Nezih Uzel - Eserleri ve Derledikleri

DîvânMakam Arşiv Çalışmaları Ekibi olarak sizlerle paylaştığımız bu dosya, doğrusunu söylemek gerekirse, aslında pek de planlı-programlı bir çalışma olarak başlamadı. Ekibimizin ilk müşterek çalışması sayılabilecek olan Cüneyt Kosal arşivinin siteye aktarılması” sürecinde bir ara parantez olarak ortaya atılan bir soruyla ateşlenen bir fitil, bizi şu an sizin de incelemekte olduğunuz bu noktaya kadar getirdi. Soru, “Nezih Uzel’in pek bilinmeyen bir icrasında, okuduğu bir eserin usulünün ne olduğu” idi (bu dosyanın “Nezih Uzel’in Kaynağı/Derlemecisi Olduğu Eserler” bölümünde notasını bulabileceğiniz “Ahiret Yolu Gibi Gurbete Tenha Gittim” güfteli Hüseyni İlahi). Kendimizi, biz de ne olduğunu anlamadan; mezkur eserin usulünün ne olabileceğinden, bu eserin Nezih Uzel’e ait olup olamayacağına, Nezih Uzel’in başka muhtemel eserlerinin olup olmadığına, bu hususta kimlerden bilgi ve fikir alabileceğimize dair birbirlerini tetikleyen yeni soruların içinde bulduk. Demek ki, Nezih Uzel'in, genel olarak tasavvuf kültürüne, özel olarak da Türk tasavvuf Musikisi'ne kattığı değer bakımından hakkının teslimi yönünde bir çalışma, her ne kadar haddimiz olmasa da, her birimizin içinde bir ukde imiş.​

Nezih Uzel

Nezih Uzel

Çalışmamız süresince, toplamda 200'ün üzerinde eser içeren 5 albüm, 3 konser ve 15 şahsi ses/görüntü kaydını elden geçirdik. Kullandığımız materyaller arasında, Nezih Uzel'in İstanbul Sema Grubu ile yaptığı albümler ve Kudsi Erguner ile beraber verdikleri konserler gibi bilinen ve evini ziyaret eden gençlerin kayda alıp internette yayınladığı videolar gibi bulunabilen kayıtların yanında; çocuk yaşlardan beri ahbabı olan merhum Nejat Tezcan'ın evrak-ı metrukesi arasından -biraz da tesadüfen- çıkan ve içeriğinde Nezih Uzel'in bendir eşliğinde ilahiler okuyup bu ilahiler hakkında tafsilat verdiği bir mikro kaset kaydı; vefatını müteakiben -bu ifadeyi kullanmaktan ziyadesiyle müteessiriz ama- adeta yağmaya uğrayan Sapanca'daki evinden yıllar sonra bir öğrencisi tarafından kurtarılan -herhalde kimse tarafından kıymeti haiz bulunmadığı için- çürümeye terk edilmiş Nezih Uzel'in bizzat kendisinin doldurup içeriklerinde icra ve beste denemeleri yaptığı şahsi kasetler; İstanbul'daki günlerinden öğrencisi ve ahbabı olan Sezai Redifoğlu ve Sapanca'daki günlerinden ahbabı olan Abdullah Uysal gibi isimlerin hafızalarına başvurarak onların sesinden kayda aldığımız ilahiler gibi ilginç ve müstesna kayıtlar da var. Hatta yeri geldi, elimizde herhangi bir ses veya görüntü kaydı olmayan bir konserin, Fransızca hazırlanmış tanıtım broşürü bile bize bazı noktalarda kaynaklık etti.​

Bu materyallerin tasnifinde uyguladığımız yöntem, öncelikle kayıtlarda yer alan eserlerin parça parça tespiti ve bunların arasından hal-i hazırda arşivimizde yer alan eserlerin listelenerek bir kenara ayrılması; sonrasında ise arşivimizde yer almayan ve bilinen bir eserin de varyantı olmadığına kanaat getirdiğimiz kalan eserlerin Nezih Uzel’e aitliğinin sorgulanması şeklinde oldu. Nihayeten ortaya çıkan eser listesinin tamama yakını, bizlerin ve muhtemelen Tasavvuf Musikisi ile ilgilenen hemen herkesin de, ilk defa Nezih Uzel'den duyduğu eserlerdi.​

Bu noktada iki ismin çalışmaya yön verdiğini vurgulamamız gerekir. Evvela, şanslıyız ki ekibimizin de bir parçası olan, Nezih Uzel’in talebelerinden Levent Çelik, ilk etapta kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerin başvuru kaynağı oldu. Gerek eserlerin tespiti ve yorumlanması süresince yaptığı katkılar, gerekse hiçbir yerde kaydı yahut notası olmayan bazı eserlerin doğrudan kendisinden gelmesi vesilesiyle, Levent Çelik'in bu çalışmanın anahtar unsurlarından biri olduğunu vurgulamamız gerekir. Eserlerin tasnifine nihai şeklini veren referansımız ise, Nezih Uzel ile beraber 40 yılı aşkın bir süre müzikal ve kültürel manada aynı havayı solumuş, bir kısmı dünyanın ismini dahi duymadığımız yerlerinde olmak üzere sayısız yurt içi ve yurt dışı konser vermiş, mensubu oldukları kültürün dünya çapında tanınmasına ön ayak olmuş Kudsi Erguner oldu. Geçmişleri ve beraber ortaya koydukları çalışmalar dikkate alındığında, Kudsi Erguner'in, Nezih Uzel ile alakalı yapılacak herhangi bir çalışmaya katacağı değer, tahmin ediyoruz ki bu satırları okuyacak herkesin malumudur. Bu meyanda kendisine, hem kendi adımıza hem de bu satırları okuyanlar adına bir kez daha teşekkürü borç biliyoruz.​

