Konuya cevap cer

Sonunda okuyabildim zaman ayırıp. İçinden alıntılamak istediklerim var. Ben bestekârlık yönüyle daha çok ilgileniyorum, maalesef o bakımdan hiç ele alınmamış. Güfte ile uyumu tartışılmış ama tabii ki bu da önemli ve bilgilendirici.




Bu konu çok su götürür. 20 yy. öncesi eserler böyle değil en azından. Yâni kelimelerin ortalarında duraklar mevcut, konuşur gibi söylemek mümkün değil eğer esere uyulursa.




Yazarın böyle iddialı şekilde konuşmasını doğru bulmuyorum. "Yine bir gülnihal" prozodiye aykırı işliyor örnek olarak. Sanatsız bir eser mi oluyor? En önemli unsur prozodi nasıl olur? Dede Efendi'den daha iyi biliyor mübârek :).




Doğruluğunu tartışabiliriz ama eser yazmak isteyenlerin aklında bulunması gerekir en azından. Tüm metni okumak istemeyenler kısaca bu özete bakabilirler.




:D





Genel olarak katılıyorum ancak bestekâr gerekli gördüğü yerde bunu göz ardı edebilmelidir. Bu kadar kuralcı olmak özgürlüğü kısıtlar ve bestekârın tekrarlara düşmesine yol açabilir.




Bu kadar güzel söylenemezdi. Tespit çok yerinde. Bu makâlede aklımda kalacak olan en güzel kısım budur bence.




Yâni, ama maalesef genelde bizim güfteler mânâ derinliği bakımından basit kalıyor. Genelde herkes basite kaçıp, dörtlükte 2. ve 4. misrâyı aynı bırakıyor ve sanki üzerinde çok düşünülmemiş hissi veriyor bana.




Yine hazır kalıp olmuş oluyor. Bence bu zenginliği ortadan kaldırıp, her şeyi "tek tip" şekline getirir.




Bestekârların bakış açısı böyle sanırım. Ama genelleme yapabilir miyiz bilmiyorum.




Giydirme Eserler Listesi


Bu tür kültürümüzde ancak var. Yâni yine bu kadar kesin konuşmak doğru mudur, bilemedim.





Ve son olarak örneklerle prozodi meselesine değinilmiş. Eski eserlerimizde bu olaya çok dikkat edildiğini düşünmüyorum. Cinuçen Bey'e örneğinde katılıyorum, giydirme meselesinde ama ondan önce gelen bestekârların hepsi prozodiye uymamış (sanırım). Hepsi de mi bilmiyor dilimizi?


Üst Alt