Bestekâr
Belirsiz
Güfte Sâhibi
Belirsiz
Makam
Segah
Form
Salat-ı Ümmiye
Usûl
Kendine Özgü
Kaynak
Sanat Müziği Notaları, Mustafa Eren Güzel

Makam

DîvânMakam Robotu
Mesajlar
45064
Tepki Puanı
566
Mesajlar
1258
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Bu eser anonim bir eserdir. Bestekarına ait hiçbir tarihsel veri yoktur. Itri’ye isnadı yakıştırmadır, Itrî ile hiç alâkası yoktur. Zaten Itrî bu tarz cami musikisi eserler bestelemiş kimse değildir. Dinî mahiyette eserler bir ayin ile birkaç ilahiden ibarettir. Bu salâtı, Hatip Zâkirî Hasan Efendi’ye yakıştıran Suphi Ezgi olmuştur. Netice olarak bestekâr hanesine belirsiz yazmak gerekir.
 
Mesajlar
1258
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
İşte bunun için Darbeyn denmiş. Çünki bu, kelime anlamı olarak iki darp anlamına geliyor, teknik olarak ise birden çok usulün eklemlenmesi suretiyle bestelenen eserler için kullanılıyor. Mesela Darbeyn (2 Remel+2 Fer’) gibi.
 
Mesajlar
1258
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Esere örnek olarak Kani Hocamızın kaydını koyalım ki en doğru kaynaktan yayılsın. Eser örnekleri konusunda daha hassas davranmamız ve varolanlar arasındaki en seçkin icrayı örnek olarak vermemiz gerektiği kanaatindeyim. Böylece Divanmakam, üyelerine verdiği hizmette daha esaslı bir duruş sergilemiş olacaktır. Herşey musikimiz için. 🌷
 
Mesajlar
1258
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Salat-ı Ümmiye’nin de kendine özgü yazılması gerektiğini düşünüyorum. Usûle sokulması bir zorlamadır. Zaten böyle üç-dört usulün daracık yerde çorba gibi birbirine girdiği bir eser olamaz. Bu eserin ritmik yapısı tamamen kendine özgüdür.
 
Son düzenleme:
Mesajlar
13
Tepki Puanı
22
Usul Darbeyn olamazdı zaten. Darbeyn iki ayrı büyük usûlün ard arda eklenmesinden meydana geliyor. Burada ise üç ayrı usûl ve bunlar büyük usûller sınıfında da değiller.
Kendine özgü usûl olduğu çok doğru, ancak kafalarda soru işareti bırakmaması için bu niteliğin açıklanarak belirtilmesi daha aydınlatıcı olur kanaatindeyim, yani yukarıda gönderdiğim notasında olduğu gibi;
Usûl: Değişmeli (Aksak Semâî Evferi / Nim Evsat / Aksak Semâî)
Saygılar.
 
Mesajlar
1258
Tepki Puanı
1862
Yaş
34
Son ölçüde aksak semai olarak gösterilen kısımda elhanla usûl uyuşmuyor. Dini musikide usûlle bestelenmediği halde kendine özgü bir ritmik yapı taşıyan bunun gibi başka nice eserler var. Mesela İstanbul’daki tekkelerde okunan tarikat evradlarını inceleyiniz. Dediğim daha sarih anlaşılacaktır. Yani Salat-ı Ümmiye’nin bir kısmı bildiğimiz ve tanımlanmış olan belli ritim kalıplarına uyuyor diye onu bu usûllerle göstermemiz doğru olmaz kanatindeyim.
Baki hürmetler efendim..
 
Mesajlar
13
Tepki Puanı
22
Son ölçüde aksak semai olarak gösterilen kısımda elhanla usûl uyuşmuyor. Dini musikide usûlle bestelenmediği halde kendine özgü bir ritmik yapı taşıyan bunun gibi başka nice eserler var. Mesela İstanbul’daki tekkelerde okunan tarikat evradlarını inceleyiniz. Dediğim daha sarih anlaşılacaktır. Yani Salat-ı Ümmiye’nin bir kısmı bildiğimiz ve tanımlanmış olan belli ritim kalıplarına uyuyor diye onu bu usûllerle göstermemiz doğru olmaz kanatindeyim.
Baki hürmetler efendim..
Son ölçüde usûl ile nağmelerin birbiriyle uyuşmadığını yazıyorsunuz, keşke ölçünün nerelerinde uyuşma yoktur belirtseydiniz öğrenmiş olurdum, zira ben uyuşmayan bir durum bulamadım.
Kaldı ki Sayın Mustafa Doğan Dikmen ve Dr. Harun Korkmaz bir "Musikiye dair" programında da bu eserin notası olduğundan bahsediyor ve bir Aksak Semâî Evferi, bir Nim Evsat ve iki Aksak Semâî'den meydana geldiği anlatılıyor.
Tabii ki bir usulle bestelenmeyen ve herhangi bir usûle uymayan bir çok eser mevcuttur, en başta Taksim, Gazel, Kaside, Naat-ı Şerif, Miraciye, bazı tekke mûsikîleri …v.s. gibi ve zaten bu hususta tamamen size katılırım ama o zaman da o eserlerin notalarında usûl yerine "Serbest" yazılır ki burada serbest kelimesi zaten kendine özgü mânâsına da gelir.
Hürmet ve Saygılar.
 
Üst Alt