Bestekâr
Derviş Ömer
Güfte Sâhibi
Belirsiz
Makam
Segah
Form
İlahi, Şarkı
Usûl
Devr-i Revan
Kaynak
Sanat Müziği Notaları, Harun Korkmaz

Makam

DîvânMakam Robotu
Mesajlar
45064
Tepki Puanı
566
Eser:
Şem-i ruhuna cismimi pervane düşürdüm

Bestekâr:

Güfte Sâhibi:
Belirsiz

Makam:

Form:
İlahi, Şarkı

Usûl:

Güfte:
Şem’-i ruhuna cismimi pervâne düşürdüm
Evrâk-ı dili âteş-i sûzâne düşürdüm
Bir katre iken kendimi ummâne düşürdüm
Hayfâ yolumu vâdî-i hicrâne düşürdüm
Takrîr edemem derd-i derûnum elemim var
Mevlâyı seversen beni söyletme gamım var

Kaynak:
Harun Korkmaz

Diğer Bilgiler:
Arşiv No: 14373 -
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
228
Tepki Puanı
101
Dinle sozumu sana direm ozge edadir .. segah ilahi .. ve semi ruhuna cismimi.. diye baslayan segah maye ilahi var ek 1 de
 
Mesajlar
812
Tepki Puanı
2356
Bu iki ilahinin bazı Mevlevi Ayinlerinin sonunda, son peşrev ve son yürük semai niyetine çalınma/okunma geleneği var. Muhtemelen bu yüzden beraber anılıyorlar.
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Bu eser aynı zaman Mevlevilerce niyaz ayinlerinde ilahi olarak okunuyor tabi ki, malumumuz. Dolayısıyla ilahi başlığında da yer alması gerekir. Ama şarkı başlığı da kalmalı. Çünki mesela Ali Ufkî'deki notayı buraya eklersek, o versiyon bir şarkı olduğu için "şarkı" başlığı da gerekli olacak.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Teknik olarak bu söylediğim mümkün mü bilemiyorum tabi. Eğer mümkün değilse ilahi yazmak daha isabetli olacaktır kanaatindeyim. Çünki çok uzun zamandır sadece ilahi olarak icra ediliyor.
Maalesef teknik olarak münkün değil aynı anda iki tâne olması.

Zamânında siteyi kurarken öngörü olarak böyle olayların olabileceğini düşünememiştim. Yâni ben her eserin tek bir bestekârı, tek bir formu, vs. olur düşüncesinden teknik olarak "tek seçmeli" altyapıyı kullandım. Meselâ kaynak etiketi ise "çok seçmeli". Böyle olunca bestekâr veyâ form olarak birden fazla seçime izin yok.
Komple yeni bir etiket açıp, onun türünü çok seçmeli yapmam gerekiyor ve oraya binlerce isimlerin aktarılması gerekiyor ve her konunun seçenekleri de aktarılması gerekiyor.
Böyle olabileceğini kestiremedim zamânında maalesef. O yüzden mümkün değil. Ancak bunu not ettim, ilerki zamanda çözmeye çalışacağım bu durumu.
Şimdilik ilâhî olarak kaydediyorum.
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Tamam, teşekkürler. Yorumlar duruyor nasıl olsa. Gün gelince değişiklikleri yapacağız. Bir de mesela birden fazla bestekâr tarafından bestelenen eserler vardır. Biz bunlara "müşterek" eserler deriz. Bu başlıklarda da aynı seçeneğe ihtiyaç duyacağız. Usul bakımından iki ayrı usulle icra edilen eserler var. İki usul başlığına da girmesi gerekir. İki ayrı makam şeklinde yorumlanan eserler var. Mesela bu eser de Segah Maye olarak da kaydediliyor. Güfte bazen birkaç farklı şairden seçilen şiirlerden oluşabilir. Yani şunu demek istiyorum ki her başlıkta birkaç girdi gerekebilir. Mümkün olan en kısa zamanda bu geliştirmeye ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim. Teşekkür ederim size tekrar, gayretleriniz için.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Çok haklısınız. Ben zâten hemen ilk aylarda bu hatâmı tespit etmiştim. Maalesef geri dönmek için çok geç olmuştu. Bu zamâna kadar da bir şekilde atlattık, ama sistem patlak veriyor gördüğünüz gibi artık. O yüzden bu meseleyi ön plana alacağım, ben de not ediyorum bu konuları (yer imlesi mekanizmasını kullanarak), muhakkak geri döneceğim bu konulara sorunu çözdükten sonra.
 