Nezih Uzel'e ait olup olmadığına dair sorguladığımız eserlerin büyük bir çoğunluğu, onun müzikal anlayışına da uygun biçimde, herhangi bir nota nüshası bulunmayan eserlerdi. Bu vesileyle, bu çalışma kapsamında, 16 eser ilk defa yayınlanmak üzere notaya alınmış, 4 eser de Nezih Uzel'in kendine has icrası referans alınarak yeniden düzenlenmiş oldu. Eserleri notaya aktarma işinin yükünü de, yine Levent Çelik ve "Faruk, şunu da yazar mısın?", "Faruk, bunu da temize çeker misin?", "Faruk, bak hoca burada eseri Segah perdesinde bitirmiş, bunu da bir varyant olarak bir daha yazar mısın?" diyerek kayıttan kayıta koşturduğumuz sitemizin notisti Faruk İnan çektiler.

Yola, Nezih Uzel'e ait eserleri tespit etme gayesi ile çıkmış olsak da, elimizde toplanan verilerin yekunu, bizi farklı alt başlıklara götürdü. Tasavvuf kültürünün, genç yaşlardan itibaren hevesli, olgunluk yaşlarında da aşıkane bir takipçi ve temsilcisi olan Nezih Uzel, ömr ü hayatı boyunca bizim belki ancak bu tür meselelere hasredilmiş kitaplarda isimlerini bir arada görebileceğimiz müzisyen ve tarikat temsilcisi ile beraber çalışmış ve çokça vakit geçirmiş biriydi. Cerrahi Tekkesi’nde Muzaffer Ozak’ın, Özbekler Tekkesi’nde Necmeddin Özbekkangay’ın, Bektaşi Tekkesi’nde Yusuf Fahir Baba’nın, hatta Bursa’da Kadiri Tekkesi’nde Canib Efendi’nin ve elbette bu isimlerin zikir meclislerinde yer alan musikişinasların, artık hangi tabiri uygun görürseniz, müridi, muhibbi yahut yareni olmuştu. Henüz öğrencilik döneminde başlayan ve müteakip meslek hayatında da devam eden İstanbul’daki tasavvuf çevrelerinin hemen tamamıyla haşır neşir olma hali, bir noktadan sonra biraz kader biraz da tercihle İstanbul sınırlarını da zorlamaya başlamış görünüyor. Bu özelliğin, onun şahsında, her ne kadar muhtemelen kendisi böyle bir sıfatla yad edilmeyi tercih etmeyecek ve zaten temsilcisi olduğu müzik türünde böyle bir sıfat pek kullanılmıyor olsa da, “derlemeci” bir kimliği de öne çıkarması kaçınılmaz olacaktı. Nitekim, sitemizde yer alan pek çok notanın altında “Nezih Uzel’den aldım” notunu görmek mümkün.​

Kaynak nota: Zahid Bizi Tan Eyleme v4

Kaynak nota: Zahid Bizi Tan Eyleme v4

Biz de çalışmamız süresince, ilk defa Nezih Uzel’den duyulduğuna yahut ilk defa Nezih Uzel vesilesiyle notaya aktarıldığına emin olduğumuz eserleri “Nezih Uzel’in kaynağı/derlemecisi olduğu eserler” şeklinde ikinci bir başlık altında toplamayı uygun gördük. Zira bu eserler de, dikkate alınmayı ve bu çalışmayı okuyacak meraklıların dikkatine sunulmayı hak edecek bir nicel çokluğu ifade ediyorlardı.​

2019 Kasım'ında Sakarya'da Serdivan Fikir Sanat Akademisi'nin organize ettiği "Nezih Uzel'e Saygı Gecesi" ve 2009'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin öncülüğünde düzenlenen "50. Sanat Yılında Nezih Uzel" programı bize yol gösteren başlıca çalışmalar oldu. Bilhassa "50. Sanat Yılında Nezih Uzel" programı için hazırlanan kitapçıktan hatırı sayılır şekilde istifade ettiğimizi ayrıca belirtmemiz gerekir.​

Son olarak, bu çalışmayı, en azından şeklen derli-toplu bir hale getirerek, Nezih Uzel'in doğum tarihi olan 1 Temmuz'da yayına verebilmek, bizim için ayrıca bir mutluluk kaynağı oldu. Yayınlamış olmamıza rağmen bu çalışma bizim için bitmiş, kapanmış bir çalışma değil. Biz, çalışmamız kapsamında yeni veriler elde ettikçe bu dosyayı düzeltmek ve geliştirmek arzusundayız. Başka heveslilerin de bu dosyadan ilham alarak, yahut belki istifade ederek daha kapsamlı çalışmalar yapması en büyük temennimiz.​

DîvânMakam Arşiv Çalışmaları Ekibi​