Makam

DîvânMakam Robotu
Mesajlar
45071
Tepki Puanı
484
Eser:
Didem yüzüne nazır nazır yüzüne didem

Bestekâr:

Güfte Sâhibi:

Makam:

Form:
A.S.

Usûl:

Güfte:
-

Kaynak:
İSAM - Cüneyd Kosal Türk Musikisi Arşivi | v9, v10, v11, v12, v13, v14, v15

Diğer Bilgiler:
Arşiv No: 3334 -
v9 | Notlar: Defterin başında "Haluk Güneyli'den aldım 7.2.1972notu vardır. Diğer Bilgiler: D-37/117 s.123
v10 | Notlar: Defterin başında "Muallim İsmail Hakkı Bey'in el yazısınotu vardır. Diğer Bilgiler: D-42/4 s.6
v11 | Notlar: Defterin başında "İsak Varon'a ait defter Muzaffer Birtan'dannotları vardır. Diğer Bilgiler: D-60/397 s.548
v12 | Notlar: Defterin başında "Ziya Akyiğit'ten aldım 20.10.1973 Nevres Bey'in el yazısınotları vardır. Diğer Bilgiler: D-89/3 s.5-6
v13 | Notlar: Defterin başında "1971 Haluk Güneyli'den Kemani Bedriye Hoşgör'e ait notalardannotları vardır. Diğer Bilgiler: KD-33/27 s.55
v14 | Diğer Bilgiler: KD-54/48 s.83
v15 | Notlar: Defterin başında "12-13 Kanunuevvel 1338 (1922Beşiktaş Musiki Cemiyeti Haluk Güneyli'den Mart 1990notu vardır. Diğer Bilgiler: KD-64/5 s.9
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
2096
Tepki Puanı
3151
Gazelin tamâmı şöyle:

Dîdem ruhunu gözler gözler ruhunu didem
Kıblem olalı kaşın kaşın olalı kıblem


Cennet gibidir rûyin rûyin gibidir cennet
Âdem doyamaz sana sana doyamaz âdem

Gamzen ciğerim deldi deldi ciğerim gamzen
Bilmem nic'olur hâlim hâlim nic'olur bilmem


Vuslat bileli hicrin hicrin bileli vuslat
Mâtem görünür şâdî şâdî görünür mâtem

Zahmım göricek cânâ cânâ göricek zahmım
Merhem koyasın bir gün bir gün koyasın merhem

Sende nazarı dâ'im dâ'im nazarı sende
Âlem yüzüne meftûn meftûn yüzüne âlem

Olsun ko Nazîm ey gül ey gül ko Nazîm olsun
Her dem gülüne bülbül bülbül gülüne her dem

Mef'ûlü/ mefâ'îlün/ mef'ûlü/ mefâ'îlün
 
Son düzenleme:
Mesajlar
8
Tepki Puanı
17
Terennüm içermeyen başka bir Ağır Semâî örneği daha biliyor musunuz? Semâî'den ziyâde Şarkı formunu andırıyor sanki!
 
Mesajlar
1178
Tepki Puanı
1766
Yaş
33
Eskiden böyle çok semâî vardır azizim. Terennümü olmayan murabba beste de çoktu, hem de en büyük usûllerde bestelenenler dahi vardı bunların arasında. Ama bu eserin eski mecmualarda daha çok şarkı tarzındaki semâîlerle kaydedilebildiğini söyleyebilirim. Yani bu eser hem klasik âsâr içinde hem de şarkı fasıllarında icra edilmiş olmalı, emâreler bunu gösteriyor.
 
Mesajlar
8
Tepki Puanı
17
Sevgili hocam; belki çağdaşı Semâî'ler incelenip daha net bir karara varılabilir. Tabi eğer terennümsüz Murabbâ veya semâîler belli bir döneme işâret ediyorsa. Her dönemde bestelenmiş olsaydı benzeri örneklerle daha sık karşılaşmamız gerekirdi. Acaba terennümsüz Murabbâ ve Semâîleri belli(!) bir döneme tarihlemek mümkün mü?
 
Mesajlar
8
Tepki Puanı
17
Sevgili Levent hocam; Bayâti Murabbâ'da "başa" veya "meyân'a" dolabı olamayacak şekilde, ufacık da olsa lâfzî terennüm diyebileceğiniz bir bölüm var (ömrüm, cânım amân) ki hemen arkasına, terennümlü bestelerden alışık olduğumuz şekliyle ilgili mısrânın ikinci yarısını ekleyip birinci devrini bitirmiş ve ikinci mısrâyı okutmak üzere başa yönlendirmiş.. Buselik Semâî'de de öyle (cânım, cânım, cânım amân). Hisâr Beste ise (buradaki notalar da dahil) "Murabbâ" olarak isimlendirilmemiş, sadece "Beste" yazıyor. Sanırım Hâfız Post'un Nevâ Bestesi de öyle. Murabbâ ve Nakış sıfatı hem trafikten haber verirken aynı zamanda Terennümün toplamda kaç defâ okunacağına da işaret ediyor gibi hissediyorum. Harun hocam siz "Murabbâ Beste" ve "Beste" arasında bir fark olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa elimizde kaldığı kadarıyla, günümüze ulaştığı haliyle bir yerlere oturtmaya mı çabalıyoruz?
 
Mesajlar
8
Tepki Puanı
17
Levent hocam; Diyarbekir'li Seyyid Nuh'un Şehnaz Murabbâ Beste'sinde de 3 tekrarlı "dâd ey"den müteşekkil kısacık bir terennüm, ardından ise ilgili mısrânın ikinci yarısı okunuyor. Aklıma gelen ilk örneği verdim, muhakkak başka örneklere de ulaşmak mümkündür.
 
Mesajlar
1545
Tepki Puanı
2655
Inşallah. :)
Bilinen birşey ama hatırlatayım dedim;
beste ve semaileri şarkıdan ayıran ilk özellik guftesinin formudur. Istisnalari mutlaka çok vardır ama şarkıyı "Şarkı" ismiyle anmamızın sebebi, edebî şiir formu olan "şarkı'' dır. Büyük formlarda ise ekseriya Gazel formundan seçilmiş güfteler kullanılmış.

Beste formunda terennüm sonradan gelişmiş ve birçok farklı kullanımlarla çeşitlenmiştir. Özellikle elimize ulaşan ilk dönem eserlerinde terennüm namına "hey canım, yâr hey..." gibi kısa, yine aynı dönem ve takip eden dönemlerdeki tumturaklı şarkılarda da rastladığımız kelimeler kullanılmış.

Diğer yandan bu bilgilerimizi teyid eden Yahya Nazîm Efendi, bestelerinde terennüm de kullanmış? (Ol kim misal-i hale meh-i mihribanı var/Acem Beste)

Formlarin uygulanışını kronolojik olarak net bir şekilde sınıflandırmak biraz zor görünüyor.

Yine de bir tasnif çalışması yapılabilir, olabildiği kadar :)
 
Üst Alt