Bu eser Hâşim Bey Mecmuası'nda böyle kayıtlı evet, Hüseyin haklı. Ayrıca ağır semaî de Küçük Mehmed Ağa'mıza kayıtlı. Haşim Bey'de Sipihr faslındaki takımda iki de beste kayıtlı, ancak bu güftelere ait nota elimizde mevcut değil, biri Dede Efendi'nin, biri de Küçük Mehmed Ağa'nın. Küçük Mehmed Ağa'nın hayatta bulunduğu ve bu güftelerin mecmualara aksettiği tarihler göz önüne alınırsa Dede Efendi'nin pek genç bir yaşta ve ilk eserlerinden olarak Sipihr makamında bir beste ve bir yürük semâî yaptığı anlaşılır. Daha sonradan Zekâî Dede'ye kaydedilmeye başlanan bu güfteli eserleri, bidayette Küçük Mehmed Ağa ve Dede Efendi bestelemiş, ancak zaman geçince bunlar unutulmuş, dolayısıyla Zekâî Dede de kimi zaman yaptığı gibi unutulan güfteleri aynı makam ve usûlde yeniden bestelemiştir. İşin ilginç yanı Zekâî Dede'ye kayıtlı notalardaki bu eserlere ait güftelerin, terennümlerinin tamamı dahil olmak üzere eski mecmualardaki ile birebir örtüşmesi. Bunu nasıl izah edeceğiz? Şöyle, Zekâî Dede bazan unutulan eserleri eski mecmualardan buluyor, aynı makam ve aynı usulle, terenümünü de birebir almak suretiyle besteliyordu. Bilgi farklılığı buradan doğuyor. Biraz karışık biliyorum, bu konu hakkında ayrıca bir makale yazmam gerekiyor. Çok malzeme birikti. Ama şunu söyleyeyim şimdilik, elimizdeki notalardaki eserler Zekâî Dede'nin olmalıdır. Bu savı nakz eden bir bilgiye ulaşırsam, elbette her zaman olduğu gibi bu platformda paylaşacağım.