Türk mûsikisinin çınarı
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk'ümüz de Türk mûsikine yabancı olmayan bir devlet adamıdır. Bunu da ben şöyle tespit ettim. Cenab-ı Hak'kın bana verdiği bir lütuftur bu. Eskiden Lale ve Nerkis diye plakları olan iki kız kardeş vardı. Bunlar, İpekçilerin gelinleriydi. İpekçiler, Türk sinemasını kuran kişilerdir. Onların asıl isimleri farklıydı. İkisi de Selanikliydiler. Lale ve Nerkis lakaplarıydı.
1950 senesinde ben Radyo'ya girdim, onlar yaptığım solo neşriyatlarla ilgilenmişler, Münir Bey'de onlara gidip geliyor, ona demişler ki; 'Alâeddin Yavaşça diye birisi var, eğer tanıyorsanız onu bize getirseniz, görüşmek, tanışmak istiyoruz.' Bir gün hoca bana dedi ki 'Seni bir yere götüreceğim. Tahmin ediyorum seveceksin orayı.' Peki hocam dedim. Gittik orada tanıştık onlarla. Ve bunlar tabii Selanik'ten gelmişler, Atatürk de Selanikli.
Bir de onların dayısı var, Tevfik Kılıçcıoğlu. O da askeriyeden. Atatürk'ten bir sınıf yukarıdaymış. O da mûsikiyi çok iyi biliyor. Selanik'te Atatürk birkaç arkadaşıyla beraber bunlara Türk mûsikisi meşki yapıyor. Dolayısıyla bundan edindiğim bilgiyle, Atatürk'ün sadece bir dinleyici olmadığı çıkıyor meydana."
Aleaddin Hoca'nın anlatımına göre "Selanikli Tevfik" Tevfik Kılıçcıoğlu ile aynı kişi olsa gerek?