Mesajlar
1
Tepki Puanı
0
Bu ilâhi ile ilgili bir araştırma yaparken tesadüfen forumunuza denk geldim ve yukarıda bana göre bazı yanlış ve eksikliklerin olduğu düşüncesiyle de üye olup bu satırları yazmaktayım. Amacım asla bir polemik yaratmak değil. Sadece mevlevi tarikinin naciz bir muhibbanı olarak kendi düşüncelerimi paylaşmak. Değerli üyeler önce Şarkı mı / İlâhi mi konusuna değineyim.

Müzikal açıdan her iki tanımın arasında bence hiçbir fark yoktur. Her iki tanımda ki besteler için kullanılan Makam - Usûl kalıpları aynıdır. Mesela Şarkı - Türkü arasında ki vari bir farklılık yoktur. Sadece güfte tema içerikleri farklıdır. Birde Şarkı formunda yaklaşık 40 makam tercihi mümkün olsa da, İlâhi besteler de Ezan okunmasında tercih edilen beş makam ağırlıklı olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır; yani Sabah Ezanı: Sabâ, makamında / Öğle Ezanı: Rast makamında / İkindi Ezanı: Hicâz makamında / Akşam Ezanı: Segâh makamında ve Yatsı Ezanı: Uşşak makamında okunduğu malumunuzdur. (maalesef günümüz de ki müezzin efendilerin çoğunluğunun okuduğu ezanın makamı, artık ne yazık ki nevi şahıslarına münhasırdır). Keza Ezan okunurken tercih edilen bu makamlar, Dini Müzik bestelerinde de daha fazla tercih tercih edilmiştir. Şarkı daha sosyal yaşam tema içerikli güftelerin beste tanımı iken, İlâhi özellikle uhrevi /dini tema içerikli olan güftelerin beste tanımıdır. Zaten İlâh- i tanımı da bence buradan doğmakta. Şarkı tanımı böylece daha dini bir kimliğe ve dini saygınlığa bürünmekte. Aman yanlış anlaşılmasın da demem o ki; mesela Şarkı tanımlı bir eseri her tür mekân ve ortamda çalar, söylersiniz. Ama İlahi tanımlı bir eserin meşk ortamı öyle her yer ve ortam olmaz ve bence olmaması da gerekir.

Bir muhterem üye "Bu eser aynı zaman Mevlevilerce niyaz ayinlerinde ilahi olarak okunuyor" demiş. Şayet izni olursa bu cümleyi daha doğru ifade etmekte yarar var. Efendim mevlevi tarikin de "niyaz ayini" tanımı yoktur. "Mevlevi Ayin i Şerifi" veya halk diliyle "Semâ Ayini" vardır. Niyaz İlahisi ise bu ritüelin bir parçasıdır. Eğer bilgim beni yanıltmıyorsa, kendisi de bir pirdaş olan Padişah III. Selim in takip ettiği bir Ayin i Şerif sonlarına doğru o kadar huşuya kapılmış ki Mıtrıbanbaşı dedeye ihsanda bulunarak bir ilahi meşk etmelerini ister ve irticalen bu ilahi meşk edilir. Nitekim bir diğer değerli üyenin fark ettiği gibi " Dinle sozumu sana direm ozge edadir .. segah ilahi .. ve semi ruhuna cismimi.. diye baslayan segah maye ilahi var " demektedir. Evet bu iki iç içeliğin sebebi de budur. Mevlevi adabında istenmez "niyaz" edilir işte bu nedenle de bir padişah niyazı olarak bu adı almıştır. İrticalen meşk edilen bu İlahi Hz Mevlâna 'nın oğlu Hz Çelebi Sultan Veled tarafından bugün ki meşk edilen şeklini almıştır. Mevlevi Ayin i Şerif lerin de son Ney Taksimi öncesi çoşkuyla yer alır. Ayrıca Hz Çelebi Sultan Veled Semâ Âyininin bugün ki şeklini düzenlemiştir.

Lütfen bu besteyi sınıflandırırken Şarkı tanımıyla yer vermeyiniz. Bu hem doğru olmayacaktır, hem de hiç şık olmaz efendim. Bir şarkıyı banyoda söyleye bilirsiniz ama bir İlahi yi asla söyleyemezsiniz. Bir bilgi yanlışı veya sürcü lisan olduysa affımı niyaz ederim.
 
