Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Risto Pekka Pennanen - Lost In Scales... (Batı Gamlarında Kayboluş: Balkan Halk Müziği Araştırmaları ve Osmanlı Devleti'nın Mirası)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="efrūḫte" data-source="post: 85039" data-attributes="member: 3556"><p>Zâten bu tür makâm analizleri bu işi bilen için çok zor ya da tartışmalı bir konu değil, yâni aramızda biraz daha fazla diyalog ve biraz daha az kavga olsa Balkanlar ve Anadolu'dan da bunu tarafsız olarak yapabilecek çok sayıda musıkîşinas çıkar. Tabii bu tür ideolojik meselelerde çoğu devlet bununla yetinemiyor, bir anda hakkında neredeyse hiçbir bilgiye sâhip olmadığımız Sümer müziği veya yerleşik hayat öncesi Türklerin müziği, bugünkü Türklerin müziği ile aynı oluyor; tabii aynı mantıkla Yunan müziği de Antik Yunan devrinden beri aynı. Müziklerimiz neden bu kadar benzeşiyor diye sorulunca da birbirimize bakıp "o bizden çaldı" demekten başka çâremiz kalmıyor. Bu süreçte de Antik Yunan düşünürlerinin Türk, Fars ve Arap musıkîşinasları üzerindeki etkisi, 500 yıllık Osmanlı yönetiminin Balkanlar, Anadolu ve Orta Doğu üzerinde oluşturduğu musıkî sentezi, hepsini geçtim iki taraflı etkileşim gibi bir gerçek, bunların hepsi yokmuş gibi gösteriliyor.</p><p></p><p>Tabii aslında bu makâlenin dili de bir akademik yazıya göre iddialı gözüküyor desem yanlış olmaz. Normalde bundan daha sâkin, daha az direkt bir dil beklenir bir akademik yazıdan. Bu söylediği şeylerin doğruluğunu değiştirmiyor tabii, içindeki bilgiler açısından gerçekten çok güzel bir makâle, ancak sizin güzel bulduğunuz o direkt dil de bazılarına biraz fazla cüretkâr gelebilir maalesef.</p><p></p><p>Bir de kendi düşüncem olarak, aslında "bizim" bâzı savlarımızı doğrulayan bu makâleden, bu tartışmanın "Türk" tarafı olarak kendimizi görecek isek, çıkarmamız gereken en önemli sonuç, yazarın da sürekli tekrâr ederek eleştirdiği "Eastern cultures do not change" (Doğu kültürleri değişmez) düşüncesinden kurtulmamız gerektiği. Bu maalesef bize Batılı kültürlerin Oryantalist bakış açısından geçmiş bir düşünce, ve bu yüzden de <a href="https://www.youtube.com/watch?v=K-j7b1EGpwg" target="_blank">18. yüzyıl eserlerini çalarken</a> 20. yüzyıl eseri gibi icrâ ediyor, "Yelteme Bulgarî" gibi bir Bulgar halk parçasını çalarken elimizden <a href="https://www.youtube.com/watch?v=P--TiUsVTeA" target="_blank">klasik enstrümanları bırakıp, bir tanbura bir çöğür alamıyor,</a> Batı notasının musıkîmize getirilmesinden önce her şeyin "notadaki gibi(!)" çalınmadığını unutuyoruz. (çoğu icrâyı bunun için buraya koyarak bu sorunu gösterebilirim [ilk ikisi dâhil], ancak çoğu açıdan iyi icrâ edilmiş iki tâne örneği size sunup bırakmayı tercih ediyorum)</p><ul> <li data-xf-list-type="ul"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=Rp8MEipGkHs" target="_blank">Türki beray-ı Aşıkan-ı Hüda</a>, Şahin mahlaslı bir aşığın (büyük ihtimâlle) 17. yüzyıl Türküsü (ilahi denebilecek kadar dinî bir eser aslında adndan anlaşılabileceği gibi, ama Ali Ufkî'nin sınıflandırmasına göre bir türkü), enstrümantasyon dâhil her açıdan çok iyi bir icrâ.</li> <li data-xf-list-type="ul"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=mEyNp5L7vG8" target="_blank">Acemlerin bir Beyati Peşrevi</a> (<a href="https://divanmakam.com/forum/pesrev-acemlerin-bayati.40861/" target="_blank">sistemde de var</a>), enstrümantasyonda uygunsuzluklar olsa da, büyük ihtimâlle 16. yüzyıl olan bir eser için icrâ tekniği olarak çok güzel (özellikle öndeki setar).</li> </ul></blockquote><p></p>
