Bestekâr
Artaki Candan (Kanuni)
Güfte Sâhibi
Belirsiz
Makam
Muhayyer
Form
Şarkı
Usûl
Müsemmen
Kaynak
Ahmet Yağmur Kucur

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Eser:
Bir yanık bakışla aldı göynümü

Bestekâr:
Artaki Candan

Güfte Sâhibi:
Belirsiz

Makam:

Form:
Şarkı

Usûl:

Güfte:
Bir yanık bakışla aldı göynümü
Bir gece rüyada çaldı göynümü
Mecnun’a çevirdi saldı göynümü
Bir gece rüyada çaldı göynümü

Kaynak:
Şarkıyı Lale Hanım'ın taş plak kaydından notaya aldım.
 

Bütün Ekli Dosyaları İndir

Moderatörün son düzenlenenleri:
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Eline emeğine sazına sözüne sağlık Ahmetçim.

Gördüğüm bir iki şey var onları yazmak istiyorum. Nakaratın 2. satır 2. ölçüde nevâda uşşâk devam ediyor, Fa'ya bekar koymayı unutmuşşun, bu hep olan birşey. Yazıp buraya yüklediğim bir notayı, aylar sonra tekrar okuduğumda bir sürü hata bulup düzeltmişliğim çoktur :)

"Rüyâda" yazmışşın, doğrusu "Rûyâda" olmalı. Burcu Hanım da yazdığın gibi okumuş.

Birde şarkıyı tercihen bir üst oktavdan bitirebiliriz ama yazarken bitmesi gereken karar perdesine indirmek gerekir. S. Kaynak S. İçli gibi bestekârların yaptığı "Fantazî" şarkılarda var böyle oktavda biten örnekler ama bu standart bir "Şarkı" formunda.

Teşekkürler tekrar kardeşim. İşleyen demir pas tutmaz böyle devam :)
 

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Levent ağabeyciğim öncelikle takdiriniz ve de tashihiniz için çok teşekkür ediyorum.

Bahsettiğiniz fa için natürel işareti evet gözümden kaçmış, onu düzelteyim.

“Rüya” kelimesinin yazımı hususunda da birkaç şey söylemek istiyorum müsaadenizle. Malumunuz Türkçe’ye Arapça ve Farsça’dan geçen sözcüklerde uzun hecelerin yazımında hep bir tartışma söz konusu olmuştur. Bendenizin de imlaya son derece dikkat etmeye gayret eden biri olarak içinden çıkamadığı bir konudur aslında. Lakin artık ben şapka kullanımı hususunda TDK’yi esas alarak yazmaya başladım ve o sebeple “rüyada” şeklinde yazdım. Ama elbette bunun doğru okunuşu ر den sonra و olduğu için uzun şekilde olmalıdır. Bunun aksinde bir şey söylemiyorum, benim söylediğim sadece yazımı ile alakalı.

Son ölçüyü oktavda yazma sebebimi de şöyle açıklayayım: Lale Hanım bu ölçüyü hiç alttaki oktavda okumamış. Yani nakarattan önce de, nakarattan sonra da üst oktavında okumuş. Bu sebeple ben de bu oktavdan yazmayı tercih ettim.

Notayı düzenlediğimde son halini ekleyeyim. Tekrardan teşekkür ediyorum.
 
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Diğer yandan yaptığımız müziğin sözlerinin büyük bir kısmı yabancı kökenli kelimelerden oluşuyor. Herşey bir yana tarihi bir eser olduğu için bugünün teamüllerriyle ölçemeyiz ne sözünü ne müziğini.

Gördüğümüzü okuma alışkanlığımız sebebiyle "yazıda TDK'ya göre yazayım okuyan nasılsa doğru telaffuzunu biliyordur" demek büyük hatâ olur, oluyor da, Burcu Hanım'ın da telaffuzundan duyduğumuz üzre ;)

Keşke uzmanları dilimize ait fonetik alfabe hazırlasalar da nota üzerinde onları da göstersek gereken yerlerde.
 
