Eserin güftesi "Ârif" mahlaslı bir zâta ait olmalı. Mehmed Ağa dönemi ve öncesinde yaşamış Ârif mahlaslı şairlere baktıysam da şiiri bulamadım, nitekim birçoğunun eserleri gel(e)memiş. Bu şiir belki müstakil söylenilmiş bir şiir de olabilir. Buraya not olarak yazdım, kim bilir belki bir gün bir yerlerden çıkar.Bu vesileyle eserin güftesini de yazalım, şu an bilinenden biraz farklı ve daha anlamlı. Ayrıca son mısradaki "şûr" kelimesi okunamayıp sonradan anlamlandırılarak "sûz" diye okunmuş. Ama Şûr kelimesiyle son mısra daha da anlamlı oluyor. Şûr, belki eskiden bizim de kullandığımız şu anda da Azerbaycan'da kullanılan bir makam ismi. Hatta bir ihtimal şair için, Şûr makamının kullanıldığı bir dönem ya da yerden yola çıkarak bir tarihleme yapılabilir.Nağme-i dilsûz ile yakdın beni mutrıb-kemânŞîve-i sâzın cihânda olmasın daim gümânDâğdârî-i derûn düşdü benim de hissemeŞûr-ı aşkı çünki taksîm eyledi sîne-kemân[ATTACH=full]78153[/ATTACH]
Eserin güftesi "Ârif" mahlaslı bir zâta ait olmalı. Mehmed Ağa dönemi ve öncesinde yaşamış Ârif mahlaslı şairlere baktıysam da şiiri bulamadım, nitekim birçoğunun eserleri gel(e)memiş. Bu şiir belki müstakil söylenilmiş bir şiir de olabilir. Buraya not olarak yazdım, kim bilir belki bir gün bir yerlerden çıkar.
Bu vesileyle eserin güftesini de yazalım, şu an bilinenden biraz farklı ve daha anlamlı. Ayrıca son mısradaki "şûr" kelimesi okunamayıp sonradan anlamlandırılarak "sûz" diye okunmuş. Ama Şûr kelimesiyle son mısra daha da anlamlı oluyor. Şûr, belki eskiden bizim de kullandığımız şu anda da Azerbaycan'da kullanılan bir makam ismi. Hatta bir ihtimal şair için, Şûr makamının kullanıldığı bir dönem ya da yerden yola çıkarak bir tarihleme yapılabilir.
Nağme-i dilsûz ile yakdın beni mutrıb-kemân
Şîve-i sâzın cihânda olmasın daim gümân
Dâğdârî-i derûn düşdü benim de hisseme
Şûr-ı aşkı çünki taksîm eyledi sîne-kemân
[ATTACH=full]78153[/ATTACH]