Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Eski Eserlerin Tarihî İcrası | Bölüm I: Mukaddime, Temel Bilgiler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="efrūḫte" data-source="post: 85374" data-attributes="member: 3556"><p>Arada işim çıktı, şimdi cevap verebiliyorum.</p><p>Bâzen çok net çıkarımlar yapabiliyoruz, özellikle makam, usûl, form farklılıkları, enstrümanlar gibi konularda. Bazı yerlerde mantık kullanarak da ilerleyebiliriz, geleneksel <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/Heterofonik" target="_blank">heterofoni </a>gibi (eserler notasız çalınıyorken enstrümanlar arası tekniklerin [Batılı anlamda çok sesli olmamakla birlikte] farklı olması beklenir, bkz. örnek <a href="https://www.youtube.com/watch?v=Rp8MEipGkHs" target="_blank">1</a>, <a href="https://www.youtube.com/watch?v=fpGDgYMY-nE" target="_blank">2</a>; veyâ Türk halk müziğindeki çalma teknikleri). Daha sıkıntılı alanlar da var; mesela yukarıda bahsettiğim tempo meselesi. Bu konuda (ki kendi bölümünde detaylı bir şekilde anlatacağım), Kantemiroğlu'nun Batı müziği ve makam müziği mukayesesini dikkate alarak, aşağı yukarı bir tempo mantığı oluşturulabilir. Basitçe, konuda net bir tanımlama yapamamakla birlikte, vezn-i kebirde yazılmış eserlerdeki melodileri geç barok dönem, erken klasik dönem eserlerindeki nota yoğunluğuna göre değerlendirebiliriz. Melodik yoğunluk vezinle birlikte artınca, temponun da düşmesi beklenir; yâni küçük vezinlerdeki eserlerin vezn-i kebir eserlerden daha düşük tempoyla çalınması beklenir. Ali Ufkî dönemindeki bütün eserler, vezn-i kebirde yazılmış gibidir; 18. yüzyılda ilerledikçe, ve melodik yoğunluk arttıkça, temponun da düşmesi, bizi tempoların daha iyi bilindiği 19. yüzyıla kadar götürür. 18. yüzyılın detayları daha az bilindiğiden, ve eserler meşk ile geldiğinden, tempoyu Kevseri'den 19. yüzyıl <s>ortasına</s> kadar giderek düşen bir çizgi gibi hâyâl etmek en mantıklısı olabilir (başına, ortasına değil, yanlış söylemişim, ve 19. yüzyılda Osmanlı'nın musıkî geleneği farklı tavırlara bölündüğünden bu yorumu yapmak daha zor oluyor, bir de gazino dönemi ve Darülelhan'da tempo tekrar yükselmiştir). Gerçekten de bu kısa hâli maalesef, tempo karmaşık bir mesele olmasına rağmen, aslında aşağı yukarı anlayabileceğimiz bir meseledir; ancak sayfalarca yazı yazmadan ancak böyle oluyor.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="efrūḫte, post: 85374, member: 3556"] Arada işim çıktı, şimdi cevap verebiliyorum. Bâzen çok net çıkarımlar yapabiliyoruz, özellikle makam, usûl, form farklılıkları, enstrümanlar gibi konularda. Bazı yerlerde mantık kullanarak da ilerleyebiliriz, geleneksel [URL='https://tr.wikipedia.org/wiki/Heterofonik']heterofoni [/URL]gibi (eserler notasız çalınıyorken enstrümanlar arası tekniklerin [Batılı anlamda çok sesli olmamakla birlikte] farklı olması beklenir, bkz. örnek [URL='https://www.youtube.com/watch?v=Rp8MEipGkHs']1[/URL], [URL='https://www.youtube.com/watch?v=fpGDgYMY-nE']2[/URL]; veyâ Türk halk müziğindeki çalma teknikleri). Daha sıkıntılı alanlar da var; mesela yukarıda bahsettiğim tempo meselesi. Bu konuda (ki kendi bölümünde detaylı bir şekilde anlatacağım), Kantemiroğlu'nun Batı müziği ve makam müziği mukayesesini dikkate alarak, aşağı yukarı bir tempo mantığı oluşturulabilir. Basitçe, konuda net bir tanımlama yapamamakla birlikte, vezn-i kebirde yazılmış eserlerdeki melodileri geç barok dönem, erken klasik dönem eserlerindeki nota yoğunluğuna göre değerlendirebiliriz. Melodik yoğunluk vezinle birlikte artınca, temponun da düşmesi beklenir; yâni küçük vezinlerdeki eserlerin vezn-i kebir eserlerden daha düşük tempoyla çalınması beklenir. Ali Ufkî dönemindeki bütün eserler, vezn-i kebirde yazılmış gibidir; 18. yüzyılda ilerledikçe, ve melodik yoğunluk arttıkça, temponun da düşmesi, bizi tempoların daha iyi bilindiği 19. yüzyıla kadar götürür. 18. yüzyılın detayları daha az bilindiğiden, ve eserler meşk ile geldiğinden, tempoyu Kevseri'den 19. yüzyıl [S]ortasına[/S] kadar giderek düşen bir çizgi gibi hâyâl etmek en mantıklısı olabilir (başına, ortasına değil, yanlış söylemişim, ve 19. yüzyılda Osmanlı'nın musıkî geleneği farklı tavırlara bölündüğünden bu yorumu yapmak daha zor oluyor, bir de gazino dönemi ve Darülelhan'da tempo tekrar yükselmiştir). Gerçekten de bu kısa hâli maalesef, tempo karmaşık bir mesele olmasına rağmen, aslında aşağı yukarı anlayabileceğimiz bir meseledir; ancak sayfalarca yazı yazmadan ancak böyle oluyor. [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Eski Eserlerin Tarihî İcrası | Bölüm I: Mukaddime, Temel Bilgiler
Üst
Alt