Ana Sayfa
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Eser (Nota) Arşivi
Yeni Mesajlar
Kayıt Arşivi
Yeni Mesajlar
Köşe Yazıları
Yeni yazılar
Yeni yorumlar
Yazı dizisi
Yazıları ara
Ansiklopedi
Yeni maddeler
Yeni yorumlar
Yeni puanlamalar
Ansiklopedi'de ara
Bizimle Paylaşın!
Giriş Yap
Kayıt Ol
Türkçe (TR)
Dil Seçici
English (US)
Türkçe (TR)
Neler Yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni Mesajlar
Forumlarda Ara
Menü
Giriş Yap
Kayıt Ol
Install the app
Yükle
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Bir Eseri Ses Kaydından Notaya Alırken Nelere Dikkat Edersiniz?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Levent Çelik" data-source="post: 85498" data-attributes="member: 124"><p>Aşağı tükürsen sakal yukarısı bıyık.... Aynı git-gelleri ben de dahil pek çok kişi yaşamıştır-yaşıyordur.</p><p></p><p>Aslında çok derin bir problemi açtın, nereden başlasam konu uzar da gider, yaprağı tozar gider, yar yolunu şaşırmış, kimbilir nereye gider <img class="smilie smilie--emoji" loading="lazy" alt="😊" title="Smiling face with smiling eyes :blush:" src="https://cdn.jsdelivr.net/joypixels/assets/6.6/png/unicode/64/1f60a.png" data-shortname=":blush:" /> Sonuca da varmaz maalesef. </p><p></p><p>Üslûp denilen şey notadan ögrenilmez evvelâ. Yazsa dahi kendimize ait olmaz. O notayı öyle okursunuz, başka notayı başka birinin tavriyle. Nota okuyabilmek müziği okuyabilmek anlayabilmek için yeterli değildir. Nasıl ki divan edebiyatı şiirlerini okuyabiliyor ama kelime anlamlarını biliyor olmak şerh etmeye yetmiyorsa, Müziğin de kendine ait, anlamak için içine girmemiz gereken bir dili var. </p><p></p><p>Iki defa okuyup sıkılan, gelin birlikte bir iki birşey çalıp okuyalım dediğinde "iş" varsa gelirim diyenlerin duyamayacağı anlayamacagi bir dil bu. Yazik anlamadıkları dili konuştuklarını zannediyorlar. Kâni hoca rahmetli "Ev fasıllarına giderdik, bir eseri 50 defa okumadan bırakmazdık" derdi.</p><p></p><p>O kadar çalışılan bir eser artık sizden bir parça hâline gelir ki sonraki icrâlarinizda bir yerlerini süslersiniz farkında olmadan. Hatta değiştirirsiniz de. Her okuduğunuz birbirinden farklı tatlar içerir, sizinle birlikte yaşayan gelişen yenilenen hâle dönüşür. Başta Münir Bey olmak üzere bütün eski ustalarda gördüğüm duyduğum olması gereken bu.</p><p></p><p>Bir de günümüzün "nota" gerçegi var. Nota üzerinde hece takibi yapıyoruz, sözler şiir olarak ezbere bilinmiyor.</p><p></p><p>40 defa gittiği yeri hafızasına almayıp, navigasyonsuz tuvalete gidemeyen yeni nesil gibi her ayrintiyi nota üzerinde görmek istiyoruz (duyarak yaşayarak değil, görerek öğrendiğimiz için) halbuki müzik duyulan hissedilen birşey değil mi? Niye kulağı devreden çıkardık o zaman? </p><p></p><p>Olan bu maalesef, kulaklarımız artık duymuyor, kulak duymayinca kalp de duymuyor.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Levent Çelik, post: 85498, member: 124"] Aşağı tükürsen sakal yukarısı bıyık.... Aynı git-gelleri ben de dahil pek çok kişi yaşamıştır-yaşıyordur. Aslında çok derin bir problemi açtın, nereden başlasam konu uzar da gider, yaprağı tozar gider, yar yolunu şaşırmış, kimbilir nereye gider 😊 Sonuca da varmaz maalesef. Üslûp denilen şey notadan ögrenilmez evvelâ. Yazsa dahi kendimize ait olmaz. O notayı öyle okursunuz, başka notayı başka birinin tavriyle. Nota okuyabilmek müziği okuyabilmek anlayabilmek için yeterli değildir. Nasıl ki divan edebiyatı şiirlerini okuyabiliyor ama kelime anlamlarını biliyor olmak şerh etmeye yetmiyorsa, Müziğin de kendine ait, anlamak için içine girmemiz gereken bir dili var. Iki defa okuyup sıkılan, gelin birlikte bir iki birşey çalıp okuyalım dediğinde "iş" varsa gelirim diyenlerin duyamayacağı anlayamacagi bir dil bu. Yazik anlamadıkları dili konuştuklarını zannediyorlar. Kâni hoca rahmetli "Ev fasıllarına giderdik, bir eseri 50 defa okumadan bırakmazdık" derdi. O kadar çalışılan bir eser artık sizden bir parça hâline gelir ki sonraki icrâlarinizda bir yerlerini süslersiniz farkında olmadan. Hatta değiştirirsiniz de. Her okuduğunuz birbirinden farklı tatlar içerir, sizinle birlikte yaşayan gelişen yenilenen hâle dönüşür. Başta Münir Bey olmak üzere bütün eski ustalarda gördüğüm duyduğum olması gereken bu. Bir de günümüzün "nota" gerçegi var. Nota üzerinde hece takibi yapıyoruz, sözler şiir olarak ezbere bilinmiyor. 40 defa gittiği yeri hafızasına almayıp, navigasyonsuz tuvalete gidemeyen yeni nesil gibi her ayrintiyi nota üzerinde görmek istiyoruz (duyarak yaşayarak değil, görerek öğrendiğimiz için) halbuki müzik duyulan hissedilen birşey değil mi? Niye kulağı devreden çıkardık o zaman? Olan bu maalesef, kulaklarımız artık duymuyor, kulak duymayinca kalp de duymuyor. [/QUOTE]
Alıntı ekle...
Kullanıcı Doğrulaması
Gönder
Ana Sayfa
Klasik Türk Mûsikîsi (Alaturka)
Müzik Sohbetleri
Bir Eseri Ses Kaydından Notaya Alırken Nelere Dikkat Edersiniz?
Üst
Alt