Son düzenleme:

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Levent ağabeyciğim ben telaffuz konusunda zaten Burcu ablanın telaffuzunun doğru olduğuna mugayir bir şey söylemedim, elbette o doğru. Benim söylediğim sadece yazımı ile alakalı idi. Uzatılması gereken her harfe şapka koymak da bana pek doğru gelmiyor açıkçası. Bu uzun bir tartışma konusu. Her iki şekilde de beni tam tatmin etmeyen örnekler çıkabiliyor, nasıl yazmam gerektiği hususunda kararsız kaldığım zamanlar olabiliyor. Lakin ben TDK'nin güncel şapka işareti kurallarına göre yazmayı tercih ediyorum. "Geri döndüklerini açıkladılar" yazmışsınız lakin birtakım istisnalar dışında şapka kullanımı yok şu an Türkçe'de. Güncel kurallara göre istisnalar da şunlar:
Düzeltme İşareti – Türk Dil Kurumu
 
Son düzenleme:
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
Zurnanın zırt dediği yer de orası :) "Güncel kurallar" 2,3 asır önceki eserlerde kullanılan lisanı bağlayamaz. TDK ya göre Lâle Hanım yanlış telâffuz etmiş dediğin üzre. Rûyâ diye okunan bir kelimeyi Rüya diye yazmak kafaları daha da karıştıracaktır.

Ama dil konusunda kafalarımızın karışık olduğu doğru. Kaf'lar kef'ler, ha'lar hı'lar, geniz n'leri filan hep yanlış okunuyor. Derslerde anlatmak için göbeğim çatlıyor.
"Helâk oldum" daki kef'i bir türlü söyletemedim. :D
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Yok, estağfirullah Levent Abi. Bu telaffuz/yazım meselesi belki bu başlığın konusu olmayabilir, gerçi notayla ilişkili olduğu için bence yeri var, ama genel anlamda benim de çok zorlandığım bir mesele. Başka dil konuşanlar bilir, günümüzün Türkçesi çok mantıklı, sistematık ve çok az istisnâları olan bir yapıya sâhip. Ancak bu şapka meselesini bir türlü oturtamamışlar. Ya komple her yerde şapkalar kaldırılması lâzım, ya da tümüyle olması gerekir. Keyfen bâzı kelimelerde koyulsun ama diğerlerinde koyulmasın deniliyor TDK'ya göre.

Ben bu konuda Levent Abi tarafındayım, ki Ahmet Bey de ona zâten katılıyor ama haklı şekilde o da resmî kurumun tavrını uygulamayı mantıklı buluyor. En azından kendi içinde bir çelişkiye düşmeden, bir çizgi doğrultusunda gitmiş oluyor. Bu konuyu uzun uzun konuşmak lâzım.

Nedeni ise bu müzik türünde bir çok terim var ve bu terimlerin standart hâle gelmesi lâzım. Belki bir akademik değeri olmayacak ama bu câmianın ana temel mekânı olma yolundayız ve herkesin ortak buluşma yeri olarak net bir jargon oluşturmak zorundayız. "Bayâti" mi yoksa "Beyâti" mi? Şapka koyulsun mu, koyulmasın mı? Ya da "usul, usûl, usül"?

Bu yazım konusu ile ilgili daha çooook tartışmalar olacak :D.
 

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Ağabeyciğim tabii ki Lale Hanım TDK'ye göre yanlış telaffuz etmiş olmuyor :) Öyle yazılması, uzatılmadan okunacağı anlamına gelmiyor ki. TDK de bunu söylüyor zaten. Aksi durumda her uzun heceye şapka koymak bana çok hoş gelmiyor açıkçası, çirkin ve kalabalık duruyor. Eskiden ben de o şekilde yazan biri olarak söylüyorum.

Güncel kurallar 2-3 asır önceki eserlerde kullanılan dilin telaffuzunu tabii ki değiştirmez. Lakin yazım olarak sonuçta Arap harfleriyle değil, farklı bir alfabeyle yazıyoruz. Okunuşu değiştirmese de o kelimelerin ifade edildiği alfabede güncel görüşler olabilir, bunların değerlendirilmesi sonucu da yeni kurallar ortaya çıkabilir. Ben bunu normal karşılıyorum. Orijinalini değiştirmiş olmuyoruz çünkü. Yine aynı şekilde telaffuz ediliyor.