[QUOTE="efrūḫte, post: 85039, member: 3556"] Zâten bu tür makâm analizleri bu işi bilen için çok zor ya da tartışmalı bir konu değil, yâni aramızda biraz daha fazla diyalog ve biraz daha az kavga olsa Balkanlar ve Anadolu'dan da bunu tarafsız olarak yapabilecek çok sayıda musıkîşinas çıkar. Tabii bu tür ideolojik meselelerde çoğu devlet bununla yetinemiyor, bir anda hakkında neredeyse hiçbir bilgiye sâhip olmadığımız Sümer müziği veya yerleşik hayat öncesi Türklerin müziği, bugünkü Türklerin müziği ile aynı oluyor; tabii aynı mantıkla Yunan müziği de Antik Yunan devrinden beri aynı. Müziklerimiz neden bu kadar benzeşiyor diye sorulunca da birbirimize bakıp "o bizden çaldı" demekten başka çâremiz kalmıyor. Bu süreçte de Antik Yunan düşünürlerinin Türk, Fars ve Arap musıkîşinasları üzerindeki etkisi, 500 yıllık Osmanlı yönetiminin Balkanlar, Anadolu ve Orta Doğu üzerinde oluşturduğu musıkî sentezi, hepsini geçtim iki taraflı etkileşim gibi bir gerçek, bunların hepsi yokmuş gibi gösteriliyor. Tabii aslında bu makâlenin dili de bir akademik yazıya göre iddialı gözüküyor desem yanlış olmaz. Normalde bundan daha sâkin, daha az direkt bir dil beklenir bir akademik yazıdan. Bu söylediği şeylerin doğruluğunu değiştirmiyor tabii, içindeki bilgiler açısından gerçekten çok güzel bir makâle, ancak sizin güzel bulduğunuz o direkt dil de bazılarına biraz fazla cüretkâr gelebilir maalesef. Bir de kendi düşüncem olarak, aslında "bizim" bâzı savlarımızı doğrulayan bu makâleden, bu tartışmanın "Türk" tarafı olarak kendimizi görecek isek, çıkarmamız gereken en önemli sonuç, yazarın da sürekli tekrâr ederek eleştirdiği "Eastern cultures do not change" (Doğu kültürleri değişmez) düşüncesinden kurtulmamız gerektiği. Bu maalesef bize Batılı kültürlerin Oryantalist bakış açısından geçmiş bir düşünce, ve bu yüzden de [URL='https://www.youtube.com/watch?v=K-j7b1EGpwg']18. yüzyıl eserlerini çalarken[/URL] 20. yüzyıl eseri gibi icrâ ediyor, "Yelteme Bulgarî" gibi bir Bulgar halk parçasını çalarken elimizden [URL='https://www.youtube.com/watch?v=P--TiUsVTeA']klasik enstrümanları bırakıp, bir tanbura bir çöğür alamıyor,[/URL] Batı notasının musıkîmize getirilmesinden önce her şeyin "notadaki gibi(!)" çalınmadığını unutuyoruz. (çoğu icrâyı bunun için buraya koyarak bu sorunu gösterebilirim [ilk ikisi dâhil], ancak çoğu açıdan iyi icrâ edilmiş iki tâne örneği size sunup bırakmayı tercih ediyorum) [LIST] [*][URL='https://www.youtube.com/watch?v=Rp8MEipGkHs']Türki beray-ı Aşıkan-ı Hüda[/URL], Şahin mahlaslı bir aşığın (büyük ihtimâlle) 17. yüzyıl Türküsü (ilahi denebilecek kadar dinî bir eser aslında adndan anlaşılabileceği gibi, ama Ali Ufkî'nin sınıflandırmasına göre bir türkü), enstrümantasyon dâhil her açıdan çok iyi bir icrâ. [*][URL='https://www.youtube.com/watch?v=mEyNp5L7vG8']Acemlerin bir Beyati Peşrevi[/URL] ([URL='https://divanmakam.com/forum/pesrev-acemlerin-bayati.40861/']sistemde de var[/URL]), enstrümantasyonda uygunsuzluklar olsa da, büyük ihtimâlle 16. yüzyıl olan bir eser için icrâ tekniği olarak çok güzel (özellikle öndeki setar). [/LIST] [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Risto Pekka Pennanen - Lost In Scales... (Batı Gamlarında Kayboluş: Balkan Halk Müziği Araştırmaları ve Osmanlı Devleti'nın Mirası)
Üst
Alt