Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Güzeşti Arzu Ez Had Be Pay-i Bus-i Tü Ma Ra - Abdülkadir-i Merâgî'ye İzâfe Olunur - Nihavend-i Kebir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="efrūḫte" data-source="post: 86153" data-attributes="member: 3556"><p>Anlatamamışım gâliba. Bu iki geleneğin tamâmen aynı olduğunu söyleyen birini hiç görmedim; ben de bunu söylemiyorum. Hele 'Türk müziği İran müziğinin şubesidir' gibi bir cümle asla kurmadım. Benim itirâzım şuna: siz 16. yüzyıldan bir esere, bu Acemlerin değildir, Türk musıkîsi üslûbunda-tavrında dediniz. Ben de diyorum ki, bu tür keskin bir 'üslup' ayrımını 19. yüzyıldan önce kesinlikle yapamıyoruz; bunun iki temel sebebi var. Birincisi, 19. yüzyıldan önceki Farsî repertuvarının günümüze gelmemiş olması. İkincisi ise 19. yüzyıla kadar teorik belgelerin ve özellikle iki musıkî geleneğini de görmüş musıkîşinasların düşüncelerine baktığımızda, günümüzden çok daha bağlantılı bir Türk-İran geleneği görüyoruz. Bunları düşünerek, üsluba bağlı olarak bu İstanbul eseridir, bu değildir demek doğru olmaz. 20. yüzyıl dememin sebebi ise İstanbul'dan ve İran'dan gelen değişimin, ulus devletler bünyesinde geliştiği zaman çerçevesi budur. Yoksa en azından baha 'merkezî' türlerde asıl farklılaşım 19. yüzyılda, hattâ 18. yüzyılın sonunda gerçekleşiyor.</p><p></p><p></p><p>Bu insanların çoğu hayatlarını bu işe adamış insanlardır. Birkaç İngilizce makâle iletiyorum size, araştırmacılarının ciddiyetini göstermek niyetine (<a href="https://academic.oup.com/british-academy-scholarship-online/book/34084/chapter-abstract/289027164?redirectedFrom=fulltext#no-access-message" target="_blank">bir tânesinin hepsine artık sâhip değilim maalesef, ancak özetini okuyabilirsiniz</a>), hepsi tamâmen doğru diye değil ama, ana hatlarıyla mantıklı bir şekilde konuyu ele alıyor diye düşünüyorum. İsterseniz dikkate alırsınız, istemezseniz almazsınız. (Bir de bu kavramları kullanan Türkçe bir kaynak olarak Türk modernleşmesiyle ilgili bir kağıt iletiyorum.)</p><p></p><p></p><p>Şu anki tavrın aynı olduğu gibi bir düşüncede değilim. Ancak elimizdeki bilgilerle 19. yüzyıl öncesi için 'bu bizim, bu onların' gibi Osmanlı-İran sınırına yerleşmiş bir ayrımdan bahsedemeyeceğimizi, ve 20. yüzyıla kadar bu farkların <em>sınırda </em>netleşmediğini söylüyorum.</p><p></p><p></p><p>Yine değer yargısını bir yana koyuyorum, tekrar tekrar söylediğim gibi tek delilim bu değil. Genel olarak teorik materyalde bir benzerlik gözlemliyoruz, ve musıkîşinasların <em>kendi </em>sözlerini unutmamak lâzım.</p><p></p><p></p><p>Bununla bir yere kadar katılıyorum; notalar hiçbir zaman icrâ ile aynı değildir. Ancak oluşan estetik değişimin hepsini buna bağlamak çok zor gözüküyor. Bahsettiğimiz değişim sonuçta peşrevlerin melodik yoğunluklarında 5 kata yakın bir artış.</p><p></p><p></p><p>Owen Wright bu konudaki en dikkatli ve son bir sonuca varmayı sevmeyen âlimlerdendir aslında.