Misal, "mide ( معده )" yazarken de şapka koyuyor musunuz?
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Ben "pide" der gibi "mide" demediğin için koyuyorum :). Ayrıca ben de tam tersi keyfen bâzı yerlerde koyup, çoğunluk yerde koymamayı çirkin ve "kararsız" buluyorum. Ya hiç koyma, ya da koy, iki şekle de râzıyım ama bunun "ortası" yok. Bu sefer keyfen istisnâlar oluşturulmuş olunuyor. Ha, bir de ben Türk kurumlarında eğitim görmediğim için, yâni Türkçe eğitim almadığım için, sanırım bunun da bir etkisi var. Kendi kendinize bir şeyi öğrenirken ben mantıklı olmaya gayret gösteriyorum ve TDK'nın şeklini mantıksız buluyorum.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
1580
Tepki Puanı
2703
"Söz uçar yazı kalır"... Nasil yazarsanız bir nesil sonra kulak dolgunluğu olmayan gençler, yazıldığı gibi okumaya başlayacaklar. Bugün bütün haber programlarında duyuyorum "Hacettepe" üniversitesi diyorlar, halbuki ihtiyaçtepesi mânâsinda Hâcettepe olması gerektiğini biliyoruz. "Hacettepe" ne anlama geliyor? Hiç!

Günlük dilde kelimelerin nasıl yazıldığını okunduğunu zamanın getirdiklerine göre düzenleyebilirsiniz yeni sözcükler türetebilirsiniz. Zaten müdahale etmeye gerek kalmadan halk beğendiğini kullanır beğenmediğini unutur gider.

Buradaki konu bunun tamamen olmasa da dışında. Musikimizin kullandığı güfteler bugünün lugatindan değil. Musikimizin kendisi de bugüne ait değil ki... Hâcete hacet diyen bir neslin ne işi olur zaten Dedeyle babayla... Yukarıda da yazdım yine yazıyorum, bugüne ait olmayan bir kelimeyi (tarihî bir eserin içinde) bugünün kurallarına göre yeniden düzenleyemeyiz. Bu Süleymaniye Camiine pimapen pencere kapı takmaya benzer.
 

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Levent abi mesela sizin son yazdığınız paragrafı inceledim. Bazı uzun okunması gereken heceleri siz de şapkasız yazmışsınız. Misal; Süleym(a)niye, M(u)sik(i), tam(a)men, t(a)rihî... Neye göre karar veriyorsunuz? Demek ki siz de bazılarında şapka kullanmayı uygun görmüyorsunuz, ya da gözünüze hoş gelmiyor.

Ben öyle düşünüyorum ki yeni nesil eğer bu kelimeleri doğru telaffuz edebilmek istiyorsa en azından eski yazıya vukufiyet muciptir. Dilimize Arapça ve Farsça’dan geçmiş sözcüklerin eski yazıda nasıl yazıldıklarını bilmelilerdir. O takdirde düzgün konuşabilirler. Bunun çözümü Türkçe’deki bütün uzun ünlülere şapka koyup ortaya -bence- son derece çirkin bir görüntü çıkartmak olmamalıdır diye düşünüyorum. Pek tabii sizin fikrinize de saygım sonsuz. Kemal-i hürmetlerimle...
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Ama sanki Levent Abi farklı bir şey söylüyor gibi. Yâni o gündelik güncel Türkçeden bahsetmiyor. Buradaki mesajların bir önemi yok. Ama o güfte ayrı bir konumda, târihî bir değeri ve konumu var. O nota belki de bundan bir 100 yıl sonra daha yaşayacak. Ve o güfte bundan bir 100 yıl önce yazıldı. Onun kendi özelinde şartlarına göre değerlendirmek lâzım diyor. Yâni yine burada bahsederken ister şapkalı olsun, ister şapkasız, herkesin yazımı kendine bir bakıma. Ama bir belge oluştururken onun orijinaline sâdık kalmanın doğru olacağını anlatmak istiyor. Ben öyle anladım. Herkesin fikri kendine elbette.

Bu arada kendimce söylediklerini üstüme alarak bir şey söylemek istiyorum. Ben Kubbealtı Lugatı'nı baz alıyorum. TDK yazımını değil, o şekli daha doğru, mantıklı ve güzel buluyorum. Bilmiyorum, yâni ç, ı, İ, ö, ü, ş harfleri çirkin gelmiyor da, a değil â yazınca mı çirkin oluyor? Diğer ülkeler de bizim kadar diakritik (fonetik işâret) kullanıyor. Bir Fransız "dilimiz ne kadar çirkin yazılıyor" diyor mudur acaba?

