2 ya da 3 hatta zeyl dedikleri kuyruklu peşrevler vardır. Bunları Ali Ufki'de ya da Kantemiroğlu'nda görmekteyiz. Fakat bu formlar tekamülünü Dede Efendi zamanında özellikle tamamlamışlardır. Dede Efendi o yüzden büyük bir bestecidir. Her formun ve bestenin tam olarak şablonunu bestelediği eserler ile ortaya koymuştur. O yüzden bu yapı 19. yüzyılda oturmuştur diyebiliriz.Sorunuza gelirsek; peşrevler klasik olarak büyük usuller ile ölçülür: Muhammes, Hafif, Devr-i Kebir vs. Yani siz eğer klasik manada bir peşrev besteledim diyecekseniz büyük usul ile olmalı. İkincisi birinci hane ve mülazimede mutlaka kullandığınız makamın seyrini tam olarak vermelisiniz. Yani Rast yapıyorsanız, durak civarından başlayacaksınız, Neva perdesi civarında dolaşıp, mülazime bitince tam olarak makamı belli etmiş olmalısınız ve geçki yapmamalısınız. Öteki hanelerde yakın ya da uzak geçkiler olabilir.Saz semaileri ise 10 zamanlı usul olan aksak semai ile ölçülür. Bunun dışındaki semailer Ali Ufki ve Kantemiroğlu'nda vardır. 3 ya da 6 zamanlı gibi. Ama yukarıda da değindiğim gibi, asıl formatı 19. yyda tamamlamıştır. Ve dördüncü hane mutlaka yürük semai olmalıdır. Bunun sebebi semai ile ölçülen ve faslın sonunda çalındığı için daha kıvrak melodilere haiz olması gerektiğinden olabilir. Bunda da yine makam kullanımı aynı peşrevlerdeki gibi olmalıdır.Derinlik mevzusuna gelirsek. Bu rasyonel akıl ile yürütülemeyecek kadar müphemdir. Zaten o yüzden bir sürü kişi beste yapar ama aralarında bazıları öne çıkar.
2 ya da 3 hatta zeyl dedikleri kuyruklu peşrevler vardır. Bunları Ali Ufki'de ya da Kantemiroğlu'nda görmekteyiz. Fakat bu formlar tekamülünü Dede Efendi zamanında özellikle tamamlamışlardır. Dede Efendi o yüzden büyük bir bestecidir. Her formun ve bestenin tam olarak şablonunu bestelediği eserler ile ortaya koymuştur. O yüzden bu yapı 19. yüzyılda oturmuştur diyebiliriz.
Sorunuza gelirsek; peşrevler klasik olarak büyük usuller ile ölçülür: Muhammes, Hafif, Devr-i Kebir vs. Yani siz eğer klasik manada bir peşrev besteledim diyecekseniz büyük usul ile olmalı. İkincisi birinci hane ve mülazimede mutlaka kullandığınız makamın seyrini tam olarak vermelisiniz. Yani Rast yapıyorsanız, durak civarından başlayacaksınız, Neva perdesi civarında dolaşıp, mülazime bitince tam olarak makamı belli etmiş olmalısınız ve geçki yapmamalısınız. Öteki hanelerde yakın ya da uzak geçkiler olabilir.
Saz semaileri ise 10 zamanlı usul olan aksak semai ile ölçülür. Bunun dışındaki semailer Ali Ufki ve Kantemiroğlu'nda vardır. 3 ya da 6 zamanlı gibi. Ama yukarıda da değindiğim gibi, asıl formatı 19. yyda tamamlamıştır. Ve dördüncü hane mutlaka yürük semai olmalıdır. Bunun sebebi semai ile ölçülen ve faslın sonunda çalındığı için daha kıvrak melodilere haiz olması gerektiğinden olabilir. Bunda da yine makam kullanımı aynı peşrevlerdeki gibi olmalıdır.
Derinlik mevzusuna gelirsek. Bu rasyonel akıl ile yürütülemeyecek kadar müphemdir. Zaten o yüzden bir sürü kişi beste yapar ama aralarında bazıları öne çıkar.