Konuya cevap cer

Eserleri dönemsel olarak ele almak gerekir, tıpkı tarih gibi. Dede Efendi ya da öncesinde prozodi kavramı zaten yoktu. Mesele eserleri görkemli, ihtişamlı şekilde meydana getirmekti. Özellikle büyük formdaki eserlerde kelimeler öylesine bölünür ki, anlamını zaten bu yüzden bile yitirir. Bunu dönemin sosyal ve siyasi konjöktürü olarak ele almak lazım. Örneğin padişahın taç giyme töreni, ya da cuma selamlığı. Bunların ne kadar uzun törenler ile yapıldığını biliyoruz. Halbuki bu taç giyme olayı ya da selahiyet bu kadar uzun olmaya da bilirdi. Ya da padişah cuma namazına giderken neden bu şatafat?. Ya da yabancı elçilerin kabulündeki olaylar. Hasbahçede Ayş u Tarap adlı kitapta bunlar yazıyor. Elçiler geliyor sarayın bahçesinde yırtıcı hayvanlar var, filler var vs. bunlar ile önce bir psikolojik baskı uygulanıyor. Adam zaten huzura gelene kadar bu gördükleriyle, ya da davranışlar ile sindiriliyor. Eserler de böyle. Mesele anlamdan çok ihtişam.

Makalede bahsedilen prozodi kavramı 100 yıl içindeki dönemi kapsamaktadır, ki zaten verilen örnekler de öyle.

Bu arada Dede'nin 'yine bir gülnihâl' şarkısı o kadar da vezne aykırı değildir. Sadece 'yine' kelimesinin geldiği yer bozar ama diğer kısımlar gayette de vezne uygundur. Bu galat-ı meşhur biraz.


Bahsettiğiniz 4 mısralı güftelerdeki 2 ve 4. mısraların aynı olması, akılda kalması için önemlidir. 19. yüzyıldan yani modernleşmenin etkisi altında yaşamış bestekarın akılda kalıcı bir şarkı besteleme isteği gözardı edilmemeli. Bildiğimiz gibi şarkı formunun 2. 4. mısralarına tekabül eden kısımlar aynı melodiler ile bestelenir. Sözlerin de aynı olması, bu meyanda gayet doğaldır. Burada hayatın hızlanması, tüketimin artması, melodilerin sadeleşmesi, hayatın da bu oranda sadeleşmesi olarak ele alınabilir. Örneğin 'beni kaybettin artık sen çok bekleyeceksin' mısrası, en akılda kalıcı kısımdır. Besteci de bunun farkındadır, biraz da pragmatiktir aslında. Ya da 'yetiş ey gamze, yetiş imdade', bu bestecinin bazen tercihidir. Çünkü bazen güfte farklı olsa da, besteci aynı mısrayı kullanır.


Kısaca prozodi kavramı özellikle Arel ile gündeme gelmiş, ki kitabı vardır bu konuda, 100 yılı aşmayan bir konudur.


Üst Alt