</p><p></p><p>Bu konu tekrâra gelmeye başladı efendim, artık nasıl cevap veririm bilmiyorum.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="efrūḫte, post: 86153, member: 3556"] Anlatamamışım gâliba. Bu iki geleneğin tamâmen aynı olduğunu söyleyen birini hiç görmedim; ben de bunu söylemiyorum. Hele 'Türk müziği İran müziğinin şubesidir' gibi bir cümle asla kurmadım. Benim itirâzım şuna: siz 16. yüzyıldan bir esere, bu Acemlerin değildir, Türk musıkîsi üslûbunda-tavrında dediniz. Ben de diyorum ki, bu tür keskin bir 'üslup' ayrımını 19. yüzyıldan önce kesinlikle yapamıyoruz; bunun iki temel sebebi var. Birincisi, 19. yüzyıldan önceki Farsî repertuvarının günümüze gelmemiş olması. İkincisi ise 19. yüzyıla kadar teorik belgelerin ve özellikle iki musıkî geleneğini de görmüş musıkîşinasların düşüncelerine baktığımızda, günümüzden çok daha bağlantılı bir Türk-İran geleneği görüyoruz. Bunları düşünerek, üsluba bağlı olarak bu İstanbul eseridir, bu değildir demek doğru olmaz. 20. yüzyıl dememin sebebi ise İstanbul'dan ve İran'dan gelen değişimin, ulus devletler bünyesinde geliştiği zaman çerçevesi budur. Yoksa en azından baha 'merkezî' türlerde asıl farklılaşım 19. yüzyılda, hattâ 18. yüzyılın sonunda gerçekleşiyor. Bu insanların çoğu hayatlarını bu işe adamış insanlardır. Birkaç İngilizce makâle iletiyorum size, araştırmacılarının ciddiyetini göstermek niyetine ([URL='https://academic.oup.com/british-academy-scholarship-online/book/34084/chapter-abstract/289027164?redirectedFrom=fulltext#no-access-message']bir tânesinin hepsine artık sâhip değilim maalesef, ancak özetini okuyabilirsiniz[/URL]), hepsi tamâmen doğru diye değil ama, ana hatlarıyla mantıklı bir şekilde konuyu ele alıyor diye düşünüyorum. İsterseniz dikkate alırsınız, istemezseniz almazsınız. (Bir de bu kavramları kullanan Türkçe bir kaynak olarak Türk modernleşmesiyle ilgili bir kağıt iletiyorum.) Şu anki tavrın aynı olduğu gibi bir düşüncede değilim. Ancak elimizdeki bilgilerle 19. yüzyıl öncesi için 'bu bizim, bu onların' gibi Osmanlı-İran sınırına yerleşmiş bir ayrımdan bahsedemeyeceğimizi, ve 20. yüzyıla kadar bu farkların [I]sınırda [/I]netleşmediğini söylüyorum. Yine değer yargısını bir yana koyuyorum, tekrar tekrar söylediğim gibi tek delilim bu değil. Genel olarak teorik materyalde bir benzerlik gözlemliyoruz, ve musıkîşinasların [I]kendi [/I]sözlerini unutmamak lâzım. Bununla bir yere kadar katılıyorum; notalar hiçbir zaman icrâ ile aynı değildir. Ancak oluşan estetik değişimin hepsini buna bağlamak çok zor gözüküyor. Bahsettiğimiz değişim sonuçta peşrevlerin melodik yoğunluklarında 5 kata yakın bir artış. Owen Wright bu konudaki en dikkatli ve son bir sonuca varmayı sevmeyen âlimlerdendir aslında. Bu konu tekrâra gelmeye başladı efendim, artık nasıl cevap veririm bilmiyorum. [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Eser (Nota) Arşivi
Eser (Nota) Arşivi
Güzeşti Arzu Ez Had Be Pay-i Bus-i Tü Ma Ra - Abdülkadir-i Merâgî'ye İzâfe Olunur - Nihavend-i Kebir
Üst
Alt