Bu eserin günümüzde Hüseynî olarak tasnif edileceği âşikâr olsa da, 16. ve 17. yüzyıl Kürdî makâmının istikrarsızlığını göze alarak, bazı müelliflerin sonradan yaptığı makâm tashihinin Kantemiroğlu'nun bir hatasını düzeltmek değil, eseri günümüze göre tekrar yorumlamak olduğu kanısındayım.
(Küçük bir not daha. Anlaşılan, Owen Wright, Kantemiroğlu Edvârının sitede bulunan çeviriyazısını hazırlayan müellif, v3 notasının kullanımını önermiyor, bunun nedenini kendim açıklamak yerine v2 ve v3 notalarında bulunan İngilizce kesitleri Türkçe'ye çevirerek iletmeyi tercih ediyorum:
v2:
Başlıktaki devr-i kebir ifâdesine ve melodinin 14'lü ayrımına rağmen, eser 16. ve 17. yüzyılda gördüğümüz devr-i kebir eserler arasında hiç de alışılagelmiş bir melodi-usûl uyumunda değildir: hiçbir devirde olağan bir 3+4+3+4 usul yapısı kullanılmamış, melodi birçok yerde iki, hattâ üç usül 'alt-bolümünü' bozmuştur. Çok daha tipik bir devr-i kebir yapısı, eserin (bize bildirilmeden) vezn-i sagîr ile notaya alındığı varsayılarak [v3] elde edilebilir.
v3:
Bu yorum, 3+4+3+4 ritmik yapısını geri getirir, ve usûlün ilk bölümünün alışılagelmiş ritmik yapısını düzeltir. Ancak ritmik düzendeki üstünlük diğer yerlerdeki eksikliklerle, özellikle de sadece yarım devirden oluşan iki alt bölümün (H1b ve H2b) ortaya çıkmasıyla bozulur. Bunu bir tuhaflık olarak geçiştirebiliriz, ancak söz konusu durumun iki ayrı vakası, özellikle de açıkça bir karar figürü olan ikinci vakanın, usûlün ikinci yarısında başka bir yerde (H3b) ortaya çıkması inandırıcılığı zorlamaktadır. Ayrıca dört usûl bitirme işaretinin üçünün (alışılmışın tersine) usûlün ortasında yer aldığını da kabul etmemiz gerekir.
[v3]'e karşı geliştirilebilecek daha genel bir sav da, eserin melodik üslûbunun, kısa süreli notaların çokluğuyla, daha geç dönem bestecilerinin özelliklerini taşımasıdır; hâlbuki Sultan Korkut'a atfedilen eser gerçekten de ona aitse, bu eserin tüm koleksiyondaki en eski eserlerden biri olması gerekir. Bu atfın doğru olduğunu varsayarsak, çözüm için başka bir yere bakmalıyız. [v4] versiyonu evvelki vezn-i kebir yorumunu geri getirir, ancak 14/8 yerine 7/4'lük bir usul, yâni muhtemelen devr-i kebir'in daha erken bir versiyonunu kullanır. Bu versiyon daha eski bir melodik üslubu korur, tam bir melodik-ritmik uyum sağlar ve yarım usulden oluşan alt bölümleri ortadan kaldırır. Ancak bu versiyon varsayımsaldır ve iç tutarlılığına rağmen bu koleksiyonun geri kalanı tarafından destek bulamamaktadır*.
*Ali Ufkî'nin MSS eserlerinde 7'de devreden devr-i kebir eserler vardır, ancak bunlar genellikle türkü gibi formlardadır.)