirmeyin, bırakın 3, 5 yıl okunsun, ağızdan ağıza yoğrulsun demlensin ondan sonra yazarsınız. Hoca şifahi geleneğe hâlâ sahip olduğumuz zamanları ve üstadları gördüğü için bu anlayışı geliştirmiş kendinde.

Lafı uzattım konu dağıldı :) kâğıt üzerinde çalışırken çarşı pazara kulağınızı kapatmayın, dil kurumunun ürettiği kelimeler gibi acaipliklerin ortaya çıkması da bu sebepledir. Makale vs. inceleme yazılarınız mutlaka vardır paylaşırsanız okumak isteriz. Kolaylıklar dilerim kardeşim. Sürç-i lisan ettiysem affola.
 
Üst Alt