1612041939856.png
 

Ahmet Yağmur Kucur

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı
Mesajlar
137
Tepki Puanı
320
Facebook
link
YouTube
link
Yani kelimesine şapka koymazsanız buradaki “a” yı kimse hiçbir şekilde kısa okumaz. Ben bu tür kelimelere şapka konulmasının zaten hiç gerekli olduğunu düşünmüyorum. Lakin yazımında şapka kullanımının tartışmaya açık olduğunu düşündüğüm kelime grupları var. Benim tercihim ise yine istisnalar hariç şapkasız yazmak. Diğer fikirlere de saygı duyarım.
 
Mesajlar
2516
Tepki Puanı
3914
İnternet Sayfası
link
Facebook
link
Bu mesele çok su götürür :).

Gündelik konuşmaya kimse bir şey demedi zâten. Levent Abi notanın üzerinde "şöyle olsa daha doğru olmaz mı" demek istedi. Tercihten öte aslına sâdık olur bakımından. Ama bu ortam zâten bunun için var. Herkesin farklı, aykırı ve zıt görüşleri olabilmeli ve bunu ifâde edebilmeli. Kimseyi bir görüşe zorlamak doğru değil, sâdece ortamımızdan yararlanarak bir tartışma yürütüyoruz, bu kadar :).

Durumu tatlıya bağlayalım. Nota gelsin de, nasıl gelirse gelsin, önemli olan konu o. Zahmet edip, kayıttan dinleyerek, zor bir işlemi gerçekleştirip bir de bunu burada paylaşıyorsunuz, o yüzden fazla takılmadan tekrardan paylaşımlarınız için teşekkür ederiz.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
76
Tepki Puanı
58
Sevgili Ahmet Yağmur Kucur kardeşimin yaptığı notasız eserleri musiki dünyamıza kazandırmak son derece değerli, bunun paha biçilemeyecek bir çalışma olduğu açıktır. Kelime yazılımı durumuna gelince; tarihi eserlerimize sahip çıkılırken günümüz türkçesini kullanarak aslından çıkılmış olduğu düşünülebilinir. Bir sona ulaşamayan bu fikir alışverişi Ahmet kardeşimin değerli çalışmalarını gölgelemesin istedim. Bu yazışmaya katılan ve izleyen herkese sevgi ve saygılar sunarken, değerli kardeşimizi tüm kalbimle kutluyorum ve destekliyorum, yolu açık olsun.
 
Mesajlar
31
Tepki Puanı
28
Eline emeğine sazına sözüne sağlık Ahmetçim.

Gördüğüm bir iki şey var onları yazmak istiyorum. Nakaratın 2. satır 2. ölçüde nevâda uşşâk devam ediyor, Fa'ya bekar koymayı unutmuşşun, bu hep olan birşey. Yazıp buraya yüklediğim bir notayı, aylar sonra tekrar okuduğumda bir sürü hata bulup düzeltmişliğim çoktur :)

"Rüyâda" yazmışşın, doğrusu "Rûyâda" olmalı. Burcu Hanım da yazdığın gibi okumuş.

Birde şarkıyı tercihen bir üst oktavdan bitirebiliriz ama yazarken bitmesi gereken karar perdesine indirmek gerekir. S. Kaynak S. İçli gibi bestekârların yaptığı "Fantazî" şarkılarda var böyle oktavda biten örnekler ama bu standart bir "Şarkı" formunda.

Teşekkürler tekrar kardeşim. İşleyen demir pas tutmaz böyle devam :)
05 Nisan 2023 Çarşamba (bu gün) şu an itibarıyla Burcu Göktürk İzmir Radyosu yapımı olan Eski Musıki neşriyatında (Trt Nağme) aynen dediğiniz gibi icra etti eseri. Ben de udumla refakat etmek için notasını bulmaya çalışırken farkettim yazışmalarınızı. Buradan da paylaşmak istedim sizinle. İzmir'den selamlar efendim.
 
Üst Alt