Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Levent hocam; Diyarbekir'li Seyyid Nuh'un Şehnaz Murabbâ Beste'sinde de 3 tekrarlı "dâd ey"den müteşekkil kısacık bir terennüm, ardından ise ilgili mısrânın ikinci yarısı okunuyor. Aklıma gelen ilk örneği verdim, muhakkak başka örneklere de ulaşmak mümkündür.
Levent hocam verdiğiniz örnekteki "hey cânım âman" da "Nakarat'a", "Meyân'a" ve "Başa" kabîlinden bestelenmiş gibi duruyor fakat ne demek istediğini anladım.
Sevgili Levent hocam; Bayâti Murabbâ'da "başa" veya "meyân'a" dolabı olamayacak şekilde, ufacık da olsa lâfzî terennüm diyebileceğiniz bir bölüm var (ömrüm, cânım amân) ki hemen arkasına, terennümlü bestelerden alışık olduğumuz şekliyle ilgili mısrânın ikinci yarısını ekleyip birinci devrini...
Sevgili hocam; belki çağdaşı Semâî'ler incelenip daha net bir karara varılabilir. Tabi eğer terennümsüz Murabbâ veya semâîler belli bir döneme işâret ediyorsa. Her dönemde bestelenmiş olsaydı benzeri örneklerle daha sık karşılaşmamız gerekirdi. Acaba terennümsüz Murabbâ ve Semâîleri belli(!) bir...
Azizim eğer fikrimi sorarsanız nazarî olarak eser ne tam olarak Tâhir ne de Bayâtiarabân'dır. Çok sık olmasa da zaman zaman böyle eserlerle karşılaşıyoruz. Benim ulaşabildiğim bütün kaynaklarda Tâhir olarak geçiyor. Bu kaynaklara notanın sonunda yazdığım üzere rahmetli Necdet YAŞAR hoca da...