İnceleme için çok teşekkürler. Burada da bir soru aklıma geldi eğer sakınca değilse. Sizce bu, bizi 16. yüzyılda yaşanan "kriz" döneminin süresinin ve etkisinin düşünüldüğünden az olduğu sonucuna da yöneltir mi? Okurken aklıma yeniden Sultan Korkut'un Kürdi Peşrevi geldi; eğer bu tür eski eserler özelliklerini bir dereceye kadar koruyarak en azından 18. yüzyılın başına, bâzen de daha sonraya gelmişse, Osmanlı'daki musıkî geleneğinin bu dönemdeki durumu hakkında Kantemiroğlu'nun söylediklerini fazla dikkate alıyor olabilir miyiz? Ciddî bir repertuvar değişimi olduğu, teoride Sistemci ekolün rasyonalist bakış açısının çok daha az kullanıldığı gibi durumlar kesin ama "yok olmaya yüz tutmuş" bir musıkîden bahsedebilir miyiz sizce?(Birden fazla soru oldu galiba, zamanınız yoksa ve fazla uzun bir şekilde yazdıysam affediniz.)
İnceleme için çok teşekkürler. Burada da bir soru aklıma geldi eğer sakınca değilse. Sizce bu, bizi 16. yüzyılda yaşanan "kriz" döneminin süresinin ve etkisinin düşünüldüğünden az olduğu sonucuna da yöneltir mi? Okurken aklıma yeniden Sultan Korkut'un Kürdi Peşrevi geldi; eğer bu tür eski eserler özelliklerini bir dereceye kadar koruyarak en azından 18. yüzyılın başına, bâzen de daha sonraya gelmişse, Osmanlı'daki musıkî geleneğinin bu dönemdeki durumu hakkında Kantemiroğlu'nun söylediklerini fazla dikkate alıyor olabilir miyiz? Ciddî bir repertuvar değişimi olduğu, teoride Sistemci ekolün rasyonalist bakış açısının çok daha az kullanıldığı gibi durumlar kesin ama "yok olmaya yüz tutmuş" bir musıkîden bahsedebilir miyiz sizce?
(Birden fazla soru oldu galiba, zamanınız yoksa ve fazla uzun bir şekilde yazdıysam affediniz.)