Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Saz Semaisi - Fikret Esat Karakaya - Bezmârâ
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Derûnhân" data-source="post: 68844" data-attributes="member: 5"><p>Öncelikle bu sohbet oluştuğu için çok keyifliyim. Sonuç olarak ne çıkarsa çıksın, gerçekten duygulandım bir an. Siteyi kurarken hayâlimde böyle sohbetlerin geçmesi vardı. Şu an bunu yaşıyorum. Konuşuruz, tartışırız ve bir şeyler öğreniriz. Tabii burada yazılanların bir çoğu size sıradan gelebilir. Benim gibiler ama böyle sohbetlerden zevk alıyor çünkü bu sohbetlerin geçtiği canlı bir ortam hiç göremedik. Bu işlerin çok uzaklarında olanlar size ne kadar teşekkür etseler azdır. Sağ olasınız. Sohbete geri döneyim.</p><p></p><p></p><p></p><p>Öncelikle beni yanlış anlamadığıniz için teşekkürler. Bu çeşni meselesi benim kafamı karıştıran olaylardan biri oldu. Yâni bir eser yaparken, bir çeşninin olması zorunluk mudur? Benim makam târifinden anladığım işte durak, güçlü ve seyrin olması. Bir çeşninin gerekliliğini okumadım ama aynı kitap başka bir yerde "bu makamda bu çeşni olur" gibisinden sözler de ediyor. Yâni bir makamın oluşması için nasıl bir uygulama var çözemedim henüz.</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p>Bu meseleyi bir kaç kere tekrarladınız. Sanırsam bu yönde hoş olmayan tecrübeleriniz olmuş. Öncelikle genel anlamda size katıldığımı söylemek isterim ama bir yandan da saygı ve meşk durumunun vaziyetinin de önemli bulurum. Sizin dediğiniz gibi bence en iyi öğrenen kişi her şeye açık olan kişidir. Merak her bilginin ana kaynağıdır. Meraklı olmayan, merak etmeyen, "o öyle diyorsa o zaman öyledir" deyip sorgulamayanlar bir kültürü öğrenebilirler ama geliştiremezler.</p><p></p><p>Partisyon çalmak istemeyen arkadaşımız acaba hangi nedenle çalmak istememiştir? Bu bizim klasik sağcı ve solcu tartışmasına benziyor. Kemalist müzisyenlerin bu müziğe burun kıvırmaları gibi tam tersine bir olay mıdır?</p><p></p><p>Şeyh-mürit ya da hoca-talebe ilişkisi bence önemlidir. Hocaya karşı vefâ ve saygı her zaman olmalıdır. Ayrıca bizde geleneksel olan meşk sistemi olduğundan, talebeler hocaların izlerini tâkip etmelerinde bir sakınca olmamalıdır. O ekolü seçebilmelidirler. Ama tabii aynı anda başka ekollerin de olduğunu bilmeliyiz. Burada tabii bir çatışma çıkıyor. Bir çok ekol olunca, bu sefer "benim yolum daha doğru" gibi bir olan çıkıyor. Her müzik insanı kendi kurallarını koymaya başlıyor. Bu bence bir sorun tabii ki ama aynı zamanda ekollerin oluşması da bir kazanç. Yâni kesin bir şey söylemek zor bu konuda, iyi midir veyâ kötü müdür gibisinden.</p><p></p><p></p><p></p><p>Benim o mesele ile ilgili anladığım sâdece bâzı eserlerin aslında Rast olmadığı. Yâni burada hatâ varsa, düzeltmek doğru değil midir? Ama ben konuya hâkim değilim. Benim düşündüğüm gibi bir olay olmaya da bilir.</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p>Evet, bence de bu güzel bir yol. Inşallah bu yönde biz de burada çalışmalar yapıp makam anlatımlarında böyle şeyler yapabiliriz. Bu konuda planlarım var ve bu aralar en güzel şekilde nasıl böyle teorik meseleleri görsel hâline getirebiliriz diye düşünüyorum.</p><p></p><p></p><p></p><p>Evet, buna katılıyorum. Burada bir ortak karar alma mekanizması eksik olduğundan (dediğim gibi bu meseleleri aslında tâaaa eskiden halletmeleri gerekirdi o büyük bestekârlar hayattayken) problemler yaşıyoruz. Tabii biraz uçuk bir hayâl benimkisi ama belki bir gün bu sitede böyle gayri-resmî bir şey yapabiliriz. Ama tabii ironik bakımdan bu sefer biz de o söylediğiniz duruma düşüp "bizim anlayışımız doğrudur" kuyusuna düşmüş olma ihtimâlîmiz yüksek.</p><p></p><p></p><p>Bunu özellikle merak ettim. Neden çok sesli olmasında karşısınız? Perdelerimizden ferâgat etmeden böyle eserler ortaya koyamaz mıyız?</p><p></p><p></p><p></p><p>Hocam, peki meşk yapmak için ortamı olmayanlar ne yapacak? Ayrıca modern hayatta herkesin bir ailesi, bir geçinme derdi, vs. durumu var. Kaç usta gününden meşk için zaman verebilir? Verdi diyelim, kaç talebeye verebilir? Bunlar günümüz şartlarından bence biraz zor.</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p>Evet, kendisini hatılıyorum. Hatta o da benim gibi Emin Akan'ın metodunu kullanıyordu. O zaman çok istedim kendisine yazmayı ama bilgim kıt olduğu için yardımcı olamayacağımdan yazmamıştım. O yüzden meselâ İngilizce bir köşemiz var (tabii henüz kullanılmadı). Bir gün bu insanlara bu yardımı yapabilmek için.