Mesajlar
812
Tepki Puanı
2356
Affınıza sığınarak, "Niyaz Ayini" tanımı, Mevleviliğe dair muhtelif Adab ve Erkan kitaplarında geçer. Hem, eski bir çalışma olması bakımından dikkate değecek olursa, Abdülbaki Gölpınarlı'nın; hem de, güncel bir çalışma olması bakımından dikkate değecek olursa, Hüseyin Top'un Adab ve Erkan kitabında bu bahis var. Müelliflerin mahiyetini takdiri size bırakıyorum.

Her iki eserde yer alan tanım da, tam da sizin zikrettiğimiz rivayette olduğu haliyle; 3. Selim'in talep ettiği şeyin geleneksel bir ritüel halini aldığını gösteriyor. Tanıma göre, illa örnek rivayetteki gibi padişah olmasına gerek yok, tarikatçe mühim addedilen bir misafir, ayin devam ederken memnuniyetinin bir ifadesi olarak niyaz gönderir ve mukabelenin biraz daha devamını rica eder. Bunun üzerine dördüncü selamdan sonra peşrev çalınmayıp "Niyaz Ayini" denilen fasıl başlar, ki bunun bir kısmı da, hakkında konuştuğumuz ilahi oluyor.

Bunun, tabii, bugünkü pratikte bir karşılığı olmayabilir. Zira Mevlevi Ayinleri artık bir ibadet/ritüel olmaktan ister istemez çıkmış, daha çok bir gösteri halini almış durumda.
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Değerli Neyzenyt hoşgeldiniz. Yazdıklarınızda pekçok bilgi hatası ve karıştırma var. İlgili bilgileri yukarıdaki linkte verilen konser broşüründe bulabilirsiniz. Bu hususlarda ahkam üretmek yerine doğruları öğrenmeye çalışmanızın sizin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Divanmakam’da eser bilgileri ile ilgi girdileri ciddi ilmî esaslara istinad ederek oluşturuyoruz. İtiraz olacaksa da bunun ilmî sınırlar içerisinde olmasını bekliyoruz. Teşekkür ederiz.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Anladığım kadarıyla neyzenyt adlı üyemiz bu eserin şarkı olarak kaydedilmemesini istiyor. Ancak bizdeki bilgilerde Harun Bey'in ortaya çıkardıklarına dayanarak bu eser bir zamanlar bir şarkıymış.

Benim merak ettiğim, bu ayrımı nasıl yapıyoruz? Yâni şarkı olup olmadığını nereden anlıyoruz veyâ ilâhî olmasını?
 
Mesajlar
1259
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Kayıtlardan anlaşılıyor sevgili Derunhan. Çoğu zaman güfteden anlaşılır ilahi mi şarkı mı olduğu. Ama bu güfte iki şekilde de yorumlanmaya müsait. Biz de elimizdeki tarihsel veriler ışığında yaptığımız tespiti kamuoyu ile paylaştık. İtiraz edenlerin bilimsel metotla yaklaşmalarını rica ediyorum bir kez daha. Nitekim kısır tartışmalar ve anlamsız sahiplenmelerle hayal dünyasında yaşamaya devam ederiz. Hayal dünyasında yaşamak da bir tercih meselesi, ancak bu platformda biz doğru olanı ortaya koymaya devam edelim. Eserlerin melodik dünyası bize engin hayal âlemleri sunuyor zaten, fazlasına ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3912
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Tabii, yâni doğru neyse onu kaydetmemiz gerekir ki öyle de yapıyoruz zâten.

Ben sâdece teknik açıdan bir eserin şarkı/ilâhî olup olmadığını nereden anladığımızı bilmek istemiştim. Bir şey öğreniriz bakımından, yoksa zâten bu işin profesyönelinden daha iyi bilecek hâlimiz yok :).
 
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Ne güzel şarkıdır ve Münir Bey de ne güzel okumuştur ❤

Diğer bahiste ise kanaatim; evvelce Şarkı olarak kayıtlı olan bir eserin zaman içinde Niyaz ilahisi haline dönüşüp, neredeyse başka hiçbir mecrada okunmaz olmuşsa, bu eser artık, en az 200 yıldır halk duygusunda, hafizasinda ilahi olarak kaydolmuştur.

Bu aslolani araştırmaya tespit edip burası gibi sitelerde veya programlarda bahis mevzuu etmeye engel değildir. Bu bir şarkıdır diye kaydedelim ancak Niyaz ilahisi olarak bilinir okunur diye de şerh düşelim.
 
Üst Alt