Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Saz Semaisi - Fikret Esat Karakaya - Bezmârâ
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="orkun zafer özgelen" data-source="post: 68807" data-attributes="member: 393"><p>Şunu demek istiyorum hocam, bir örnek daha vereyim. Bu Acem makamı diye bir makam vardır ama yoktur. Yani kullanılmamaktatır. Onun yerini Bayati almış. Yani eskinin Acem'i bugünün Bayati'si. Siz bugün bir Bayati eseri iki kategoriye de koyabilirsiniz. Bu doğal bir süreçtir. Yani yanlış olan bir şey yok aslında. Değişmiş, dönüşmüş. Örneğim bugün Acem-kürdi de Kürdi ile birleşmiştir. Her ne kadar Kürdi (bana kalırsa) bir makam değil çeşni olsa da, artık bugün yapılan eserler Kürdi makamı olarak geçer. Bu engel olunamaz bir süreçtir ne yazık ki. Buna mukabil Şedaraban ile Suzidil de hep karıştırılan makamlardır. "Ey gonca açık zevkini süre fasl-ı beharın" şarkısı bazı kaynaklarda Şedaraban bazılarında Suzidil olarak geçmektedir. Yani bu makamların seyri ayrı olsa bile bazen bestekarı bile yanıltabilir. Bazı konularda ayrı fikirlere sahip olsam da Hüseyin Sadettin Arel'in dediği gibi makamların çokluğu müziğin gelişmişliğini göstermez. Hatta kafa karışıklığına yol açabilir.</p><p>Bir örnek de yine Kantemiroğlu'ndan vereyim, Kantemiroğlu Uşşak makamı ile Dügâh makamı aynıdır der edvarında. Yani farkı yoktur der 18. yüzyılda fakat Nayi Osman Dede'nin Uşşak Ayini ile bu tartışma sonlanmıştır. Uşşak makamı oturmuş ve Dügâh makamı da Dügâh perdesinde yaptığı Segâh ve Hicaz geçkileri ile kimliğini ortaya koymuştur. Şu an ayırd edebiliriz.</p><p>Demek istediğim yanlış olan şey belki de hiç bir şeyin değişmeyeceğini sanmamız.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="orkun zafer özgelen, post: 68807, member: 393"] Şunu demek istiyorum hocam, bir örnek daha vereyim. Bu Acem makamı diye bir makam vardır ama yoktur. Yani kullanılmamaktatır. Onun yerini Bayati almış. Yani eskinin Acem'i bugünün Bayati'si. Siz bugün bir Bayati eseri iki kategoriye de koyabilirsiniz. Bu doğal bir süreçtir. Yani yanlış olan bir şey yok aslında. Değişmiş, dönüşmüş. Örneğim bugün Acem-kürdi de Kürdi ile birleşmiştir. Her ne kadar Kürdi (bana kalırsa) bir makam değil çeşni olsa da, artık bugün yapılan eserler Kürdi makamı olarak geçer. Bu engel olunamaz bir süreçtir ne yazık ki. Buna mukabil Şedaraban ile Suzidil de hep karıştırılan makamlardır. "Ey gonca açık zevkini süre fasl-ı beharın" şarkısı bazı kaynaklarda Şedaraban bazılarında Suzidil olarak geçmektedir. Yani bu makamların seyri ayrı olsa bile bazen bestekarı bile yanıltabilir. Bazı konularda ayrı fikirlere sahip olsam da Hüseyin Sadettin Arel'in dediği gibi makamların çokluğu müziğin gelişmişliğini göstermez. Hatta kafa karışıklığına yol açabilir. Bir örnek de yine Kantemiroğlu'ndan vereyim, Kantemiroğlu Uşşak makamı ile Dügâh makamı aynıdır der edvarında. Yani farkı yoktur der 18. yüzyılda fakat Nayi Osman Dede'nin Uşşak Ayini ile bu tartışma sonlanmıştır. Uşşak makamı oturmuş ve Dügâh makamı da Dügâh perdesinde yaptığı Segâh ve Hicaz geçkileri ile kimliğini ortaya koymuştur. Şu an ayırd edebiliriz. Demek istediğim yanlış olan şey belki de hiç bir şeyin değişmeyeceğini sanmamız. [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Saz Semaisi - Fikret Esat Karakaya - Bezmârâ
Üst
Alt