Yâni diyor ki, kadın o kadar güzel ki, herkes hayran olurmuş.
Benim bildiğim başka anlamı yok.
Değildir.
Bülbül (kuş) ve gül (çiçek) Dîvân Edebiyâtı'nda belki de en fazla kullanılan mazmundur (mazmun=asıl mânâyı dolaylı olarak anlatan güzel söz / English= metaphorical statement).
Erkekler bülbüllere benzetilirler, kadınlar da güllere. Bülbül ile gül arasında bir bağ oluşur. Güller güzellikleriyle oradadırlar ve bülbüller de bu güzellikleri gördükçe şakırlar. Yâni erkekler kadınları gördükçe hayran olurlar o güzelliğe. Bu şarkının güftesinde de bundan bahsediliyor.
Mecâzî anlamda konuşuyor bence güfte sâhibi. Yâni meclis derken cemaat meclisi değil, her hangi bir ortam, meselâ sokaklar ya da pazarlar gibi. Yâni işte o kadını gördükçe (dışarıda, bir yerde), herkes hayran olurdu diyor.
Bu fes meselesi de kadın demenin başka bir yolu, en azından başka anlam çıkaramıyorum.
Fes giyen = erkek
Fes giymeyen (bî-fes) = kadın
Yâni biz nasıl kadın demeden "başörtülü" dediğimizde kadın anlıyorsak bugün, herhalde o günlerde "bî-fes" denildi mi, otomatik olarak kadın akla geliyordu. Fes giyenler erkekler olduğu için, giymeyen de kadın oluyor.
Bir de tabii güfte sâhibi güfteye kâfiye yapmak için bunu tercih etmiş. Kontrol etmedim ama aruz bakımından da oturması yönünden.