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Derûnhân, post: 68844, member: 5"] Öncelikle bu sohbet oluştuğu için çok keyifliyim. Sonuç olarak ne çıkarsa çıksın, gerçekten duygulandım bir an. Siteyi kurarken hayâlimde böyle sohbetlerin geçmesi vardı. Şu an bunu yaşıyorum. Konuşuruz, tartışırız ve bir şeyler öğreniriz. Tabii burada yazılanların bir çoğu size sıradan gelebilir. Benim gibiler ama böyle sohbetlerden zevk alıyor çünkü bu sohbetlerin geçtiği canlı bir ortam hiç göremedik. Bu işlerin çok uzaklarında olanlar size ne kadar teşekkür etseler azdır. Sağ olasınız. Sohbete geri döneyim. Öncelikle beni yanlış anlamadığıniz için teşekkürler. Bu çeşni meselesi benim kafamı karıştıran olaylardan biri oldu. Yâni bir eser yaparken, bir çeşninin olması zorunluk mudur? Benim makam târifinden anladığım işte durak, güçlü ve seyrin olması. Bir çeşninin gerekliliğini okumadım ama aynı kitap başka bir yerde "bu makamda bu çeşni olur" gibisinden sözler de ediyor. Yâni bir makamın oluşması için nasıl bir uygulama var çözemedim henüz. Bu meseleyi bir kaç kere tekrarladınız. Sanırsam bu yönde hoş olmayan tecrübeleriniz olmuş. Öncelikle genel anlamda size katıldığımı söylemek isterim ama bir yandan da saygı ve meşk durumunun vaziyetinin de önemli bulurum. Sizin dediğiniz gibi bence en iyi öğrenen kişi her şeye açık olan kişidir. Merak her bilginin ana kaynağıdır. Meraklı olmayan, merak etmeyen, "o öyle diyorsa o zaman öyledir" deyip sorgulamayanlar bir kültürü öğrenebilirler ama geliştiremezler. Partisyon çalmak istemeyen arkadaşımız acaba hangi nedenle çalmak istememiştir? Bu bizim klasik sağcı ve solcu tartışmasına benziyor. Kemalist müzisyenlerin bu müziğe burun kıvırmaları gibi tam tersine bir olay mıdır? Şeyh-mürit ya da hoca-talebe ilişkisi bence önemlidir. Hocaya karşı vefâ ve saygı her zaman olmalıdır. Ayrıca bizde geleneksel olan meşk sistemi olduğundan, talebeler hocaların izlerini tâkip etmelerinde bir sakınca olmamalıdır. O ekolü seçebilmelidirler. Ama tabii aynı anda başka ekollerin de olduğunu bilmeliyiz. Burada tabii bir çatışma çıkıyor. Bir çok ekol olunca, bu sefer "benim yolum daha doğru" gibi bir olan çıkıyor. Her müzik insanı kendi kurallarını koymaya başlıyor. Bu bence bir sorun tabii ki ama aynı zamanda ekollerin oluşması da bir kazanç. Yâni kesin bir şey söylemek zor bu konuda, iyi midir veyâ kötü müdür gibisinden. Benim o mesele ile ilgili anladığım sâdece bâzı eserlerin aslında Rast olmadığı. Yâni burada hatâ varsa, düzeltmek doğru değil midir? Ama ben konuya hâkim değilim. Benim düşündüğüm gibi bir olay olmaya da bilir. Evet, bence de bu güzel bir yol. Inşallah bu yönde biz de burada çalışmalar yapıp makam anlatımlarında böyle şeyler yapabiliriz. Bu konuda planlarım var ve bu aralar en güzel şekilde nasıl böyle teorik meseleleri görsel hâline getirebiliriz diye düşünüyorum. Evet, buna katılıyorum. Burada bir ortak karar alma mekanizması eksik olduğundan (dediğim gibi bu meseleleri aslında tâaaa eskiden halletmeleri gerekirdi o büyük bestekârlar hayattayken) problemler yaşıyoruz. Tabii biraz uçuk bir hayâl benimkisi ama belki bir gün bu sitede böyle gayri-resmî bir şey yapabiliriz. Ama tabii ironik bakımdan bu sefer biz de o söylediğiniz duruma düşüp "bizim anlayışımız doğrudur" kuyusuna düşmüş olma ihtimâlîmiz yüksek. Bunu özellikle merak ettim. Neden çok sesli olmasında karşısınız? Perdelerimizden ferâgat etmeden böyle eserler ortaya koyamaz mıyız? Hocam, peki meşk yapmak için ortamı olmayanlar ne yapacak? Ayrıca modern hayatta herkesin bir ailesi, bir geçinme derdi, vs. durumu var. Kaç usta gününden meşk için zaman verebilir? Verdi diyelim, kaç talebeye verebilir? Bunlar günümüz şartlarından bence biraz zor. Evet, kendisini hatılıyorum. Hatta o da benim gibi Emin Akan'ın metodunu kullanıyordu. O zaman çok istedim kendisine yazmayı ama bilgim kıt olduğu için yardımcı olamayacağımdan yazmamıştım. O yüzden meselâ İngilizce bir köşemiz var (tabii henüz kullanılmadı). Bir gün bu insanlara bu yardımı yapabilmek için. [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Saz Semaisi - Fikret Esat Karakaya - Bezmârâ
Üst
Alt