Konuya cevap cer

Zâten bu mitosları başlatan, Balkanların 'Batı' dünyasına girişini sağlamaya çalışan Batı ve Balkan güçleri, öyle diyelim. Ancak biz de bu mitosa bilimsel ve kapsayıcı bir bakış açısıyla karşı çıkmayıp kendi mitimizi yaratmışız, onu da unutmayalım. Tabii sizin de çok iyi fark ettiğiniz bir durum var, hem "Biz Batılıyız, Türklerden/Ortadoğululardan vb. etkilenmedik/onlar bizden etkilendi" derken, aynı zamanda neden kültürlerinin Batı kültürüne benzemediğini açıklamak için "Türkler/Ortadoğulular bizim kültürümüzü bozdu" diyebiliyorlar. İlginç bir paradoks oluşuyor.


Bunun en başına gidersek ise ne Balkan ne de Ortadoğu devletlerini burada sorumlu tutabiliyoruz. Bu Batı'nın 18.yüzyılda elde ettiği bilimsel üstünlük üzerine kültürleri (kendileri tabii ki de en üstte olacak şekilde) hiyerarşik olarak sınıflandırmaya başlamasıyla ilgili. Bir Fransız âliminin sözüydü (Rousseau olabilir, emin değilim) "her insân müzik yapsa da bunların arasında öne çıkan Batı müziğidir, çünkü melodi ile birlikte armoni de kullanmışlardır" gibi sözler. Bu nedenle de diğer müzikler alt sınıfa atılır, hiç kimse de o kültür dairesinin içinde olmak istemez.


Bu arada, bizim aramızdan bile çıkar eminim, 'bunda yanlış bir şey bulamıyorum' diyecek insanlar, o insanlara da kısaca şöyle diyelim:

Batı'nın 18. yüzyılda kullandığı, iki elle sayılabilecek ritmik kalıpların içinde evsat, sakil, hezec (çok kullanılmaz ama Kevserî'de vardır) gibi karmaşık kalıplar göremeyiz. Bestenigar, Saba hatta bazı eserlerde kullanılan hâliyle Şehnaz gibi "dissonant", bir Batılı için karmaşık melodik materyalin de yokluğunu (hatta son yüzyılda bile bunları görünce sınıflandırmayı bırakıp "atonal/post-tonal" demeyi tercih edenler olacaktır) düşünürsek, Ortadoğu'nun bilimsel üstünlük oluşturduğu bir senaryoda bu argümanların tam tersine kullanılması da mümkündür. Ancak bu argümanlar yapılmamalıdır, çünkü müziği oluşturan parçaların kompleksliği, o müziğe objektif bir güzellik sağlamaz, yoksa Dünya'nın en sevilen müziği Trout Mask Replica veya şu an adını unttuğum, player pianoda çalınamaz eserler bestelemiş Amerikalı bir bestekâr olurdu :D. (Adını şimdi hatırladım, Conlon Nancarrow)


Çok uzattım ama kısaca düşüncem, bunları Balkanlardaki devletlere yüklemek pek de doğru olmaz; bu problemin öncesi de var.


Üst Alt